|
- Alienation from people is depressing.
- İnsanlara yabancılaşma durumu iç karartıcıdır.
- At present, decision-making in the EU is too diffuse and too sluggish, which leads to alienation.
- Halihazırda AB'de karar alma mekanizması çok dağınık ve çok yavaş işlemekte; bu da yabancılaşmaya yol açmaktadır.
- We have found evidence of increasingly frequent frustration between us and of alienation setting in.
- Aramızda giderek artan bir hayal kırıklığı ve yabancılaşma yaşandığına dair kanıtlar bulduk.
- Much has been written about the democratic deficit and voter alienation in the European Union.
- Avrupa Birliği'ndeki demokrasi açığı ve seçmen yabancılaşması hakkında çok şey yazıldı.
- There is great concern about the alienation of some immigrant communities and their social and economic disadvantage.
- Bazı göçmen topluluklarının yabancılaşması ve sosyal ve ekonomik dezavantajları konusunda büyük endişeler bulunmaktadır.
- In this process, alienation itself becomes an aesthetic device for the novel.
- Bu süreçte yabancılaşmanın kendisi roman için estetik bir araç haline gelir.
- In this process, alienation itself becomes an aesthetic device for the novel.
- Bu süreçte yabancılaşmanın kendisi roman için estetik bir araca dönüşüyor.
- Alienation is a common theme of twentieth-century literature.
- Yabancılaşma, yirminci yüzyıl edebiyatının ortak bir temasıdır.
- Alienation is a common theme of twentieth-century literature.
- Yabancılaşma yirminci yüzyıl edebiyatının ortak bir teması.
Show More (6)
|