Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
adversary
düşman
n., adj.
One half of Europe has become the
adversary
of the other.
Avrupa'nın bir yarısı diğerinin
düşmanı
haline gelmiştir.
Once again it is being proven that the
adversary,
however strong he may appear, is not invincible.
Düşman
ne kadar güçlü görünürse görünsün yenilmez olmadığı bir kez daha kanıtlanmıştır.
An
adversary
yesterday is a friend today.
Dün
düşman
olan bugün dosttur.
Show More (0)
2
adversary
düşman
n.
We shouldn't ignore our potential
adversaries.
Olası
düşmanlarımızı
görmezden gelmemeliyiz.
Show More (-2)