|
- You say that it is not that easy to hi-jack an airplane.
- Bir uçağı kaçırmanın o kadar kolay olmadığını söylüyorsunuz.
- Seen from an airplane, the island looks like a big spider.
- Uçaktan bakıldığında, ada büyük bir örümcek gibi görünüyor.
- Small hills look flat from an airplane.
- Küçük tepeler uçaktan düz görünüyor.
- The Wright brothers succeeded in flying an airplane driven by an engine.
- Wright kardeşler, bir motor ile çalışan bir uçağı uçurmayı başardılar.
- He is afraid to fly in an airplane.
- O, bir uçakta uçmaktan korkuyor.
- I took an airplane from Tokyo to Kyushu.
- Tokyo'dan Kyushu'ya giden bir uçağa bindim.
- One thing I've always wanted to do is learn to fly an airplane.
- Her zaman yapmak istediğim bir şey uçak kullanmayı öğrenmek.
- The airplane is ready.
- Uçak hazır.
- The airplane soon went out of sight.
- Uçak kısa süre sonra gözden kayboldu.
- This airplane from the 1940's still flies.
- 1940'lardan kalan bu uçak hâlâ uçuyor.
- All communication with that airplane was suddenly cut off.
- Uçakla tüm iletişim aniden kesildi.
- This is the first airplane to land at the new airport.
- Bu yeni havaalanına inen ilk uçak.
- You should never aim a laser pointer at an airplane or helicopter.
- Bir uçağa ya da helikoptere asla bir lazer işaretleyici doğrultmamalısın.
- I found out where Tom's airplane crashed.
- Tom'un uçağının nereye düştüğünü öğrendim.
- It was too cloudy to see the airplane.
- Uçağı görmek için hava çok bulutluydu.
- The airplane landed at Narita Airport.
- Uçak Narita Havaalanı'na indi.
- I'm an airplane mechanic.
- Ben bir uçak tamircisiyim.
- Because of the fog, the airplane has been rerouted to Munich.
- Sis yüzünden uçak Münih'e yönlendirildi.
- Thick clouds swallowed the airplane.
- Yoğun bulutlar uçağı yuttu.
- This airplane is capable of carrying 40 passengers at a time.
- Bu uçak bir seferde 40 yolcu taşıyabilir.
- Small hills look flat from an airplane.
- Küçük tepeler uçaktan düz görünüyorlar.
- A car, an airplane, and a computer are all machines.
- Bir araba, bir uçak ve bir bilgisayar hepsi makinedir.
- The airplane took off for London last night.
- Uçak dün gece Londra'ya gitmek için havalandı.
- I want to learn how to fly an airplane.
- Uçak uçurmayı öğrenmek istiyorum.
- It's possible that the airplane won't be able to fly due to the storm.
- Fırtına yüzünden uçağın uçamama ihtimali var.
- The pilot landed the airplane in the field.
- Pilot, uçağı tarlaya indirdi.
- The airplane is ready for takeoff.
- Uçak kalkış için hazır.
- I slept for a couple of hours on the airplane.
- Uçakta birkaç saat uyudum.
- I sat next to a man on the airplane who snored the whole time.
- Uçakta sürekli horlayan bir adamın yanına oturdum.
- The airplane took off for London last night.
- Uçak dün gece Londra'ya gitmek üzere havalandı.
- Both brothers said that they couldn't support both a wife and an airplane, so they spent their lives as bachelors.
- Her iki kardeş de hem bir eşe hem de bir uçağa bakamayacaklarını, bu yüzden hayatlarını bekar olarak geçirdiklerini söylediler.
- This is my airplane.
- Bu benim uçağım.
- This airplane is capable of carrying 40 passengers at a time.
- Bu uçak bir seferde 40 yolcu taşıma kapasitesine sahiptir.
- The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
- Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçuyor.
- Have they found out what happened to that airplane?
- O uçağa ne olduğunu buldular mı?
- The airplane took off on time.
- Uçak zamanında kalktı.
- The airplane is ready for landing.
- Uçak inişe hazır.
- The new airplane flies at twice the speed of sound.
- Yeni uçak ses hızının iki katı hızla uçuyor.
- Make your airplane reservations early since flights fill up quickly around Christmas.
- Uçak rezervasyonlarınızı erkenden yapın çünkü Noel'de uçuşlar çok çabuk doluyor.
- The airplane was going to carry them to Bauru.
- Uçak onları Bauru'ya götürecekti.
- The airplane made a safe landing.
- Uçak güvenli bir iniş yaptı.
- He is afraid to fly in an airplane.
- Uçakla uçmaktan korkuyor.
- All communication with that airplane was suddenly cut off.
- O uçakla olan tüm iletişim aniden kesildi.
- The Wright brothers succeeded in flying an airplane driven by an engine.
- Wright kardeşler, motorla çalışan bir uçağı uçurmayı başardılar.
- The airplane soon went out of sight.
- Uçak biraz sonra görüş mesafesinden çıktı.
- Tom jumped out of the airplane.
- Tom uçaktan atladı.
- Tom is learning how to fly an airplane.
- Tom bir uçağın nasıl uçurulacağını öğreniyor.
- The airplane was at the mercy of the strong wind.
- Uçak şiddetli rüzgarın merhametine kalmıştı.
- The boy threw a paper airplane at the teacher.
- Çocuk öğretmene kağıttan bir uçak fırlattı.
- Tom built a model airplane.
- Tom maket uçak yaptı.
- They took an airplane from Berlin to Istanbul.
- Berlin'den İstanbul'a giden bir uçağa bindiler.
- The airplane used a rocket motor to assist with takeoff.
- Uçak kalkışa yardımcı olması için bir roket motoru kullandı.
- His airplane crashed in the mountains.
- Uçağı dağlarda kaza yaptı.
- You should never aim a laser pointer at an airplane or helicopter.
- Bir lazer işaretleyiciyi asla bir uçağa veya helikoptere doğrultmamalısınız.
- I saw an airplane.
- Bir uçak gördüm.
- Can you fly an airplane?
- Bir uçağı uçurabilir misin?
- The airplane landed on my father's farm.
- Uçak babamın çiftliğine indi.
- The airplane was just going to take off.
- Uçak tam kalkmak üzereydi.
- He took an airplane for the first time in his life.
- Hayatında ilk kez bir uçağa bindi.
- The airplane took off ten minutes ago.
- Uçak, on dakika önce kalktı.
- The airplane is ready for takeoff.
- Uçak kalkışa hazır.
- Thick clouds swallowed the airplane.
- Kalın bulutlar uçağı yuttu.
- He took an airplane for the first time in his life.
- Hayatında ilk kez uçağa bindi.
- Tom says he wants to learn how to fly an airplane.
- Tom uçak kullanmayı öğrenmek istediğini söylüyor.
- My luggage has been lost or else they have put it on another airplane.
- Bavullarım kaybolmuş ya da başka bir uçağa koymuşlar.
- A car, an airplane, and a computer are all machines.
- Bir araba, bir uçak ve bir bilgisayar birer makinedir.
- His airplane crashed in the mountains.
- Uçağı dağlara düşmüş.
- Tom made a paper airplane.
- Tom kâğıttan uçak yaptı.
- A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.
- Araba, bisiklet, uçak, tekne ve tren birer ulaşım aracıdır.
- An airplane had flown over the mountain.
- Dağın üzerinden bir uçak geçmiş.
- Tom is learning how to fly an airplane.
- Tom bir uçağı nasıl uçuracağını öğreniyor.
- Great, another baby screaming on the airplane.
- Harika, uçakta çığlık atan bir bebek daha.
- The airplane ascended to four thousand feet.
- Uçak 4.000 feet'e kadar yükseldi.
- We saw the airplane.
- Uçağı gördük.
- The first airplane flew in 1903 for twelve seconds.
- İlk uçak 1903 yılında on iki saniye uçtu.
- This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.
- Bu uçak 400 yolcuyu oldukça rahat bir şekilde alır.
- After flying above the safe zone, the airplane went into unidentified air space.
- Güvenli bölgenin üzerinde uçtuktan sonra, uçak tanımlanamayan hava sahasına girdi.
- He is scared of flying on an airplane.
- Uçakla uçmaktan korkuyor.
- This is the first airplane to land at the new airport.
- Bu, yeni havaalanına inen ilk uçak.
- I slept for a couple of hours on the airplane.
- Ben uçakta birkaç saat uyudum.
- The speed of an airplane is much greater than that of a helicopter.
- Bir uçağın hızı bir helikopterinkinden çok daha fazladır.
- They stepped on board the airplane.
- Uçağa bindiler.
- Tom has a private airplane.
- Tom'un özel bir uçağı var.
- Tom is so fat he needs two seats on an airplane.
- Tom o kadar şişman ki uçakta iki koltuğa ihtiyacı var.
- The airplane flew very low.
- Uçak çok alçaktan uçtu.
- We saw the airplane.
- Biz uçağı gördük.
- The desire to fly in the sky like a bird inspired the invention of the airplane.
- Gökyüzünde bir kuş gibi uçma arzusu uçağın icadına ilham oldu.
- The airplane found itself in the eye of the storm.
- Uçak kendini fırtınanın merkezinde buldu.
- The first airplane flew in 1903 for twelve seconds.
- 1903'te ilk uçak on iki saniye uçtu.
- Tom boarded the airplane.
- Tom uçağa bindi.
- The airplane took off ten minutes ago.
- Uçak on dakika önce havalandı.
- According to newspaper reports, there was an airplane accident last evening.
- Gazete haberlerine göre, dün akşam bir uçak kazası olmuş.
- I sat next to a man on the airplane who snored the whole time.
- Uçakta sürekli horlayan bir adamın yanında oturdum.
- The airplane arrives at 8.
- Uçak saat 8'de geliyor.
- Within minutes after the take-off, the airplane was in trouble.
- Kalkıştan birkaç dakika sonra uçakta sorun çıktı.
- The airplane was just going to take off.
- Uçak neredeyse kalkacaktı.
- He is scared of flying on an airplane.
- Uçakta uçmaktan korkuyor.
- His airplane had already left when I got to Narita Airport.
- Onun uçağı, Narita Havaalanına vardığımda zaten ayrılmıştı.
- The airplane flew very low.
- Uçak çok alçaktan uçuyordu.
- His airplane had already left when I got to Narita Airport.
- Narita Havaalanı'na vardığımda uçağı çoktan kalkmıştı.
- The speed of an airplane is much greater than that of a helicopter.
- Bir uçağın hızı helikopterin hızından daha fazladır.
- The airplane is ready for landing.
- Uçak iniş için hazır.
- The airplane is capable of supersonic speeds.
- Uçak, ses üstü hızlara ulaşabilir.
- According to newspaper reports, there was an airplane accident last evening.
- Gazete röportajına göre, dün akşam bir uçak kazası vardı.
- The pilot flew the airplane.
- Pilot uçağı uçurdu.
- The airplane landed safely on the runway.
- Uçak güvenli bir şekilde piste indi.
- An airplane had flown over the mountain.
- Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- I've never traveled by airplane.
- Uçakla yolculuk etmedim hiç.
- Where can I get on the airplane?
- Uçağa nereden binebilirim?
- The airplane found itself in the eye of the storm.
- Uçak kendini fırtınanın ortasında buldu.
- How old is this airplane?
- Bu uçak kaç yaşında?
- An airplane is flying overhead.
- Havada bir uçak uçuyor.
- The natives saw an airplane then for the first time.
- Yerliler o zaman ilk kez bir uçak gördüler.
- Tom has a private airplane.
- Tom'un özel uçağı var.
- The desire to fly in the sky like a bird inspired the invention of the airplane.
- Bir kuş gibi gökyüzünde uçma arzusu uçağın icadına ilham verdi.
- The airplane landed at Narita Airport.
- Uçak, Narita Havalimanı'na indi.
- They were on board the same airplane.
- Onlar aynı uçağa bindiler.
- Seen from an airplane, the island looks like a big spider.
- Uçaktan bakıldığında ada büyük bir örümceğe benziyor.
- They stepped on board the airplane.
- Uçağa adım atmışlar.
- This airplane from the 1940's still flies.
- 1940'lardan kalma bu uçak hâlâ uçuyor.
- An airplane is flying overhead.
- Tepemizde bir uçak uçuyor.
- Tom died in an airplane accident.
- Tom bir uçak kazasında öldü.
- My father can fly an airplane.
- Babam bir uçağı uçurabilir.
- This airplane is capable of carrying 40 passengers at a time.
- Bu uçak bir seferde 40 yolcu taşıma kapasitesindedir.
- Are there movies in an airplane?
- Uçakta film var mı?
- This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.
- Bu uçak rahatça 400 yolcu taşıyabilir.
- The new airplane flies at twice the speed of sound.
- Yeni uçak sesin iki katı hızlı uçuyor.
- The airplane is capable of supersonic speeds.
- Uçak ses üstü hızlara çıkabilmektedir.
- The natives saw an airplane then for the first time.
- Yerliler ilk kez o zaman bir uçak gördüler.
- They were on board the same airplane.
- Aynı uçaktaydılar.
- The airplane fell to the earth.
- Uçak yere düştü.
- The airplane is scheduled to arrive at Honolulu tomorrow morning.
- Uçağın yarın sabah Honolulu'ya varması planlanıyor.
- Tom is so fat he needs two seats on an airplane.
- Tom o kadar şişman ki bir uçakta iki koltuğa ihtiyacı var.
- Because of the fog, the airplane has been rerouted to Munich.
- Sis nedeniyle uçak Münih'e yönlendirildi.
- The pilot landed the airplane in the field.
- Pilot, uçağı alana indirdi.
- They stepped on board the airplane.
- Onlar uçağa ayak bastılar.
- I want to learn how to fly an airplane.
- Bir uçağı nasıl uçuracağımı öğrenmek istiyorum.
Show More (134)
|