|
- It was produced after an immense amount of work very late at night.
- Gece geç saatlere kadar süren muazzam bir çalışmanın ardından üretildi.
- Some of my fellow Members have complained that this debate is taking place at night.
- Bazı üyelerimiz, bu tartışmanın gece vakti yapıldığını söyleyerek şikayet etti.
- I look forward to the debate in the House today, even though it is late at night.
- Gece geç saatlerde de olsa bugün Meclis'te yapılacak tartışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
- It was very late at night.
- Gece çok geçti.
- If you eat all of that dessert, you'll be like a nuclear plant at night in bed.
- O tatlının hepsini yersen, gece yatarken nükleer santral gibi olursun.
- I like listening to ambient music at night.
- Gece ambient müzik dinlemesini seviyorum.
- I told Tom not to stay out late at night.
- Tom'a gece geç saatlere kadar dışarıda kalmamasını söyledim.
- Some people say that eating late at night is bad for your health.
- Bazı insanlar gece geç saatlerde yemek yemenin sağlığınız için kötü olduğunu söylüyorlar.
- He stays up till late at night.
- Gece geç saatlere kadar yatmaz.
- I've never gone fishing at night.
- Hiç gece balığa çıkmadım.
- I go to bed at around ten at night.
- Ben gece on gibi yatarım.
- My father used to drink till late at night.
- Babam gece geç saatlere kadar içerdi.
- It's not good to stay up late at night.
- Gece geç saatlere kadar yatmamak iyi değildir.
- What keeps you awake at night?
- Gece gece sizi uyutmayan nedir?
- Tom won't drive at night.
- Tom gece araba kullanmaz.
- Have you ever trained at night?
- Hiç gece antrenman yaptın mı?
- The enemy attacked us at night.
- Düşman bize gece saldırdı.
- How come you call on us so late at night?
- Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?
- A strong wind was blowing at night.
- Gece kuvvetli bir rüzgar esiyordu.
- Tom told Mary not to go out at night by herself.
- Tom, Mary'ye gece tek başına dışarı çıkmamasını söyledi.
- Who stays up later at night, you or Tom?
- Gece kim geç saatlere kadar yatmaz, sen mi yoksa Tom mu?
- He practices playing the guitar until late at night.
- O, gece geç saatlere kadar gitar çalma uygulaması yapar.
- Tom keeps his doors locked at night.
- Tom gece kapılarını kilitli tutuyor.
- Boston is beautiful at night.
- Boston gece güzeldir.
- The discussion went on till late at night.
- Tartışma gece geç saatte kadar devam etti.
- I am not used to staying up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışık değilim.
- I never go out at night.
- Asla gece dışarı çıkmam.
- Tom asked Mary not to play the drums so late at night.
- Tom, Mary'den gece geç saatlere kadar davul çalmamasını istedi.
- I asked Tom not to call late at night.
- Tom'un gece geç saatlerde aramamasını istedim.
- It is dangerous for children to go out alone at night.
- Çocukların gece tek başına dışarı çıkmaları tehlikelidir.
- I figured that you wouldn't want to drink coffee so late at night.
- Ben gece geç saatte kahve içmek istemeyeceğini düşündüm.
- He never goes out late at night.
- Asla gece geç saatlerde dışarı çıkmaz.
- He often used to stay up until late at night.
- Sık sık gece geç saatlere kadar yatmazdı.
- I often read the Bible at night just before I go to sleep.
- Gece yatmadan önce genellikle İncil okurum.
- He often used to stay up until late at night.
- Sık sık gece geç saatlere kadar ayakta kalırdı.
- Driving at night without your headlights on is dangerous.
- Gece farlar açık olmadan araba kullanmak tehlikelidir.
- At night, I write in the living room.
- Gece, oturma odasında yazarım.
- Dan warned Linda about walking alone at night.
- Dan, Linda'yı gece yalnız yürümemesi konusunda uyardı.
- I sleep at night now.
- Şimdi gece uyuyorum.
- When Tom was walking down the street at night, a man he didn't know threatened him with a knife and robbed him of his cash.
- Tom gece sokakta yürürken tanımadığı bir adam onu bıçakla tehdit etti ve parasını gasp etti.
- Tom asked Mary not to play the drums so late at night.
- Tom Mary'den gece geç saatlere kadar davul çalmamasını istedi.
- I'm not used to staying up late at night.
- Gece geç saatlere kadar kalmaya alışkın değilim.
- The people upstairs come home late at night.
- Üst kattaki insanlar gece geç saatlerde eve gelirler.
- You shouldn't stay up so late at night.
- Gece çok geç saatlere kadar kalmamalısın.
- They work at night.
- Onlar gece çalışırlar.
- We carried on the discussion till late at night.
- Gece geç saatlere kadar tartışmayı sürdürdük.
- She shouldn't go out by herself at night.
- Gece tek başına dışarı çıkmamalı.
- Emily goes to sleep at 10 o'clock at night.
- Emily gece saat 10'da uyuyor.
- I avoid going there late at night.
- Gece geç saatlerde oraya gitmekten kaçınıyorum.
- He did not appear until late at night.
- Gece geç saatlere kadar görünmedi.
- We are all accustomed to working late at night.
- Hepimiz gece geç saatlere kadar çalışmaya alışığız.
- I'm just saying you shouldn't go out alone at night.
- Sadece gece tek başınıza dışarı çıkmamanız gerektiğini söylüyorum.
- The problem with the neighbor's kids is that they're always noisy late at night.
- Komşunun çocuklarıyla ilgili sorun, gece geç saatlerde hep gürültü yapmaları.
- At night, a strong wind was blowing.
- Gece güçlü bir rüzgar esiyordu.
- I asked Tom not to call late at night.
- Tom'a gece geç saatlerde aramamasını söyledim.
- Tom said that he thought it wouldn't be safe for Mary to walk home by herself at night.
- Tom, Mary'nin gece eve tek başına yürümesinin güvenli olmayacağını düşündüğünü söyledi.
- I go to bed at eleven at night.
- Gece on birde yatmaya giderim.
- He often stays up late at night.
- Sık sık gece geç saatlere kadar ayakta kalır.
- I go to bed at ten o'clock at night.
- Gece saat 10'da yatıyorum.
- Something you should know about me is that I stay up until late at night.
- Benim hakkımda bilmen gereken bir şey varsa o da gece geç saatlere kadar uyanık kaldığımdır.
- Like many students at our school, Tom stays up until late at night studying.
- Okulumuzdaki pek çok öğrenci gibi Tom da gece geç saatlere kadar ders çalışır.
- Do you prefer to study during the day or at night?
- Gündüz mü yoksa gece mi çalışmayı tercih edersin?
- It's already ten o'clock at night.
- Saat gece 10 oldu.
- Tom has been taking walks at night.
- Tom gece yürüyüşler yapıyor.
- He did not appear until late at night.
- Gece geç saatlere kadar ortaya çıkmadı.
- He works from early in the morning until late at night every day.
- Her gün sabahın köründen gece yarılarına kadar çalışıyor.
- Staying up late at night is very bad for your skin.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalmak cildin için çok kötü.
- I like walking at night.
- Gece yürümeyi severim.
- If you eat all of that dessert, you'll be like a nuclear plant at night in bed.
- O tatlının hepsini yersen gece yatakta nükleer santral gibi olursun.
- Emily goes to sleep at 10 o'clock at night.
- Emily gece saat onda uyumaya gider.
- I thought I told you not to sing so late at night.
- Sana gece geç saatlerde şarkı söyleme dediğimi sanıyordum.
- He worked until late at night.
- Gece geç saatlere kadar çalıştı.
- I usually take a bath at night.
- Genellikle gece banyo yaparım.
- Our plane landed in Ankara late at night.
- Uçağımız gece geç saatte Ankara'ya indi.
- Tom hardly ever goes out late at night.
- Tom gece geç saatlerde dışarı pek çıkmaz.
- Tom sometimes stays up late at night.
- Tom bazen gece geç saatlere kadar uyumaz.
- I shouldn't have gone home late at night by myself.
- Gece geç saatte eve tek başıma gitmemeliydim.
- Tom would come home late at night, completely drunk.
- Tom gece geç saatlerde eve sarhoş gelirdi.
- We are all accustomed to working late at night.
- Hepimiz gece geç saatlere kadar çalışmaya alışkınız.
- Since it was late at night and I was very tired, I stayed at an inn.
- Gece geç saat olduğu ve çok yorgun olduğum için bir handa kaldım.
- He never goes out late at night.
- O gece geç saatlerde asla dışarı gitmez.
- He listened to music in his room until late at night.
- Gece geç saatlere kadar odasında müzik dinledi.
- You had better not sit up late at night.
- Gece geç saatlere kadar oturmasan iyi olur.
- Don't travel alone late at night.
- Gece geç saatlerde yalnız başına dolaşma.
- I shouldn't have walked home late at night by myself.
- Gece geç saatte eve tek başıma yürümemeliydim.
- The enemies made an attack at night.
- Düşmanlar gece saldırı düzenledi.
- Tom usually stays up late at night.
- Tom genellikle gece geç saatlere kadar ayakta kalırdı.
- You can play this piano, but not at night.
- Bu piyanoyu çalabilirsiniz ama gece değil.
- I am used to staying up late at night.
- Gece geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.
- We can't wander around the park at night.
- Gece parkta dolaşamayız.
- My mother seldom watches TV at night.
- Annem gece nadiren televizyon izler.
- I usually shower at night.
- Genellikle gece duş yaparım.
- I'm sorry to disturb you so late at night.
- Gece bu kadar geç saatte sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- They traveled at night so no one would see them.
- Onlar gece seyahat etti bu yüzden kimse onları görmeyecekti.
- Some people say that eating late at night is bad for your health.
- Bazı insanlar gece geç saatlerde yemek yemenin sağlığınız için kötü olduğunu söyler.
- It was late at night when we got back.
- Döndüğümüzde gece geç olmuştu.
- She got to the hotel late at night.
- O, gece geç saatlerde otele vardı.
- I wish Tom wouldn't sing so loudly late at night.
- Keşke Tom gece geç saatlerde bu kadar yüksek sesle şarkı söylemese.
- Are they arriving at ten o'clock in the morning or at night?
- Sabah 10'da mı geliyorlar yoksa gece mi?
- Tom is always home at night.
- Tom her zaman gece eve gelir.
- You shouldn't stay up so late at night.
- Gece bu kadar geç saatlere kadar ayakta kalmamalısın.
- Don't you sleep well at night?
- Gece iyi uyumuyor musun?
- He made us work till late at night.
- Bizi gece geç saatlere kadar çalıştırdı.
- Tom advised Mary not to leave her windows open at night.
- Tom Mary'ye pencereleri gece açık bırakmamasını tavsiye etti.
- Tom is afraid to go out alone at night.
- Tom gece yalnız çıkmaya korkuyor.
- I'm not sure it's a good idea for you to go out at night by yourself.
- Gece tek başına dışarı çıkmanın senin için iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
- Tom was robbed while walking late at night.
- Tom gece geç saatte yürürken soyuldu.
- They sat at their campfires at night.
- Gece kamp ateşinde oturdular.
- Don't travel alone late at night.
- Gece geç saatlerde yalnız seyahat etme.
- Do you work at night?
- Gece çalışıyor musun?
- The art teacher paints at night.
- Sanat öğretmeni gece resim yapar.
- Tom hardly ever goes out late at night.
- Tom neredeyse gece geç saatlerde hiç dışarıya çıkmaz.
- At night, a strong wind was blowing.
- Gece şiddetli rüzgâr esiyordu.
- I can't sleep at night.
- Gece uyuyamıyorum.
- They crowded into my house late at night.
- Gece geç saatte evime doluştular.
- When Tom leaves at night, he turns on the burglar alarm.
- Tom gece evden çıkarken hırsız alarmını çalıştırır.
- What did you do at night?
- Gece ne yaptın?
- I avoid going there late at night.
- Oraya gece geç saatlerde gitmekten kaçınırım.
- Bats hunt at night.
- Yarasalar gece avlanır.
- You need not to have called me up so late at night.
- Beni gece çok geç saatte aramak zorunda değildin.
- I don't know how he sleeps at night.
- Gece onun nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- I don't think it's safe to go out at night by yourself.
- Gece tek başına dışarı çıkmanın güvenli olduğunu sanmıyorum.
- I don't know how she sleeps at night.
- Onun gece nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- John is still taking journalism classes at night.
- John hâlâ gece gazetecilik dersleri alıyor.
- Tom is afraid to go out at night.
- Tom gece dışarı çıkmaktan korkuyor.
- We conversed until late at night while eating cake and drinking tea.
- Gece geç saatlere kadar kek yiyip çay içerek sohbet ettik.
- During the day, we work, and at night, we rest.
- Gün boyunca çalışırız ve gece dinleniriz.
- Ken lets his children have their own way, so they stay up late at night.
- Ken çocuklarının kendi istedikleri gibi davranmasına izin veriyor, bu yüzden onlar, gece geç saatlere kadar yatmıyorlar.
- Tom sometimes stays up late at night.
- Tom bazen gece geç saatlere kadar ayakta kalır.
- The men played cards and drank until late at night.
- Adamlar gece geç saatlere kadar kart oynayıp içtiler.
- They don't work at night.
- Onlar gece çalışmazlar.
- He stays up till late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalır.
- Tom told Mary she shouldn't go out at night alone.
- Tom Mary'ye gece tek başına dışarı çıkmaması gerektiğini söyledi.
- It's not good to stay up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalmak iyi değildir.
- Swimming at night is dangerous.
- Gece yüzmek tehlikelidir.
- Tom advised Mary not to stay out late at night.
- Tom, Mary'ye gece geç saatlere kadar dışarıda kalmamasını tavsiye etti.
- It would be better if you didn't drink so much coffee late at night.
- Gece geç saatlerde bu kadar çok kahve içmesen daha iyi olurdu.
- He would often sit up until late at night.
- O, gece geç saatlere kadar sık sık otururdu.
- They sat up talking late at night.
- Gece geç saatlere kadar oturup konuştular.
- When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up.
- Gece dolunay çatıya düştüğünde, bütün çiftçiler uyanır.
- He made us work till late at night.
- Gece geç saatlere kadar bizi çalıştırdı.
- It was late at night when Tom finally got home.
- Tom nihayet eve döndüğünde gece geç olmuştu.
- Have you ever locked the door of your room at night?
- Sen hiç gece odanın kapısını kilitledin mi?
- I sleep during the day and work at night.
- Gün boyunca uyurum ve gece çalışırım.
- It is dangerous for children to go out alone at night.
- Çocukların gece tek başlarına dışarı çıkmaları tehlikelidir.
- How do you sleep at night?
- Gece nasıl uyuyorsun?
- She got to the hotel late at night.
- Otele gece geç saatte gitmiş.
- Tom's parents let him stay out late at night.
- Tom'un annesiyle babası gece geç saate kadar dışarıda kalmasına izin verdi.
- Cats are active at night.
- Kediler gece aktiftir.
- I want you to stop frequenting the graveyard at night.
- Gece mezarlığa uğramayı bırakmanı istiyorum.
- On the street at night, Tom was threatened by an unfamiliar man with a knife and robbed of his money.
- Tom gece sokakta tanımadığı bir adam tarafından bıçakla tehdit edildi ve parası çalındı.
- I'm not supposed to do that this late at night.
- Gece bu kadar geç saatlerde bunu yapmam gerekmiyor.
- Tom worked until late at night.
- Tom gece geç saatlere kadar çalıştı.
- It's not safe at night around here.
- Bu civarda gece güvenli değildir.
- Tom listened to music in his room until late at night.
- Tom gece geç saatlere kadar odasında müzik dinledi.
- We carried on the discussion till late at night.
- Gece geç saatlere kadar tartışmaya devam ettik.
- Tom was robbed while walking late at night.
- Tom gece geç saatlerde yürürken soyuldu.
- You shouldn't go out at night by yourself.
- Gece tek başına dışarı çıkmamalısın.
- I don't know how you sleep at night.
- Gece nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- The accident happened late at night.
- Kaza gece geç saatlerde oldu.
- Tom likes to work at night.
- Tom, gece çalışmayı seviyor.
- If you drive at night, you should watch out for drunk drivers.
- Eğer gece araba kullanıyorsanız, sarhoş sürücülere dikkat etmelisiniz.
- I go to bed at ten o'clock at night.
- Gece onda yatmaya giderim.
- I don't like it when Tom stays out late at night.
- Tom'un gece geç saatlere kadar dışarıda kalmasından hoşlanmıyorum.
- Do you have trouble sleeping at night?
- Gece uyumada sorun yaşıyor musun?
- It keeps me up at night.
- O beni gece uyanık tutar.
- It isn't safe to walk alone at night.
- Gece yalnız yürümek güvenli değildir.
- Tom doesn't often stay out late at night.
- Tom genellikle gece geç saatlere kadar dışarıda kalmaz.
- Tom doesn't usually stay up late at night.
- Tom genellikle gece geç saatlere kadar ayakta kalmaz.
- It was cold at night.
- Gece soğuktu.
- I go to bed at around ten at night.
- Ben yaklaşık gece 10.00'da yatmaya giderim.
- I wish you'd stop calling me so late at night.
- Keşke gece bu kadar geç saatlerde beni aramayı bıraksan.
- Tom hated to bother Mary so late at night, but it was an emergency.
- Tom gece geç saatlerde Mary'yi rahatsız etmekten nefret ediyordu ama bu bir acil durumdu.
- She sometimes stays up late at night.
- Bazen gece geç saatlere kadar ayakta kalır.
- No one in their right mind would walk in those woods at night.
- Aklı başında hiç kimse gece vakti o ormanda yürümez.
- He worked until late at night.
- O, gece geç saatlere kadar çalıştı.
- I think it's dangerous to walk alone at night.
- Sanırım gece yalnız yürümek tehlikelidir.
- We never go out at night.
- Biz asla gece dışarı çıkmayız.
- Tom apologized for calling so late at night.
- Tom gece çok geç saatte aradığı için özür diledi.
- Tom won't drive at night.
- Tom gece araba sürmeyecek.
- We arrived in New York at night.
- New York'a gece vardık.
- We never go out at night anymore.
- Biz artık asla gece dışarı çıkmıyoruz.
- Where does the sun go at night?
- Güneş gece nereye gider?
- It was late at night when Tom finally got home.
- Tom sonunda eve geldiğinde gece geç saatti.
- Almost all the workers objected to working at night.
- Neredeyse tüm işçiler gece çalışmaya itiraz etti.
- My father forbids me to go out at night.
- Babam bana gece dışarı çıkmayı yasaklıyor.
- Linda came home late at night.
- Linda, gece geç saatte eve geldi.
- I figured you wouldn't want to drink coffee so late at night.
- Ben gece geç saatte kahve içmek istemeyeceğini düşündüm.
- He is in the habit of sitting up till late at night.
- Gece geç saatlere kadar oturmak gibi bir alışkanlığı var.
- What time do you usually go to bed at night?
- Genellikle gece saat kaçta yatarsın?
- He always sits up late at night.
- O, her zaman gece geç saatlere kadar uyanık kalır.
- What do you worry about when you go to sleep at night?
- Gece yatmaya gittiğinde ne hakkında endişe ediyorsun?
- The burglars broke into the bank at night.
- Hırsızlar gece bankaya girdi.
- Tom returned very late at night.
- Tom gece çok geç döndü.
- Tom told me that I shouldn't go out alone at night.
- Tom bana gece yalnız dışarı çıkmamam gerektiğini söyledi.
- Tom doesn't like to be out late at night.
- Tom gece geç saatlerde dışarıda olmayı sevmez.
- Don't walk alone at night.
- Gece tek başına yürüme.
- When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up.
- Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.
- The discussion went on till late at night.
- Tartışma gece geç saatlere kadar sürdü.
- They sat up talking late at night.
- Gece geç saatlere kadar konuşarak oturdular.
- Tom warned Mary not to go out at night alone.
- Tom, Mary'yi gece yalnız dışarı çıkmaması için uyardı.
- Layla came home at night.
- Layla gece eve geldi.
- The sun doesn't shine at night.
- Güneş gece parlamaz.
- Tom is in the habit of staying up late at night.
- Tom'un gece geç saatlere kadar ayakta kalma alışkanlığı var.
- A cat can see much better at night.
- Bir kedi gece çok daha iyi görebilir.
- We arrived in New York at night.
- Biz New York'a gece vardık.
- He is in the habit of sitting up till late at night.
- O gece geç saatlere kadar oturma alışkanlığına sahip.
- What keeps you up at night?
- Gece seni ne uyanık tutar?
- It is not safe for a girl to go out by herself so late at night.
- Bir kız için gece geç saatte kendi başına dışarı çıkmak güvenli değildir.
- He preferred studying at night.
- Gece çalışmayı tercih etti.
- The store also opens at night.
- Mağaza gece de açıktır.
- We lock our doors at night.
- Biz gece kapılarımızı kilitleriz.
- The city lights are beautiful at night.
- Şehir ışıkları gece güzeldir.
- I told you not to play your cello late at night, but you did and now the neighbors have complained.
- Gece geç saatlerde çello çalmayın demiştim ama çaldınız ve şimdi komşular şikayetçi.
- Don't stay up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalma.
- Children often wet their beds at night.
- Çocuklar sık sık gece yataklarını ıslatırlar.
- Tom usually comes home pretty late at night.
- Tom genellikle gece geç saatlerde eve gelir.
- It's strange that she came home so late at night.
- Onun gece eve çok geç gelmesi tuhaf.
- He is in the habit of staying up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalma alışkanlığı var.
- You allow your children to play in the street at night.
- Çocuklarınızın gece sokakta oynamasına izin veriyorsunuz.
- I don't think it's safe to go out at night.
- Gece dışarı çıkmanın güvenli olduğunu zannetmiyorum.
- I thought it was unusual that he was up so late at night.
- Onun gece geç saatlere kadar yatmamasının olağandışı olduğunu düşündüm.
- I cannot take a shower at night.
- Gece duş alamam.
- The sun shines in the daytime and the moon at night.
- Güneş gündüz, ay ise gece parlar.
- Some animals are very active at night.
- Bazı hayvanlar gece çok aktiftir.
- Tom was threatened with a knife on the street at night by an unfamiliar man and robbed of his money.
- Tom gece sokakta tanımadığı bir adam tarafından bıçakla tehdit edildi ve parası çalındı.
- What are you doing here so late at night?
- Gece bu kadar geç saatte burada ne yapıyorsun?
- At night, she gazed at the moon.
- Gece, o aya baktı.
- Have you ever trained at night?
- Hiç gece antrenmanı yaptınız mı?
- The enemies made an attack at night.
- Düşmanlar gece saldırdı.
- It gets cold at night here.
- Hava burada gece soğuk olur.
- He was robbed when coming home late at night.
- O, gece geç saatlerde eve gelirken soyuldu.
- Tom is afraid to walk through the woods at night.
- Tom, gece ormandan geçmekten korkuyor.
- Are they arriving at ten o'clock in the morning or at night?
- Sabah mı yoksa gece mi saat onda varıyorlar?
- We were riding a moped at night.
- Gece motosiklet kullanıyorduk.
- He practices playing the guitar until late at night.
- Gece geç saatlere kadar gitar çalmaya çalışıyor.
- Tom said he thought that he might not be permitted to do that at night.
- Tom, bunu gece yapmasına izin verilmeyebileceğini düşündüğünü söyledi.
- I shouldn't have walked home late at night by myself.
- Tek başıma gece geç saatlerde eve yürümemeliydim.
- It's already ten o'clock at night.
- Zaten gece 10:00.
- He often stays up late at night.
- O, sık sık gece geç saatlere kadar oturur.
- No one in their right mind would walk in those woods at night.
- Aklı başında hiç kimse gece şu ormanda yürümez.
- Tom advised Mary not to stay out late at night.
- Tom Mary'ye gece geç saatlere kadar dışarıda kalmamasını tavsiye etti.
- Tom warned Mary not to go out at night alone.
- Tom Mary'yi gece tek başına dışarı çıkmaması için uyardı.
- He was at work till late at night.
- Gece geç saatlere kadar işteydi.
- You must not go out at night.
- Gece dışarı çıkmamalısın.
- It was very late at night.
- Gece çok geç oldu.
- He sat up late at night.
- Gece geç saatlere kadar otururdu.
- You shouldn't drink so much coffee late at night.
- Gece geç saatlerde bu kadar çok kahve içmemelisin.
- We lock the doors at night.
- Biz gece kapıları kilitleriz.
- Tom and Mary work at night.
- Tom ve Mary gece çalışıyorlar.
- There are some people who sleep in the daytime and work at night.
- Gündüz uyuyan ve gece çalışan bazı insanlar vardır.
- Tom works from early in the morning until late at night every day.
- Tom her gün sabah erken saatlerden gece geç saatlere kadar çalışıyor.
- He sat up late at night.
- O, gece geç saatlere kadar oturdu.
- Do you ever have to work at night?
- Hiç gece çalışmak zorunda kalıyor musunuz?
- Almost all the workers objected to working at night.
- Gece çalışmayı neredeyse tüm işçiler reddetti.
- Don't go walking in the park at night!
- Gece parkta yürüme!
- Layla snuck out at night.
- Layla gece gizlice dışarı çıktı.
- I go to bed at eleven at night.
- Gece 11'de yatıyorum.
- He would often sit up until late at night.
- Sık sık gece geç saatlere kadar otururdu.
- Tom is used to staying up late at night.
- Tom gece geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkındır.
- He always sits up late at night.
- Her zaman gece geç saatlere kadar oturur.
- We can't let Tom practice piano so late at night.
- Tom'un gece geç saatlere kadar piyano çalışmasına izin veremeyiz.
- Tom drinks coffee to stay awake when he's studying at night.
- Tom gece çalışırken uyanık kalmak için kahve içer.
- Don't go to that kind of a place at night.
- O tür yerlere gece gitmeyin.
- Tom is used to staying up late at night.
- Tom gece geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkın.
- The sun shines in the daytime and the moon at night.
- Güneş gündüz parlar; ay ise gece.
- He was robbed while walking late at night.
- Gece geç saatte yürürken soyuldu.
- Dan warned Linda about walking alone at night.
- Dan gece yalnız yürüme hakkında Linda'yı uyardı.
- Tom has been told several times not to sing so late at night.
- Tom'a birkaç kez gece geç saatlerde şarkı söylememesi söylendi.
- Do you prefer to study during the day or at night?
- Gündüz ders çalışmayı mı yoksa gece ders çalışmayı mı tercih ediyorsun?
- Does the pain wake you up at night?
- Ağrı gece sizi uyandırıyor mu?
- He was robbed when coming home late at night.
- Gece geç saatte eve dönerken soyuldu.
- He was used to going out at night.
- Gece dışarı çıkmaya alışkındı.
- I used to sit up late at night.
- Gece geç saatlere kadar yatmazdım.
- A strong wind was blowing at night.
- Gece şiddetli rüzgâr esiyordu.
- I used to feel safe walking alone at night.
- Gece tek başıma yürürken güvenli hissederdim.
- Tom's parents let him stay out late at night.
- Tom'un ebeveynleri gece geç saatlere kadar onun dışarıda kalmasına izin verdi.
- She attends school at night.
- Gece okula gidiyor.
- The people upstairs come home late at night.
- Üst kattaki insanlar gece eve geç gelir.
- I'm not used to staying up late at night.
- Gece geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışık değilim.
- Maybe I shouldn't have gone there so late at night.
- Belki de gece o kadar geç saatte oraya gitmemeliydim.
- He sits up till late at night.
- Gece geç saatlere kadar oturur.
- I've been so worried about you that I haven't been sleeping well at night.
- Senin hakkında o kadar endişeliydim ki gece iyi uyumadım.
- He used to go out at night.
- O, gece dışarı çıkardı.
- Tom likes taking walks at night.
- Tom gece yürüyüşler yapmayı sevmez.
- I don't work at night.
- Gece çalışmıyorum.
- She sometimes stays up late at night.
- Bazen gece geç saatlere kadar yatmaz.
- There are some people who sleep in the daytime and work at night.
- Gündüz uyuyup gece çalışan bazı kişiler var.
- I advised Tom not to stay out late at night.
- Tom'a gece geç saatlere kadar dışarıda kalmamasını tavsiye ettim.
- She didn't want her daughter to go out at night.
- Kızının gece dışarı çıkmasını istemiyordu.
- Tom sometimes stays up late at night.
- Tom bazen gece geç saatlere kadar uyanık kalıyor.
- Don't stay up late at night.
- Gece geç saatlere kadar kalmayın.
- Tom doesn't like to be out late at night.
- Tom gece geç saatte dışarıda olmaktan hoşlanmaz.
- Linda came home late at night.
- Linda, gece eve geç geldi.
- Tom didn't let his children go out at night.
- Tom çocuklarının gece dışarı çıkmasına izin vermedi.
- She warned him not to go out at night alone.
- Gece yalnız dışarı çıkmaması için onu uyarmış.
- I shouldn't have gone home late at night by myself.
- Eve gece geç saatte kendi başıma gitmemeliydim.
- He sits up till late at night.
- O, gece geç saatlere kadar yatmaz.
- He sleeps during the day and works at night.
- O gündüz uyur, gece çalışır.
- Tom told me that I shouldn't go out at night alone.
- Tom bana gece yalnız dışarı çıkmamam gerektiğini söyledi.
Show More (297)
|
|
- Even its smallest movements were likely to keep you awake at night.
- En küçük hareketleri bile sizi geceleri uykusuz bırakabilir.
- No phone calls at night, especially not to sleeping judges.
- Geceleri telefon etmek yok, özellikle de uyuyan yargıçlara.
- We will fight with enemies of truth at night.
- Hakikat düşmanları ile geceleri mücadele edeceğiz.
- At night, we eat, drink and be mad for each other.
- Geceleri yeriz, içeriz ve birbirimize kızarız.
- We will fight with enemies of truth at night.
- Geceleri hakikatin düşmanlarıyla savaşacağız.
- It is better to lose face and be open about not understanding the cryptic message than to lose sleep at night over it.
- İtibar kaybetmek ve şifreli mesajı anlayamadığını açıkça söylemek, bu yüzden geceleri uykusuz kalmaktan daha iyidir.
- At night, we eat, drink and be mad for each other.
- Geceleri yer, içer ve birbirimize sinirleniriz.
- We will fight with enemies of truth at night.
- Geceleri hakikat düşmanlarıyla savaşacağız.
- Tom works at night.
- Tom geceleri çalışır.
- Many are afraid of darkness at night.
- Çoğu kişi geceleri karanlıktan korkar.
- I don't go out at night like I used to.
- Ben eskisi gibi geceleri dışarı çıkmıyorum.
- What do you worry about when you go to sleep at night?
- Geceleri uyurken ne için endişeleniyorsun?
- Tom told Mary she shouldn't go out at night alone.
- Tom, Mary'ye geceleri tek başına dışarı çıkmaması gerektiğini söyledi.
- Avoid walking on the streets alone at night.
- Geceleri sokaklarda yalnız yürümekten kaçının.
- Tom attends school at night.
- Tom geceleri okula gidiyor.
- I didn't know that most birds can't see at night.
- Çoğu kuşun geceleri göremediğini bilmiyordum.
- What time do you usually go to bed at night?
- Geceleri genellikle kaçta yatarsın?
- My father doesn't let me go out alone at night.
- Babam geceleri yalnız dışarı çıkmama izin vermiyor.
- The sun shines also at night.
- Güneş geceleri de parlıyor.
- I never go out at night.
- Ben asla geceleri dışarı çıkmam.
- He used to read at night.
- Geceleri kitap okurdu.
- It's only when I can't sleep at night that the ticking of the clock bothers me.
- Sadece geceleri uyuyamadığım zaman saatin tik takları beni rahatsız ediyor.
- I think it's dangerous to walk alone at night.
- Bence geceleri yalnız yürümek tehlikeli.
- The moon shines at night.
- Ay, geceleri parlar.
- At night, she gazed at the moon.
- Geceleri aya bakardı.
- My father forbids me to go out at night.
- Babam geceleri dışarı çıkmamı yasakladı.
- I prefer to work at night.
- Geceleri çalışmayı tercih ederim.
- Why does the moon shine at night?
- Ay neden geceleri parlıyor?
- Owls are active at night.
- Baykuşlar geceleri aktiftir.
- Tom doesn't work at night.
- Tom geceleri çalışmıyor.
- I'm getting older and I don't want to work at night anymore.
- Yaşlandım ve artık geceleri çalışmak istemiyorum.
- I don't know how he sleeps at night.
- Geceleri nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- I usually take a bath at night.
- Genelde geceleri banyo yaparım.
- Tom keeps his doors locked at night.
- Tom geceleri kapılarını kilitli tutar.
- Tom told me that I shouldn't go out alone at night.
- Tom bana dedi ki geceleri yalnız dışarı çıkmamalıymışım.
- I wear sunglasses at night.
- Geceleri güneş gözlüğü takıyorum.
- I'm afraid to be alone at night.
- Geceleri yalnız olmaktan korkuyorum.
- The light pollution here is so bad, you can't even see a single star at night.
- Burada ışık kirliliği o kadar kötüdür ki, geceleri tek bir yıldız bile göremezsin.
- How many hours do you sleep at night?
- Geceleri kaç saat uyuyorsunuz?
- I write in the morning and at night.
- Sabahları ve geceleri yazıyorum.
- I sleep at night now.
- Artık geceleri uyuyorum.
- Tom prefers studying at night.
- Tom geceleri ders çalışmayı tercih eder.
- He used to go out at night.
- Eskiden geceleri dışarı çıkardı.
- He works at night.
- O geceleri çalışır.
- My husband passed away three years ago, and my hands are still looking for him at night.
- Kocam üç yıl önce vefat etti ve ellerim hâlâ geceleri onu arıyor.
- Tom and Mary work at night.
- Tom ve Mary geceleri çalışıyorlar.
- We can see a lot of stars at night in summer.
- Yazın geceleri çok fazla yıldız görebiliriz.
- I'm always home at night.
- Ben hep geceleri evdeyim.
- You can play this piano, but not at night.
- Bu piyanoyu çalabilirsiniz ama geceleri değil.
- I have trouble sleeping at night.
- Geceleri uyurken sorun yaşıyorum.
- I don't know how you sleep at night.
- Geceleri nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- I'm afraid to be alone at night.
- Geceleri yalnız kalmaktan korkuyorum.
- I thought I told you not to sing so late at night.
- Sana geceleri çok geç saatlerde şarkı söylememeni söylediğimi sanıyordum.
- The light pollution here is so bad, you can't even see a single star at night.
- Buradaki ışık kirliliği o kadar kötü ki, geceleri tek bir yıldız bile göremiyorsunuz.
- How do you sleep at night knowing what you've done?
- Ne yaptığını bilerek geceleri nasıl uyuyorsun?
- My cat likes to roam at night.
- Kedim geceleri dolaşmayı sever.
- The art teacher paints at night.
- Resim öğretmeni geceleri resim yapar.
- It's not safe at night around here.
- Burası geceleri güvenli değil.
- Tom isn't accustomed to working at night.
- Tom geceleri çalışmaya alışık değil.
- What keeps you awake at night?
- Seni geceleri ne uyutmuyor?
- I work at night.
- Geceleri çalışıyorum.
- How do you sleep at night?
- Geceleri nasıl uyuyorsun?
- Tom drinks orange juice and coffee at night and wine or beer in the morning.
- Tom geceleri portakal suyu ve kahve, sabahları da şarap ya da bira içer.
- We lock the door at night.
- Geceleri kapıyı kilitleriz.
- How late do you stay up at night?
- Geceleri kaça kadar ayakta kalıyorsun?
- They work at night.
- Geceleri çalışıyorlar.
- We can't wander around the park at night.
- Geceleri parkta dolaşamayız.
- My mother seldom watches TV at night.
- Annem geceleri nadiren televizyon izler.
- It isn't safe to walk alone at night.
- Geceleri yalnız yürümek güvenli değil.
- Do you often look at the stars at night?
- Sık sık geceleri yıldızlara bakar mısınız?
- Tom has been taking walks at night.
- Tom geceleri yürüyüşe çıkıyor.
- Have you ever locked the door of your room at night?
- Hiç geceleri odanızın kapısını kilitlediniz mi?
- I'm just saying you shouldn't go out alone at night.
- Geceleri tek başına dışarı çıkmamalısın diyorum.
- I don't want to work at night.
- Geceleri iş yapmak istemiyorum.
- For some reason I feel more alive at night.
- Nedense geceleri daha canlı hissediyorum.
- Some animals are very active at night.
- Bazı hayvanlar geceleri çok aktiftir.
- Children often wet their beds at night.
- Çocuklar genellikle geceleri yataklarını ıslatırlar.
- Stars can be seen at night.
- Yıldızlar geceleri görülebilir.
- Tom snuck out at night.
- Tom geceleri gizlice dışarı çıkardı.
- Sami did this at night.
- Sami bunu geceleri yaptı.
- I like walking at night.
- Geceleri yürümeyi severim.
- Don't walk in the park at night!
- Geceleri parkta yürüme!
- During the day, we work, and at night, we rest.
- Gündüzleri çalışırız, geceleri dinleniriz.
- I used to feel safe walking alone at night.
- Geceleri yalnız yürürken kendimi güvende hissederdim.
- We never go out at night anymore.
- Artık geceleri hiç dışarı çıkmıyoruz.
- Tom doesn't like walking alone at night.
- Tom geceleri yalnız yürümekten hoşlanmaz.
- I can't listen to music at night anymore because my headphones broke.
- Kulaklığım bozulduğu için artık geceleri müzik dinleyemiyorum.
- Tom never goes out at night.
- Tom geceleri asla dışarı çıkmaz.
- Bats hunt at night.
- Yarasalar geceleri avlanır.
- Tom wears a sleep mask at night.
- Tom geceleri uyku maskesi takar.
- We work during the day, and sleep at night.
- Gündüzleri çalışırız, geceleri uyuruz.
- I feel unsafe walking around at night.
- Geceleri dolaşırken kendimi güvende hissetmiyorum.
- He used to read at night.
- O geceleri kitap okurdu.
- I'm getting older and I don't want to work at night anymore.
- Yaşlanıyorum ve artık geceleri çalışmak istemiyorum.
- Tom spent days in the archives and wrote articles at night.
- Tom arşivlerde günlerce vakit geçirdi ve geceleri makaleler yazdı.
- I sleep during the day and work at night.
- Gündüzleri uyuyorum, geceleri çalışıyorum.
- I advised Tom not to leave his windows open at night.
- Tom'a geceleri pencerelerini açık bırakmamasını tavsiye ettim.
- She attends school at night.
- O, okula geceleri gider.
- Do you work at night?
- Geceleri çalışıyor musun?
- It gets cold at night here.
- Burası geceleri soğuk olur.
- We don't swim at night.
- Geceleri yüzmeyiz.
- I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night.
- Eskiden geceleri motosikletimin üzerine bir örtü örttüğümden emin olurdum.
- I want you to stop frequenting the graveyard at night.
- Geceleri mezarlığa uğramayı bırakmanı istiyorum.
- A cat can see much better at night.
- Bir kedi geceleri çok daha iyi görebilir.
- I can't sleep at night.
- Geceleri uyuyamıyorum.
- I am very tired when I get home at night.
- Geceleri eve geldiğimde çok yorgun olurum.
- Don't go to that kind of a place at night.
- Geceleri öyle bir yere gitme.
- I don't think it's safe to go out at night by yourself.
- Geceleri kendi başınıza dışarı çıkmanın güvenli olduğunu sanmıyorum.
- Drive at night because there isn't so much traffic!
- Geceleri sürün çünkü çok fazla trafik yok!
- It's awfully noisy at night around here.
- Geceleri bu civar çok gürültülü olur.
- John is still taking journalism classes at night.
- John hâlâ geceleri gazetecilik dersleri alıyor.
- This street is clear of traffic at night.
- Bu cadde geceleri trafiğe kapalı.
- This factory also operates at night.
- Bu fabrika geceleri de çalışır.
- He was used to going out at night.
- Geceleri dışarı çıkmaya alışkındı.
- You should avoid that part of town at night.
- Geceleri şehrin o kısmından uzak durmalısın.
- I don't go out at night like I used to.
- Eskisi gibi geceleri dışarı çıkmıyorum.
- He works at night.
- Geceleri çalışıyor.
- The streets aren't safe at night.
- Sokaklar geceleri güvenli değil.
- I am used to staying up late at night.
- Geceleri geç saatlere kadar kalmaya alışkınım.
- Tom works at night.
- Tom geceleri çalışıyor.
- I usually shower at night.
- Genelde geceleri duş alırım.
- I used to sit up late at night.
- Geceleri geç saatlere kadar otururdum.
- The ghetto in this town is dangerous at night.
- Bu kasabadaki getto geceleri tehlikelidir.
- I shall need a wool blanket because it is cold at night.
- Geceleri hava soğuk olduğu için bir yün battaniyeye ihtiyacım olacak.
- You allow your children to play in the street at night.
- Sen çocuklarının geceleri sokakta oynamalarına izin veriyorsun.
- The streets are not safe at night.
- Sokaklar geceleri güvenli değil.
- A bat hunts food and eats at night, but sleeps during the day.
- Bir yarasa geceleri avlanır ve yemek yer ama gündüzleri uyur.
- This town is really dead at night.
- Bu şehir geceleri gerçekten ölü.
- My wife usually doesn't drink coffee at night, and neither do I.
- Karım genellikle geceleri kahve içmez, ben de içmem.
- Tom advised Mary not to leave her windows open at night.
- Tom, Mary'ye geceleri pencerelerini açık bırakmamasını tavsiye etti.
- The store also opens at night.
- Mağaza geceleri de açılıyor.
- I don't work at night.
- Geceleri çalışmıyorum.
- I like listening to ambient music at night.
- Geceleri ortam müziği dinlemeyi seviyorum.
- I can scarcely sleep at night.
- Geceleri zar zor uyuyabiliyorum.
- I like coming to this park at night.
- Geceleri bu parka gelmeyi seviyorum.
- It keeps me up at night.
- Geceleri beni uyutmuyor.
- I don't know how she sleeps at night.
- Geceleri nasıl uyuduğunu bilmiyorum.
- You shouldn't walk alone at night.
- Geceleri yalnız yürümemelisin.
- Tom does all his work at night.
- Tom bütün işlerini geceleri yapıyor.
- Don't go walking in the park at night!
- Geceleri parkta yürüyüşe gitmeyin!
- I work at night.
- Ben geceleri çalışırım.
- Boston is beautiful at night.
- Boston geceleri çok güzeldir.
- Tom usually comes home pretty late at night.
- Tom genellikle geceleri eve oldukça geç gelir.
- Don't you sleep well at night?
- Geceleri iyi uyuyamıyor musun?
- He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.
- Hayvan cesetlerini parçalamak ve geceleri sokakta insanları takip etmek gibi ürkütücü faaliyetlerde bulunmaktan hoşlanıyor.
- Tom wears a sleep mask at night.
- Tom geceleri uyku maskesi takıyor.
- He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night.
- O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır.
- Milk is white even at night.
- Süt geceleri bile beyazdır.
- Don't walk alone at night.
- Geceleri yalnız yürüme.
- We never go out at night.
- Geceleri hiç dışarı çıkmayız.
- There aren't as many trains at night.
- Geceleri o kadar çok tren olmuyor.
- When I think of Germany at night, I feel sleepless.
- Geceleri Almanya'yı düşündüğümde, uykusuz hissediyorum.
- Tom's father doesn't allow him to go out at night.
- Tom'un babası geceleri dışarı çıkmasına izin vermiyor.
- At night, I write in the living room.
- Geceleri oturma odasında yazıyorum.
- He sleeps during the day and works at night.
- Gündüzleri uyuyor, geceleri çalışıyor.
- At night, we see more stars here than in Tokyo.
- Geceleri burada Tokyo'dakinden daha fazla yıldız görüyoruz.
- I've been so worried about you that I haven't been sleeping well at night.
- Senin için o kadar kaygılandım ki geceleri rahat uyuyamıyorum.
- Owls hunt at night.
- Baykuşlar geceleri avlanır.
- I wish my parents would let me stay up later at night.
- Keşke ailem geceleri daha geç yatmama izin verse.
- She shouldn't go out by herself at night.
- Geceleri tek başına dışarı çıkmamalıydı.
- Tom told me that I shouldn't go out at night alone.
- Tom bana geceleri yalnız çıkmamam gerektiğini söyledi.
- Do you often look at the stars at night?
- Geceleri sık sık yıldızlara bakar mısın?
- My father doesn't let me go out alone at night.
- Babam geceleri dışarıya yalnız çıkmama izin vermez.
- They don't work at night.
- Geceleri çalışmıyorlar.
- The streets are dangerous at night.
- Sokaklar geceleri tehlikeli.
- This beach is dangerous at night.
- Bu plaj geceleri tehlikelidir.
- Tom thought he was surrounded at night by threatening spirits.
- Tom geceleri tehditkâr ruhlar tarafından kuşatıldığını düşünüyordu.
- Tom spent days in the archives and wrote articles at night.
- Tom günlerini arşivlerde geçirdi ve geceleri makaleler yazdı.
- Our neighbors often play loud music at night.
- Komşularımız geceleri sık sık yüksek sesle müzik çalarlar.
- It's dangerous to swim at night.
- Geceleri yüzmek tehlikelidir.
- Tom likes taking walks at night.
- Tom geceleri yürüyüşe çıkmayı seviyor.
- I think Tom works at night.
- Sanırım Tom geceleri çalışıyor.
- Some animals are active at night.
- Bazı hayvanlar geceleri aktiftir.
- It's not safe at night around here.
- Buralarda geceleri güvenli değil.
- I'm not used to staying up so late at night.
- Geceleri çok geç saatlere kadar ayakta kalmaya alışkın değilim.
- Can you stop talking loudly on the phone at night?
- Geceleri telefonda yüksek sesle konuşmayı keser misin?
- It keeps me up at night.
- Geceleri uykumu kaçırıyor.
- This town is really dead at night.
- Bu kasaba geceleri gerçekten ölüdür.
- Tom is afraid to walk through the woods at night.
- Tom geceleri ormanda yürümekten korkuyor.
- This factory also operates at night.
- Bu fabrika geceleri de çalışıyor.
- We lock the doors at night.
- Geceleri kapıları kilitleriz.
- Avoid walking on the streets alone at night.
- Geceleri yalnız başına sokaklarda yürümekten kaçının.
- Tom is too young to go out by himself at night.
- Tom geceleri kendi başına dışarı çıkmak için çok genç.
- It's awfully noisy at night around here.
- Buralar geceleri çok gürültülü oluyor.
- Who stays up later at night, you or Tom?
- Geceleri kim daha geç yatar, sen mi Tom mu?
- At night you sleep.
- Geceleri uyuyorsun.
- Many are afraid of darkness at night.
- Pek çoğu, geceleri karanlıktan korkarlar.
- Cats are active at night.
- Kediler geceleri aktiftir.
- Tom drinks coffee to stay awake when he's studying at night.
- Tom geceleri ders çalışırken uyanık kalmak için kahve içiyor.
- Tom has been told several times not to sing so late at night.
- Tom'a birkaç defa geceleri çok geç saatte şarkı söylememesi söylendi.
- Sami delivered pizzas at night.
- Sami geceleri pizza dağıtıyordu.
- I have trouble sleeping at night.
- Geceleri uyumakta zorlanıyorum.
- We lock our doors at night.
- Geceleri kapılarımızı kilitliyoruz.
- Tom caught Mary secretly watching soap operas at night.
- Tom, Mary'yi geceleri gizlice pembe dizi izlerken yakaladı.
- For some reason I feel more alive at night.
- Bazı sebeplerden dolayı geceleri daha canlı hissediyorum.
- This flower spreads its petals at night.
- Bu çiçek taç yapraklarını geceleri açar.
- Aren't you afraid alone at night here?
- Geceleri burada yalnız kalmaktan korkmuyor musun?
- At night, Mary could see the stars through the window next to her bed.
- Mary geceleri yatağının yanındaki pencereden yıldızları görebiliyordu.
- Do you have trouble sleeping at night?
- Geceleri uyumakta zorlanıyor musunuz?
- She advised him not to go out by himself at night.
- Ona geceleri tek başına dışarı çıkmamasını tavsiye etti.
- Where does the sun go at night?
- Güneş geceleri nereye gider?
- Tom never goes out at night.
- Tom geceleri hiç dışarı çıkmaz.
- Tom often swims at night.
- Tom genellikle geceleri yüzer.
- I don't sleep at night.
- Geceleri uyuyamıyorum.
- Tom is too young to go out by himself at night.
- Tom geceleri tek başına dışarı çıkmak için çok küçük.
- I don't get enough sleep at night.
- Geceleri yeterince uyuyamıyorum.
- I like listening to ambient music at night.
- Geceleri ambiyans müziği dinlemeyi severim.
- My cat likes to roam at night.
- Kedim geceleri dolaşmaktan hoşlanır.
- Tom is afraid to go out alone at night.
- Tom geceleri tek başına dışarı çıkmaya korkuyor.
- The city lights are beautiful at night.
- Şehrin ışıkları geceleri çok güzel oluyor.
- What keeps you awake at night?
- Geceleri seni ne uyutmuyor?
- Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleri dışarı çıkmaktan hoşlanır.
- Does the pain wake you up at night?
- Ağrı geceleri sizi uyandırıyor mu?
- I'm always home at night.
- Geceleri hep evdeyim.
- They sat at their campfires at night.
- Geceleri kamp ateşlerinin başında oturdular.
- I'd sleep better at night if we had locks on our doors.
- Kapılarımızda kilit olsaydı geceleri daha rahat uyurdum.
- Tom doesn't work at night.
- Tom geceleri çalışmaz.
- I don't want to work at night.
- Geceleri çalışmak istemiyorum.
- She watches television at night.
- Geceleri televizyon izliyor.
- Tom is afraid to go out at night.
- Tom geceleri dışarı çıkmaya korkuyor.
- The sun shines also at night.
- Güneş geceleri de parlar.
- Tom likes to work at night.
- Tom geceleri çalışmayı seviyor.
- It is quiet here at night.
- Geceleri burası sessizdir.
- During Soviet times, Baptists resorted to being baptized at night in the forest to avoid being arrested.
- Sovyet döneminde Baptistler tutuklanmamak için geceleri ormanda vaftiz olmaya başvururlardı.
- I shall need a wool blanket because it is cold at night.
- Yün battaniyeye ihtiyacım olacak çünkü geceleri soğuk oluyor.
- Tom isn't accustomed to working at night.
- Tom geceleri çalışmaya alışkın değil.
- The store is also open at night.
- Mağaza geceleri de açıktır.
- I often read the Bible at night just before I go to sleep.
- Geceleri uyumadan önce sık sık İncil okuyorum.
- The store is also open at night.
- Dükkan geceleri de açık.
- Why are you wearing sunglasses at night?
- Neden geceleri güneş gözlüğü takıyorsun?
- This street is clear of traffic at night.
- Bu cadde geceleri trafiğe kapalıdır.
- They traveled at night so no one would see them.
- Kimse onları görmesin diye geceleri seyahat ettiler.
- At night, this street is very peaceful.
- Geceleri bu sokak çok huzurludur.
Show More (230)
|
|
- It's not safe at night around here.
- Buralarda geceleyin güvenli değil.
- Stars can be seen at night.
- Yıldız geceleyin görülebilir.
- We don't swim at night.
- Biz geceleyin yüzmüyoruz.
- Why does the moon shine at night?
- Ay neden geceleyin parıldar?
- Tom caught Mary secretly watching soap operas at night.
- Tom, Mary'yi geceleyin gizlice pembe dizi seyrederken yakaladı.
- If you drive at night, you should watch out for drunk drivers.
- Geceleyin araba kullanırsanız sarhoş sürücülere dikkat etmeniz gerekir.
- I don't want to work at night.
- Geceleyin çalışmak istemiyorum.
- My husband passed away three years ago, and my hands are still looking for him at night.
- Kocam üç yıl önce öldü ve ellerim hala geceleyin onu arıyor.
- I wear sunglasses at night.
- Geceleyin güneş gözlüğü takıyorum.
- The streets aren't safe at night.
- Caddeler geceleyin güvenli değil.
- Sami did this at night.
- Sami bunu geceleyin yaptı.
- I don't sleep at night.
- Geceleyin uyumuyorum.
- Layla came home at night.
- Leyla geceleyin eve geldi.
- This flower spreads its petals at night.
- Bu çiçek, yapraklarını geceleyin yayar.
- I'm not sure it's a good idea for you to go out at night by yourself.
- Geceleyin tek başına dışarı çıkmanın senin için iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
- At night, this street is very peaceful.
- Geceleyin bu sokak çok sakindir.
- The streets are not safe at night.
- Geceleyin sokaklar güvenli değildir.
- The streets are dangerous at night.
- Geceleyin sokaklar tehlikelidir.
- We arrived in New York at night.
- Geceleyin New York'a vardık.
- We work during the day, and sleep at night.
- Biz gün boyunca çalışıp geceleyin uyuruz.
- Maybe I shouldn't have gone there so late at night.
- Belki de geceleyin oraya o kadar geç gitmemem gerekirdi.
- You'd better not drink too much coffee so late at night.
- Geceleyin bu kadar geç vakitte çok fazla kahve içmezsen iyi olur.
- Why are you wearing sunglasses at night?
- Neden geceleyin güneş gözlüğü takıyorsun?
- Tom's father doesn't allow him to go out at night.
- Tom'un babası onun geceleyin dışarı çıkmasına izin vermez.
- Tom returned very late at night.
- Tom geceleyin çok geç döndü.
- When I think of Germany at night, I feel sleepless.
- Geceleyin Almanya'yı düşündüğümde kendimi uykusuz hissediyorum.
- I don't think it's safe to go out at night.
- Geceleyin dışarı çıkmanın güvenli olduğunu sanmıyorum.
- At night, we see more stars here than in Tokyo.
- Geceleyin biz burada Tokyo'dakinden daha fazla yıldız görmekteyiz.
- The moon shines at night.
- Ay, geceleyin parıldar.
- It's dangerous to swim at night.
- Geceleyin yüzmek tehlikelidir.
- Tom attends school at night.
- Tom geceleyin okula gidiyor.
- I feel unsafe walking around at night.
- Geceleyin dolaşırken kendimi güvensiz hissediyorum.
Show More (29)
|