Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
leaven
a something thing
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"a something thing"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Idioms
1
Deyim
a something thing
i.
kısa süreli şey
2
Deyim
a something thing
i.
geçici şey
3
Deyim
a something thing
i.
gelip geçici şey
"a something thing"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 99 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
know a thing or two (about something)
f.
(bir şeyler hakkında) bir iki şey bilmek
Idioms
2
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(isterse) bir iki şey öğretebilmek
3
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(isterse) birkaç şey anlatmak
4
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(isterse) birçok şey söyleyebilmek
5
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki şey öğretmek (gerek)
6
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki söz/laf söylemek (gerek)
7
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(isterse) bir iki şey söyleyebilmek
8
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(isterse) birkaç şey anlatmak
9
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(isterse) birçok şey öğretebilmek
10
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki söz/laf söylemek (gerek)
11
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki şey öğretmek (gerek)
12
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki şey söyleyebilmek
13
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
birkaç şey anlatmak
14
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
birçok şey öğretebilmek
15
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki yanlışını düzeltmek
16
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki şey söylemek
17
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki şey öğretmek
18
Deyim
can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
bir iki şey öğretebilmek
19
Deyim
can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
birkaç şey göstermek
20
Deyim
can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
bir iki konuda yardımcı olmak
21
Deyim
can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
bir iki şey söyleyebilmek
22
Deyim
can/could teach/tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
birkaç şey anlatmak
23
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
bir iki şey öğretmek
24
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(bir konuda) yardımcı olabilmek
25
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
birkaç şey öğretebilmek
26
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
birini bilgilendirmek
27
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
haddini bildirmek
28
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
ağzının payını vermek
29
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
ipliğini pazara çıkarmak
30
Deyim
can teach somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
bir iki şey öğretmek
31
Deyim
can teach somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
(bir konuda) yardımcı olabilmek
32
Deyim
can teach somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
birkaç şey öğretebilmek
33
Deyim
can teach somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
birini bilgilendirmek
34
Deyim
can teach somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
haddini bildirmek
35
Deyim
can teach somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
ağzının payını vermek
36
Deyim
can teach somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
ipliğini pazara çıkarmak
37
Deyim
can tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
bir iki şey öğretmek
38
Deyim
can tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
(bir konuda) yardımcı olabilmek
39
Deyim
can tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
birkaç şey öğretebilmek
40
Deyim
can tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
birini bilgilendirmek
41
Deyim
can tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
haddini bildirmek
42
Deyim
can tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
ağzının payını vermek
43
Deyim
can tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
ipliğini pazara çıkarmak
44
Deyim
could tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
bir iki şey öğretmek
45
Deyim
could tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
(bir konuda) yardımcı olabilmek
46
Deyim
could tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
birkaç şey öğretebilmek
47
Deyim
could tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
birini bilgilendirmek
48
Deyim
could tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
haddini bildirmek
49
Deyim
could tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
ağzının payını vermek
50
Deyim
could tell somebody a thing or two (about somebody/something)
f.
ipliğini pazara çıkarmak
51
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(biri veya bir şey hakkında) birkaç şey öğrenmek
52
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(biri veya bir şey hakkında) ufak tefek şeyler öğrenmek
53
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(biri veya bir şey hakkında) bir iki şey öğrenmek
54
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(bir şey veya biri hakkında birine) bir iki şey anlatmak
55
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(bir konuda) yardımcı olabilmek
56
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
birkaç şey öğretebilmek
57
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
birini bilgilendirmek
58
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
birini düzeltmek/hatasını gidermek
59
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
haddini bildirmek
60
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
ağzının payını vermek
61
Deyim
make a big thing out of something
f.
abartmak
62
Deyim
make a big thing out of something
f.
önemini abartmak
63
Deyim
make a big thing of something
f.
pireyi deve yapmak
64
Deyim
make a big thing out of something
f.
pireyi deve yapmak
65
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
66
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler öğretmek
67
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) ders vermek
68
Deyim
could teach (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir iki şey öğretmek
69
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
70
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler öğretmek
71
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) ders vermek
72
Deyim
could tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir iki şey öğretmek
73
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak
74
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler öğretmek
75
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) ders vermek
76
Deyim
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir iki şey öğretmek
77
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) bazı gerçekleri öğrenmek
78
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) bazı bilgiler öğrenmek
79
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) birkaç bilgi edinmek
80
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) biraz bilgi edinmek
81
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) bazı niteliklerini öğrenmek
82
Deyim
find out a thing or two (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) birkaç bilgi toplamak
83
Deyim
have a thing about someone or something
f.
birine/bir şeye sinir olmak
84
Deyim
have a thing about someone or something
f.
biriyle/bir şeyle problemi olmak
85
Deyim
have a thing about someone or something
f.
birinden/bir şeyden korkmak
86
Deyim
have a thing about someone or something
f.
birinden/bir şeyden hoşlanmamak
87
Deyim
have a thing about someone or something
f.
birini/bir şeyi çok istemek/arzulamak
88
Deyim
have a thing about someone or something
f.
birinin/bir şeyin özlemini duymak
89
Deyim
have a thing about someone or something
f.
biri/bir şey için yanıp tutuşmak
90
Deyim
have a thing for (something)
f.
(bir şeye) bir düşkünlüğü olmak
91
Deyim
have a thing for (something)
f.
(bir şeyden) çok keyif almak
92
Deyim
have a thing for (something)
f.
(bir şeyden) çok hoşlanmak
93
Deyim
have a thing for (something)
f.
(bir şeye) özel bir ilgisi olmak
94
Deyim
make a thing of something
f.
bir şeyi büyütmek
95
Deyim
make a thing of something
f.
pireyi deve yapmak
96
Deyim
make a thing of something
f.
bir şeyi abartmak
97
Deyim
make a thing out of something
f.
bir şeyi büyütmek
98
Deyim
make a thing out of something
f.
pireyi deve yapmak
99
Deyim
make a thing out of something
f.
bir şeyi abartmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of a something thing
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy