accrue - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
accrue artmak v.
  • Secondly, the proximity policy, which will accrue renewed geostrategic importance after enlargement.
  • İkinci olarak genişlemeden sonra jeostratejik önemi artacak olan yakınlık politikası.
  • Secondly, the proximity policy, which will accrue renewed geostrategic importance after enlargement.
  • İkinci olarak, genişlemeden sonra jeostratejik önemi artacak olan yakınlık politikası.
Show More (-1)
accrue tahakkuk ettirmek v.
  • It is currently very difficult to accrue pension rights earned consecutively in different countries.
  • Halihazırda farklı ülkelerde art arda kazanılan emeklilik haklarının tahakkuk ettirilmesi çok zordur.
Show More (-2)
accrue biriktirmek v.
  • The interest on his bank account accrued over the years.
  • Banka hesabındaki faiz yıllar içinde birikti.
Show More (-2)