Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
bahnfahrpläne
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
adjudicate
karar vermek
v.
This is not some kind of agricultural marathon, where one has to
adjudicate
between carrots and turnips.
Bu, havuç ve şalgam arasında
karar verilmesi
gereken bir tür tarım maratonu değildir.
Show More (-2)
2
adjudicate
hüküm vermek
v.
It is clearly not the role of either the committee or this House to
adjudicate
in questions of fact.
Ne komitenin ne de bu Meclisin görevinin gerçeklerle ilgili konularda
hüküm vermek
olmadığı açıktır.
Show More (-2)