|
- For example, what happens to data the state collects about you and your Internet surfing patterns?
- Örneğin, devletin sizin ve internette gezinme alışkanlıklarınız hakkında topladığı verilere ne oluyor?
- We worried a lot about you.
- Biz senin hakkında çok endişelendik.
- We know all about you.
- Senin hakkında her şeyi biliyoruz.
- I know all about you, Tom.
- Senin hakkında her şeyi biliyorum, Tom.
- Tom never talked about you.
- Tom senin hakkında hiç konuşmadı.
- Tom knows a lot about you.
- Tom senin hakkında çok şey biliyor.
- I want to know more about you.
- Senin hakkında daha çok şey bilmek istiyorum.
- I was never worried about you.
- Senin hakkında hiç endişeli değildim.
- I hardly know anything about you.
- Senin hakkında pek bir şey bilmiyorum.
- I didn't know about you.
- Senin hakkında bilgim yoktu.
- Tom has told me good things about you.
- Tom bana senin hakkında iyi şeyler anlattı.
- We don't know anything about you.
- Senin hakkında bir şey bilmiyoruz.
- I no longer feel that way about you.
- Artık senin hakkında o şekilde hissetmiyorum.
- I've been very worried about you.
- Senin hakkında çok endişelendim.
- I was so wrong about you.
- Senin hakkında çok yanılmışım.
- Tom said the same thing about you.
- Tom senin hakkında aynı şeyi söyledi.
- Tom and I were really worried about you.
- Tom ve ben gerçekten senin hakkında endişeliyiz.
- Tom has told me all about you.
- Tom bana senin hakkında her şeyi anlattı.
- Tom has told us a lot about you.
- Tom bize senin hakkında çok şey söyledi.
- You know how I feel about you.
- Senin hakkında ne hissettiğimi biliyorsun.
- Tom said some really nice things about you.
- Tom senin hakkında çok güzel şeyler söyledi.
- We don't know anything about you.
- Senin hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
- I try not to worry about you.
- Senin hakkında üzülmemeye çalışıyorum.
- We may collect a variety of information about you.
- Biz sizin hakkınızda çeşitli bilgiler toplayabiliriz.
- I don't know much about you.
- Senin hakkında çok şey bilmiyorum.
- We need to know more about you.
- Senin hakkında daha çok şey bilmemiz gerek.
- I've heard rumors about you and Tom.
- Senin ve Tom'un hakkında söylentiler duydum.
- I forgot all about you.
- Senin hakkında her şeyi unuttum.
- I have heard quite a lot about you.
- Senin hakkında oldukça çok şey duydum.
- I need to know more about you.
- Senin hakkında daha fazla şey bilmem gerekiyor.
- I told Tom all about you.
- Tom'a senin hakkında her şeyi söyledim.
- He spoke about you yesterday.
- O dün senin hakkında konuştu.
- She told me good things about you.
- Bana senin hakkında iyi şeyler söyledi.
- Tell me everything about you.
- Senin hakkındaki her şeyi bana anlat.
- This isn't about you and me.
- Bu senin ve benim hakkımda değil.
- I was dreaming about you.
- Senin hakkında hayal kuruyordum.
- I think you know how I feel about you.
- Sanırım senin hakkında ne hissettiğimi biliyorsun.
- I've heard so many bad things about you.
- Senin hakkında çok kötü şeyler duydum.
- Tom has said some very good things about you.
- Tom senin hakkında çok iyi şeyler söyledi.
- I know all about you.
- Senin hakkında her şeyi biliyorum.
- Websites collect information about you.
- Web siteleri sizin hakkınızda bilgi toplar.
- Tom spoke with me about you.
- Tom benimle senin hakkında konuştu.
- I was worried about you.
- Senin hakkında endişeliydim.
- Tom always says nice things about you.
- Tom senin hakkında hep güzel şeyler söylüyor.
- I hate everything about you.
- Senin hakkında her şeyden nefret ediyorum.
- We're concerned about you.
- Senin hakkında endişeliyiz.
- I don't really know all that much about you.
- Senin hakkında o kadar çok şey bilmiyorum.
- I've told them all about you.
- Onlara senin hakkında her şeyi anlattım.
- I would like to learn something about you.
- Hakkınızda bir şeyler öğrenmek istiyorum.
- Don't even think of asking me what I think about you right now.
- Şu anda senin hakkında ne düşündüğümü sormayı aklından bile geçirme.
- I want to know more about you.
- Hakkınızda daha çok şey bilmek istiyorum.
- I'm not writing about you.
- Ben senin hakkında yazmıyorum.
- Tom said Mary was worried about you.
- Tom, Mary'nin senin hakkında endişeli olduğunu söyledi.
- We need to know more about you.
- Senin hakkında daha fazla şey bilmemiz gerekiyor.
- Do you want to hear what that person said about you?
- O kişinin senin hakkında ne söylediğini duymak ister misin?
- I've told him all about you.
- Ona senin hakkında her şeyi anlattım.
- I know everything about you.
- Senin hakkındaki her şeyi biliyorum.
- I wanted to find out more about you.
- Senin hakkında daha fazla şey öğrenmek istedim.
- I've heard a lot about you.
- Sizin hakkınızda çok şey duydum.
- This is about you, isn't it?
- Bu senin hakkında, değil mi?
- Do you know what the neighbors say about you?
- Komşuların senin hakkında ne dediğini biliyor musun?
- I told her all about you.
- Ona senin hakkında her şeyi anlattım.
- I'm a little worried about you.
- Senin hakkında biraz endişeliyim.
- I heard about you from Tom.
- Senin hakkında Tom'dan haber aldım.
- Mary spoke with me about you.
- Mary benimle senin hakkında konuştu.
- I'd like to know a little bit more about you.
- Senin hakkında biraz daha fazla şey bilmek isterdim.
- Tom has told us a lot about you.
- Tom bize senin hakkında çok şey anlattı.
- Tom has told me so much about you.
- Tom bana senin hakkında çok şey söyledi.
- What do you think Tom loved most about you?
- Tom'un senin hakkında en çok neyi sevdiğini düşünüyorsun?
- I told her all about you.
- Ona senin hakkında her şeyi söyledim.
- I don't know much about you.
- Senin hakkında pek bir şey bilmiyorum.
- I heard about you and them.
- Sen ve onlar hakkında bir şeyler duydum.
- We've all heard about you.
- Hepimiz senin hakkında duyduk.
- I've heard a lot about you.
- Senin hakkında çok şey duydum.
- He's very worried about you.
- O senin hakkında çok endişeli.
- I'm writing about you.
- Senin hakkında yazıyorum.
- Tom didn't say anything about you.
- Tom senin hakkında hiçbir şey söylemedi.
- I hope I'm wrong about you.
- Umarım senin hakkında yanılıyorumdur.
- Tom was telling the truth about you, wasn't he?
- Tom senin hakkında doğruyu söylüyordu, değil mi?
- Your mother is worried sick about you.
- Annen senin hakkında çok endişeli.
- Everybody's concerned about you.
- Herkes senin hakkında endişeli.
- I've told Tom all about you.
- Senin hakkındaki her şeyi Tom'a söyledim.
- I never worried about you.
- Senin hakkında asla endişelenmedim.
- Tom says he'll sing that song he wrote about you tonight.
- Tom, bu gece senin hakkında yazdığı o şarkıyı söylediğini söyledi.
- We know a lot about you.
- Sizin hakkınızda çok şey biliyoruz.
- I hardly know anything about you.
- Neredeyse senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- I want to know all about you.
- Senin hakkında her şeyi bilmek istiyorum.
- I wish I could take back all those terrible things I said about you last night.
- Keşke dün gece senin hakkında söylediğim tüm o korkunç şeyleri geri alabilseydim.
- I worry more about you than the future of Japan.
- Japonya'nın geleceğinden daha çok senin hakkında endişeleniyorum.
- I want to know more about you, Tom.
- Senin hakkında daha çok şey bilmek istiyorum, Tom.
- Do you know what the neighbors say about you?
- Komşuların senin hakkında ne söylediğini biliyor musun?
- Tom has told us quite a bit about you.
- Tom bize senin hakkında çok şey anlattı.
- I barely know anything about you.
- Ben de senin hakkında çok az şey biliyorum.
- I was so worried about you.
- Senin hakkında çok endişelendim.
- Facebook has a lot of data about you.
- Facebook'ta hakkınızda çok fazla veri var.
- I've been so worried about you that I haven't been sleeping well at night.
- Senin hakkında o kadar endişeliydim ki gece iyi uyumadım.
- I've told him all about you.
- Ona senin hakkında her şeyi söyledim.
- I'm going to find out about you.
- Senin hakkında bir şeyler öğreneceğim.
- I know almost nothing about you.
- Senin hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum.
- He told me good things about you.
- Bana senin hakkında iyi şeyler anlattı.
- I've told them all about you.
- Onlara senin hakkında her şeyi söyledim.
- How would you feel if someone said that about you behind your back?
- Arkandan biri senin hakkında bunu dese nasıl hissedersin?
- I don't really know all that much about you.
- Senin hakkında gerçekten o kadar çok şey bilmiyorum.
- I need to know more about you.
- Senin hakkında daha çok şey bilmeliyim.
- Tom told me all about you.
- Tom bana senin hakkında her şeyi söyledi.
- I should've listened to Tom when he warned me about you.
- Beni senin hakkında uyardığında Tom'u dinlemeliydim.
- I never thought that about you.
- Senin hakkında hiç böyle düşünmemiştim.
- I was wrong about you.
- Senin hakkında yanılmışım.
- Tom told us all about you.
- Tom bize senin hakkında her şeyi anlattı.
- Tom told me a lot about you.
- Tom bana sizin hakkınızda çok şey anlattı.
- I've learned a lot about you.
- Senin hakkında çok şey öğrendim.
- I've been worried about you.
- Senin hakkında endişeliyim.
- We know everything about you.
- Hakkındaki her şeyi biliyoruz.
- Tom always says nice things about you.
- Tom her zaman senin hakkında güzel şeyler söylüyor.
- I'm really worried about you.
- Senin hakkında gerçekten endişeliyim.
- We never talked about you.
- Senin hakkında hiç konuşmadık.
- They only wrote good things about you in the newspaper.
- Gazetede senin hakkında sadece iyi şeyler yazmışlar.
- I'm dying to learn more about you.
- Senin hakkında daha fazla şey öğrenmek için ölüyorum.
- I wish I could take back all those terrible things I said about you last night.
- Keşke dün gece senin hakkında söylediğim bütün o berbat şeyleri geri alabilsem.
- They don't know anything about you.
- Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorlar.
- Tom has never told me anything about you.
- Tom bana senin hakkında hiçbir şey anlatmadı.
- Tom talks about you a lot.
- Tom senin hakkında çok konuşuyor.
- I know a lot about you.
- Senin hakkında çok şey biliyorum.
- Tom didn't tell me anything about you.
- Tom bana senin hakkında hiçbir şey söylemedi.
- I had my doubts about you.
- Senin hakkında şüphelerim vardı.
- I've often heard about you.
- Senin hakkında çok şey duydum.
- Tom has been saying good things about you.
- Tom senin hakkında iyi şeyler söylüyor.
- Tom has told me all about you.
- Tom bana senin hakkında her şeyi söyledi.
- Tom has told me a lot about you.
- Tom bana senin hakkında çok şey anlattı.
- I told him all about you.
- Ona senin hakkında her şeyi söyledim.
- She told me good things about you.
- O bana senin hakkında iyi şeyler anlattı.
- I don't know that much about you.
- Senin hakkında o kadar çok şey bilmiyorum.
- I've told her all about you.
- Ona senin hakkında her şeyi söyledim.
- Tom has told me good things about you.
- Tom bana senin hakkında iyi şeyler söyledi.
- I've told Tom all about you.
- Tom'a senin hakkında her şeyi anlattım.
- I will request references about you.
- Senin hakkında referans isteyeceğim.
- I'm little worried about you.
- Senin hakkında biraz endişeliyim.
- Are they talking about you?
- Senin hakkında mı konuşuyorlar?
- It seems I was wrong about you.
- Ben senin hakkında yanılmışım gibi görünüyor.
- I would like to learn something about you.
- Senin hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum.
- I know things about you.
- Senin hakkında bir şeyler biliyorum.
- I don't believe half of what I've been told about you.
- Senin hakkında bana söylenenin yarısına inanmıyorum.
- Tom was telling the truth about you, wasn't he?
- Tom senin hakkında gerçeği söylüyordu, değil mi?
- I'm not writing about you.
- Senin hakkında yazmıyorum.
- I don't want to hear another complaint about you.
- Senin hakkında bir şikayet daha duymak istemiyorum.
- I wanted to find out more about you.
- Senin hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim.
- I don't really know very much about you.
- Senin hakkında pek bir şey bilmiyorum.
- I want to know everything about you.
- Senin hakkında her şeyi bilmek istiyorum.
- What would your previous employers say about you?
- Önceki işverenleriniz sizin hakkınızda ne diyordu?
- He said the same thing about you.
- Senin hakkında aynı şeyi söyledi.
- How would you feel if someone said something like that about you?
- Biri senin hakkında böyle bir şey söylese ne hissederdin?
- I heard about you and her.
- Sen ve o hakkında bir şeyler duydum.
- You should hear what the neighbors say about you.
- Komşuların senin hakkında ne söylediğini duymalısın.
- She told me a lot about you.
- Bana senin hakkında çok şey anlattı.
- I told them all about you.
- Onlara senin hakkında her şeyi söyledim.
- Speak about others as you would want them to speak about you!
- Başkaları hakkında, onların sizin hakkınızda konuşmasını istediğiniz gibi konuşun!
- I've heard all about you.
- Senin hakkında her şeyi duydum.
- We know so little about you.
- Senin hakkında çok az şey biliyoruz.
- I don't know anything about you.
- Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- I've read all about you.
- Senin hakkında her şeyi okudum.
- I'll be waiting to read about you in newspapers.
- Gazetelerde senin hakkında bir şeyler okumak için bekliyor olacağım.
- I'd love to know everything about you.
- Senin hakkında her şeyi bilmek isterdim.
- They don't know anything about you.
- Onlar senin hakkında bir şey bilmiyor.
- I barely know anything about you.
- Neredeyse senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- It's shocking what they wrote about you in the papers.
- Gazetelerde senin hakkında yazdıkları şey şok edici.
- That's what I've always loved about you.
- Senin hakkında her zaman sevdiğim şey bu.
- I wrote a song about you.
- Senin hakkında bir şarkı yazdım.
- I never imagined I'd feel this way about you.
- Senin hakkında böyle hissedeceğimi hiç düşünmemiştim.
- I've heard quite a lot about you.
- Senin hakkında oldukça çok şey duydum.
- We forgot all about you.
- Senin hakkında her şeyi unuttuk.
- I know nothing about you.
- Senin hakkında bir şey bilmiyorum.
- It's one of the things that I like about you.
- Bu senin hakkında hoşlandığım şeylerden biri.
- Tom never told me anything about you.
- Tom bana senin hakkında hiçbir şey anlatmadı.
- I'm sorry that I said such mean things about you and Tom.
- Sen ve Tom hakkında kötü şeyler söylediğim için özür dilerim.
- Tom asked me a bunch of questions about you.
- Tom bana senin hakkında bir sürü soru sordu.
- You know how I feel about you.
- Senin hakkında nasıl hissettiğimi biliyorsun.
- Tom has told me so much about you.
- Tom bana senin hakkında çok şey anlattı.
- Tom told me a lot about you.
- Tom bana senin hakkında çok şey anlattı.
- They only wrote good things about you in the newspaper.
- Gazetede sizin hakkınızda yalnızca iyi şeyler yazmışlar.
- What would your previous employers say about you?
- Önceki işverenlerin senin hakkında ne derdi?
- I read the article about you in yesterday's newspaper.
- Dünkü gazetede senin hakkında bir makale okudum.
- You should hear what the neighbors say about you.
- Komşuların senin hakkında ne dediğini duymalısın.
- Tom feels the same way about you.
- Tom senin hakkında aynı şekilde hissediyor.
- Tom has never told me anything about you.
- Tom bana senin hakkında hiç bir şey söylemedi.
- I don't believe half of what I've been told about you.
- Senin hakkında bana söylenenlerin yarısına inanmıyorum.
- I know everything about you.
- Senin hakkında her şeyi biliyorum.
- We know everything about you.
- Hakkınızdaki her şeyi biliyoruz.
- I've heard good things about you.
- Senin hakkında iyi şeyler duydum.
- Tom says he's gotten complaints about you drinking.
- Tom senin içmen hakkında şikayetler aldığını söylüyor.
- I heard about you and him.
- Sen ve o hakkında bir şeyler duydum.
- I feel the same way about you.
- Ben senin hakkında aynı şekilde hissediyorum.
- Do you want to hear what that person said about you?
- O kişinin senin hakkında ne dediğini duymak ister misin?
- I have heard quite a lot about you.
- Hakkınızda çok şey duydum.
- We were worried sick about you!
- Senin hakkında çok endişeliydik!
- I've been hearing good things about you.
- Senin hakkında iyi şeyler duyuyorum.
- Tom has been complaining about you.
- Tom senin hakkında şikayet ediyor.
- I've learned a great deal about you.
- Ben de senin hakkında çok şey öğrendim.
- We may collect a variety of information about you.
- Sizin hakkınızda çeşitli bilgiler toplayabiliriz.
- He spoke about you yesterday.
- Dün senin hakkında konuştu.
- It's shocking what they wrote about you in the papers.
- Gazetelerde hakkınızda yazılanlar şok edici.
- Tom has been asking questions about you.
- Tom senin hakkında sorular soruyor.
- Everyone was right about you, Tom.
- Herkes senin hakkında haklıydı, Tom.
- I've heard some good things about you.
- Senin hakkında bazı iyi şeyler duydum.
- I've learned a great deal about you.
- Senin hakkında çok şey öğrendim.
- I've heard some good things about you.
- Senin hakkında iyi şeyler duydum.
- I know nothing about you.
- Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- That says a lot about you.
- Bu senin hakkında çok şey söylüyor.
- I know all about you, Tom.
- Ben senin hakkındaki her şeyi biliyorum, Tom.
- Tom has told us so much about you.
- Tom bize senin hakkında çok şey söyledi.
- I've heard so much about you.
- Senin hakkında çok şey duydum.
- Tom told me all about you.
- Tom bana senin hakkında her şeyi anlattı.
- Tom warned me about you.
- Tom beni senin hakkında uyardı.
- Tom is very concerned about you.
- Tom senin hakkında çok endişeli.
- Tom has told us so much about you.
- Tom bize senin hakkında çok şey anlattı.
- Why are we talking about me and not about you?
- Neden senin hakkında değil benim hakkımda konuşuyoruz?
- What did you talk about you and Sami?
- Sami ve senin hakkında ne konuştunuz?
- I told Tom all about you.
- Tom'a senin hakkında her şeyi anlattım.
- She told me a lot about you.
- O bana senin hakkında çok şey anlattı.
- I hope I'm wrong about you.
- Senin hakkında yanılıyorumdur umarım.
- What would your friends think about you?
- Arkadaşların senin hakkında ne düşünür?
- Tom told us all about you.
- Tom bize senin hakkında her şeyi söyledi.
- We're worried about you.
- Senin hakkında endişeliyiz.
- I'd like to know more about you.
- Senin hakkında daha çok şey bilmek istiyorum.
- I told them all about you.
- Onlara senin hakkında her şeyi anlattım.
- Tom didn't say anything about you.
- Tom senin hakkında bir şey söylemedi.
- I was really worried about you yesterday.
- Dün senin hakkında gerçekten endişeliydim.
- We know a lot about you.
- Senin hakkında çok şey biliyoruz.
- I'm slightly worried about you.
- Senin hakkında biraz endişeliyim.
- I thought a lot about you this past month.
- Geçen ay senin hakkında çok düşündüm.
- I've heard rumors about you and Tom.
- Tom ve senin hakkında söylentiler duydum.
- It seems I was wrong about you.
- Görünüşe göre senin hakkında yanılmışım.
- Tom has told us quite a bit about you.
- Tom bize senin hakkında epeyce şey söyledi.
- I was worried sick about you.
- Senin hakkında çok endişeliydim.
- I was wrong about you.
- Senin hakkında hatalıydım.
- I've told her all about you.
- Ona senin hakkında her şeyi anlattım.
- I told him all about you.
- Ona senin hakkında her şeyi anlattım.
- I never thought that about you.
- Onu senin hakkında hiç düşünmedim.
- I've heard quite a lot about you.
- Senin hakkında çok şey duydum.
- I'd love to know everything about you.
- Senin hakkındaki her şeyi bilmek isterim.
- I'm very worried about you.
- Senin hakkında çok endişeliyim.
- Not everything is about you.
- Her şey senin hakkında değil.
- I can't worry just about you.
- Sadece senin hakkında endişelenemem.
- I was beginning to worry about you.
- Senin hakkında endişelenmeye başlıyordum.
- Well, Tom, we were worried about you.
- Pekala, Tom, senin hakkında endişeliydik.
Show More (241)
|
