|
- Would it be a million, 10 million or even 100 million?
- Bir milyon mu, 10 milyon mu, hatta 100 milyon mu?
- It did that in Rwanda, and it lost us a million people.
- Bunu Ruanda'da yaptı ve bize bir milyon insan kaybettirdi.
- Wear any of these cropped shirts to look like a million dollars.
- Bir milyon dolar gibi görünmek için bu kırpılmış gömleklerden birini giy.
- Tom looks like a million bucks.
- Tom bir milyon dolar gibi görünüyor.
- You look like a million bucks.
- Bir milyon dolar gibi görünüyorsun.
- If I had a million dollars, I would give most of it away and retire.
- Eğer bir milyon dolarım olsaydı, çoğunu dağıtır ve emekli olurdum.
- I know a million jokes.
- Bir milyon fıkra biliyorum.
- We've had this conversation a million times.
- Biz bu konuşmayı bir milyon kez yaptık.
- Tom wanted a million dollars.
- Tom bir milyon dolar istedi.
- All members hope that Tatoeba will have a million sentences by the year's end.
- Tüm üyeler Tatoeba'nın yıl sonuna kadar bir milyon cümleye sahip olmasını umut ediyor.
- Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.
- Tom en sevdiği hayır kurumuna isimsiz olarak bir milyon dolar bağışladı.
- Sami's video got a million views.
- Sami'nin videosu bir milyon kez izlendi.
- The loss amounts to a million dollars.
- Zarar bir milyon dolar tutarında.
- What would you do if you had a million dollars?
- Bir milyon doların olsa ne yapardın?
- I'd never in a million years actually do that.
- Aslında bir milyon yıl içinde bunu hiç yapmayacağım.
- In Quebec, French is spoken by over a million people.
- Quebec'te Fransızca bir milyondan fazla insan tarafından konuşuluyor.
- He can invest a million yen in stocks.
- Hisse senetlerine bir milyon yen yatırabilir.
- He can invest a million yen in stocks.
- Menkul kıymetlerde bir milyon yen yatırım yapabilir.
- Is it true that you borrowed a million dollars from the bank?
- Bankadan bir milyon dolar borç aldığınız doğru mu?
- If you were to be given a million yen, what would you do with it?
- Sana bir milyon yen verilecek olsa, onunla ne yaparsın?
- The lady really flipped out when she learned she had won a million dollars.
- Kadın bir milyon dolar kazandığını öğrenince çılgına döndü.
- This city has a million inhabitants.
- Bu şehrin bir milyon sakini var.
- All members hope that Tatoeba will have a million sentences by the year's end.
- Tüm üyeler Tatoeba'nın yıl sonuna kadar bir milyon cümleye sahip olacağını umuyor.
- The Mongolian dinosaur was sold in New York for a million dollars.
- Moğolistanlı dinozor, New York'ta bir milyon dolara satılmıştı.
- A million lemmings can't be wrong.
- Bir milyon lemming yanılıyor olamaz.
- There's the chance to get a huge income in this business, a million yen a month is possible!
- Bu işte büyük bir gelir elde etme şansı var, ayda bir milyon yen mümkün!
- Auckland has a population of a million.
- Auckland'ın bir milyon nüfusu var.
- The loss amounts to a million dollars.
- Kayıp bir milyon doları buluyor.
- You seem a million miles away.
- Bir milyon mil uzakta gibi görünüyorsun.
- The Mongolian dinosaur was sold in New York for a million dollars.
- Moğol dinozoru New York'ta bir milyon dolara satıldı.
- Is it true that you added a million examples to Tatoeba?
- Tatoeba'ya bir milyon örnek eklediğin doğru mu?
- If I had a million dollars, I would give most of it away and retire.
- Bir milyon dolarım olsaydı onu çoğunu hibe ederdim ve emekli olurdum.
- If you were to be given a million yen, what would you do with it?
- Size bir milyon yen verilse, onunla ne yapardınız?
- Tom's divorce from Mary reportedly cost him more than a million dollars.
- Tom'un Mary'den boşanmasının ona bir milyon dolardan fazlaya mal olduğu söyleniyor.
- Tom was making about a million dollars a year.
- Tom yılda yaklaşık bir milyon dolar kazanıyordu.
- More than a million old people are sick in bed.
- Bir milyondan fazla yaşlı insan hasta yatağında.
- Sami's video got a million views.
- Sami'nin videosu bir milyon izleme aldı.
- A million lemmings can't be wrong.
- Bir milyon yaban sıçanı hatalı olamaz.
- Auckland has a population of a million.
- Auckland bir milyon nüfusa sahiptir.
- If you had a million yen, what would you do with it?
- Bir milyon yenin olsaydı onunla ne yapardın?
- Tom felt like a million bucks.
- Tom kendini bir milyon dolar gibi hissetti.
- I must've heard that a million times.
- Bunu bir milyon kez duymuş olmalıyım.
- I wish I had a million dollars.
- Keşke bir milyon dolarım olsaydı.
- There are a million people in Auckland.
- Auckland'da bir milyon insan var.
- I wish I had a million dollars.
- Keşke bir milyon dolarım olsa.
- Sami's video got a million views.
- Sami'nin videosu bir milyon izlenmeye ulaştı.
- This fake news story was shared over a million times on Facebook.
- Bu sahte haber Facebook'ta bir milyondan fazla kez paylaşıldı.
- If you won a million yen, what would you do?
- Bir milyon yen kazansanız, ne yapardınız?
- I felt as if a million eyes were looking at me.
- Bir milyon göz bana bakıyormuş gibi hissettim.
- In Quebec, French is spoken by over a million people.
- Quebec'te Fransızca bir milyondan fazla kişi tarafından konuşulmaktadır.
- The company has a capital of a million dollars.
- Şirketin bir milyon dolar sermayesi var.
- This city has a million inhabitants.
- Bu şehrin bir milyon nüfusu var.
- A million people lost their live during the war.
- Savaş sırasında bir milyon insan hayatını kaybetti.
- I know you must have a million questions.
- Bir milyon sorunuz olduğunu biliyorum.
- Would you have sex with me for a million dollars?
- Bir milyon dolar için benimle seks yapar mıydın?
- I receive a million messages a day and I can't answer them all.
- Günde bir milyon mesaj alıyorum ve hepsine cevap veremiyorum.
- We've got a million things to do.
- Yapacak bir milyon şeyimiz var.
- A single death is a tragedy, a million deaths is a statistic.
- Tek bir ölüm trajedidir, bir milyon ölüm ise istatistik.
- Tom is carrying a bag containing a million dollars.
- Tom içinde bir milyon dolar olan bir çanta taşıyor.
- If you had a million yen, what would you do with it?
- Bir milyon yeniniz olsaydı, onunla ne yapardınız?
- There are a million people in Auckland.
- Auckland'de bir milyon insan vardır.
- One of his paintings fetched more than a million dollars at auction.
- Tablolarından biri müzayedede bir milyon dolardan fazla kazandı.
- Is it true that you added a million examples to Tatoeba?
- Tatoeba'ya bir milyon örnek eklediğiniz doğru mu?
- If you had a million dollars, what would you do?
- Bir milyon doların olsaydı, ne yapardın?
- Tom's divorce from Mary reportedly cost him more than a million dollars.
- Tom'un Mary'den boşanması söylentiye göre ona bir milyon dolardan daha fazlaya mal oldu.
- Would you have sex with me for a million dollars?
- Bir milyon dolar için benimle seks yapmak ister misin?
- If you had a million, what would you do?
- Bir milyonun olsaydı, ne yapardın?
Show More (64)
|