accent - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
accent aksan n.
  • I couldn't understand her at first because of her accent.
  • Aksanından dolayı ilk başta onu anlayamadım.
  • Is my French accent that terrible?
  • Fransız aksanım o kadar mı kötü?
  • Is my French accent that terrible?
  • Fransız aksanım bu kadar berbat mı?
Show More (196)
accent vurgu n.
  • "Canape" has an accent on the last syllable.
  • "Canape"in son hecesinde vurgu vardır.
  • The accent on conservation and sustainability must of course be central to the CFP.
  • Koruma ve sürdürülebilirlik vurgusu elbette OBP'nin merkezinde yer almalıdır.
  • In this case, I used purple and green as accents.
  • Bu durumda mor ve yeşili vurgu olarak kullandım.
Show More (4)
accent belirginleştirmek v.
  • He bought a black car, accented with a red stripe down the front.
  • Önü kırmızı bir şeritle belirginleştirilmiş siyah bir araba aldı.
Show More (-2)
accent aksan işareti n.
  • Some languages have accents to show their pronunciation.
  • Bazı dillerde telaffuzları gösteren aksan işaretleri bulunur.
Show More (-2)
accent vurgulu okumak v.
  • He accented every first letter in his speech to make sure it was understood.
  • Anlaşıldığından emin olmak için konuşmasındaki her ilk harfi vurgulu okuyordu.
Show More (-2)
accent vurgulamak v.
  • In this case, I used purple and green as accents.
  • Bu durumda, vurgulamak için mor ve yeşil kullandım.
Show More (-2)