aspire - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
aspire arzulamak v.
  • Finally, they aspire to the proclamation of a true and genuine independent State.
  • Son olarak gerçek ve hakiki bir bağımsız Devletin ilan edilmesini arzulamaktadırlar.
  • Moreover, the community of values which, after all, the EU aspires to achieve, will definitely be at risk.
  • Ayrıca her şeyden önce AB'nin ulaşmayı arzuladığı değerler topluluğu kesinlikle risk altında olacaktır.
  • She aspired to become an actress.
  • Aktris olmayı arzuluyordu.
Show More (0)
aspire can atmak v.
  • Everyone aspires to have a better life.
  • Herkes daha iyi bir hayata sahip olmak için can atıyor.
Show More (-2)