|
- We ran into each other at the station.
- Biz istasyonda birbirimizle karşılaştık.
- I will meet you at the station at 10 p.m.
- Seninle saat 10'da istasyonda buluşacağım.
- An American spoke to me at the station.
- Bir Amerikalı istasyonda benimle konuştu.
- Will anybody be at the station to meet me?
- Beni karşılamak için istasyonda kimse olacak mı?
- The man you met at the station is my father.
- İstasyonda karşılaştığın adam benim babam.
- I will meet you at the station at 10 a.m.
- Sizinle sabah 10'da istasyonda buluşacağım.
- An American spoke to me at the station.
- İstasyonda bir Amerikalı benimle konuştu.
- Tom asked me to meet Mary at the station.
- Tom, Mary ile istasyonda buluşmamı istedi.
- He was made to wait at the station for two hours.
- O, iki saat istasyonda bekletildi.
- I decided to wait at the station until my wife came.
- Karım gelene kadar istasyonda beklemeye karar verdim.
- You must be at the station at five o'clock at the latest.
- En geç saat beşte istasyonda olmalısın.
- He was told to get off at the station.
- Ona istasyonda inmesi söylendi.
- Perhaps he's even waiting at the station right now.
- Belki de şu anda istasyonda bekliyordur bile.
- The bus deposited us at the station.
- Otobüs bizi istasyonda bıraktı.
- I saw her at the station.
- Ben onu istasyonda gördüm.
- We parted at the station at three.
- Saat üçte istasyonda ayrıldık.
- We got off the bus at the station.
- Otobüsten istasyonda indik.
- She waited for her boyfriend at the station.
- İstasyonda erkek arkadaşını bekledi.
- Will you wait for us at the station?
- Bizi istasyonda bekler misiniz?
- We happened to meet at the station.
- Tesadüfen istasyonda karşılaştık.
- We'll meet at the station.
- İstasyonda buluşuruz.
- He took the trouble to see me off at the station.
- Beni istasyonda uğurlama zahmetine katlandı.
- He did not see anyone else at the station.
- İstasyonda başka birini görmedi.
- Tom waited for Mary at the station.
- Tom, Mary'yi istasyonda bekledi.
- I ran into Tom at the station.
- İstasyonda Tom'la karşılaştım.
- I could not find my brother who was to meet me at the station.
- Beni istasyonda karşılayacak erkek kardeşimi bulamadım.
- Will anybody be at the station to meet us?
- istasyonda biri bizi karşılayacak mı?
- Please wait for us at the station.
- Lütfen bizi istasyonda bekleyin.
- I'll drop you off at the station.
- Seni istasyonda indireceğim.
- She asked me to meet her at the station.
- İstasyonda onu karşılamamı söyledi.
- I'll be waiting for you at the station tomorrow morning.
- Yarın sabah seni istasyonda bekliyor olacağım.
- I'll meet you at the station.
- Seninle istasyonda buluşuruz.
- Will you wait for us at the station?
- İstasyonda bizi bekleyecek misin?
- Be at the station at 11 o'clock sharp.
- Tam 11:00'de istasyonda olun.
- We are to meet at the station at seven.
- Saat yedide istasyonda buluşacağız.
- I forgot to tell you who would meet you at the station.
- Seni istasyonda kimin karşılayacağını söylemeyi unuttum.
- Do not forget to meet me at the station.
- Beni istasyonda karşılamayı unutma.
- Will anybody be at the station to meet you?
- Seni karşılamak için istasyonda biri var mı?
- I saw him at the station a few days ago.
- Onu birkaç gün önce istasyonda gördüm.
- I am to meet him at five at the station.
- Onunla saat beşte istasyonda buluşacağım.
- Please drop me off at the station.
- Lütfen beni istasyonda indir.
- I saw a tramp at the station.
- İstasyonda bir serseri gördüm.
- She saw him at the station.
- Onu istasyonda gördü.
- The man you met at the station is my father.
- İstasyonda tanıştığınız adam benim babam.
- I forgot to tell you who would meet you at the station.
- Seni istasyonda kimin karşılayacağını sana söylemeyi unuttum.
- Tom wanted me to meet him at the station.
- Tom onunla istasyonda buluşmamı istedi.
- Let's meet at the station.
- İstasyonda buluşalım.
- I couldn't meet him at the station because my car ran out of gas.
- Arabamın benzini bittiği için onu istasyonda karşılayamadım.
- Let's meet Tom at the station.
- Tom'la istasyonda buluşalım.
- I think she's probably waiting at the station now.
- Sanırım şu anda istasyonda bekliyordur.
- Rain or shine, I will come to meet you at the station.
- Yağmur ya da güneş, sizi istasyonda karşılamaya geleceğim.
- She waited for her lover at the station.
- İstasyonda sevgilisini bekledi.
- Will anybody be at the station to meet me?
- Beni karşılamak için istasyonda birisi olacak mı?
- I'm the guy who met Tom at the station.
- Tom'la istasyonda tanışan benim.
- He left his luggage at the station.
- Bavulunu istasyonda bıraktı.
- I'm on my way to meet Tom at the station right now.
- Şu anda Tom'u istasyonda karşılamak için yoldayım.
- He did not see anyone else at the station.
- İstasyonda başka hiç kimseyi görmedi.
- He was made to wait at the station for two hours.
- İki saat boyunca istasyonda bekletildi.
- I waited for him at the station for an hour, but he didn't show up.
- Ben onu bir saat istasyonda bekledim, ama o gelmedi.
- I saw her at the station.
- Onu istasyonda gördüm.
- His wife whom I met at the station, is very attractive.
- İstasyonda tanıştığım karısı çok çekici.
- I ran into my old teacher at the station.
- İstasyonda benim eski öğretmenime rastladım.
- Tom picked me up at the station.
- Tom istasyonda beni aldı.
- Will anybody be at the station to meet us?
- Bizi karşılamak için istasyonda olacak kimse var mı?
- He met his English teacher at the station by accident.
- İstasyonda tesadüfen İngilizce öğretmeniyle karşılaştı.
- I ran into my old teacher at the station.
- İstasyonda eski öğretmenimle karşılaştım.
- We're meeting at the station at nine o'clock.
- Biz saat dokuzda istasyonda buluşuyoruz.
- Remember to meet me at the station.
- Benimle istasyonda buluşmayı unutmayın.
- Tom waited for Mary at the station.
- Tom istasyonda Mary'yi bekledi.
- He went to see his grandfather off at the station.
- Büyükbabasını istasyonda uğurlamaya gitti.
- She may be waiting at the station now.
- Şimdi istasyonda bekliyor olabilir.
- Please come to meet me at the station.
- Lütfen beni istasyonda karşılamaya gel.
- He took the trouble to see me off at the station.
- O beni istasyonda uğurlama zahmetine girdi.
- Sally met Harry at the station.
- Sally, istasyonda Harry ile karşılaştı.
- I think she's probably waiting at the station now.
- Ben onun şu anda muhtemelen istasyonda bekliyor olduğunu düşünüyorum.
- Let's meet them at the station.
- Onlarla istasyonda buluşalım.
- Tom is waiting for me at the station.
- Tom beni istasyonda bekliyor.
- Please wait for me at the station.
- Lütfen beni istasyonda bekleyin.
- Tom didn't see anyone else at the station.
- Tom istasyonda başka kimseyi görmedi.
- He left his luggage at the station.
- Bagajını istasyonda bıraktı.
- Be at the station at eleven on the dot.
- Tam on birde istasyonda ol.
- Will anybody be at the station to meet you?
- Seni karşılamak için istasyonda kimse olacak mı?
- Will anyone be at the station to meet us?
- Biri bizi istasyonda karşılayacak mı?
- Tom wanted me to meet him at the station.
- Tom onu istasyonda karşılamamı istedi.
- We happened to meet at the station.
- İstasyonda karşılaştık.
- Did you see him at the station this morning?
- Bu sabah onu istasyonda gördün mü?
- Tom met Mary at the station.
- Tom istasyonda Mary ile karşılaştı.
- I'll drop you off at the station.
- Sizi istasyonda bırakacağım.
- We're meeting at the station at nine o'clock.
- Saat dokuzda istasyonda buluşacağız.
- This morning at the station, her attention was caught by a poster with bold letters.
- Bu sabah istasyonda, kalın harflerle yazılmış bir poster dikkatini çekti.
- I found this watch at the station.
- Bu saati istasyonda buldum.
- This morning at the station, her attention was caught by a poster with bold letters.
- Bu sabah istasyonda, kalın harfli bir afiş onun dikkatini çekti.
- Tom bought a weekly magazine at the station.
- Tom, istasyonda, haftalık bir dergi aldı.
- Sally met Harry at the station.
- Sally, istasyonda Harry ile buluştu.
- Tell Tom to meet us at the station.
- Tom'a bizi istasyonda karşılamasını söyle.
- I'm the guy who met Tom at the station.
- Ben istasyonda Tom'la tanışan adamım.
- She may be waiting at the station now.
- Şu anda istasyonda bekliyor olabilir.
- I ran into Tom at the station.
- İstasyonda Tom'a rastladım.
- We got off the bus at the station.
- İstasyonda otobüsten indik.
- Will anyone be at the station to meet us?
- Bizi karşılamak için istasyonda kimse olacak mı?
- His friends were waiting for him at the station.
- Arkadaşları istasyonda onu bekliyorlardı.
- I saw a tramp at the station.
- İstasyonda bir sürtük gördüm.
- I'll be waiting at the station.
- İstasyonda bekliyor olacağım.
- I saw Tom at the station this morning.
- Bu sabah istasyonda Tom'u gördüm.
- I met with an old friend of mine at the station.
- İstasyonda eski bir arkadaşımla karşılaştım.
- Who were you waiting for at the station?
- İstasyonda kimi bekliyordun?
- He bought a weekly magazine at the station.
- İstasyonda haftalık bir dergi aldı.
- Please come to meet me at the station.
- Lütfen benimle istasyonda buluşmaya gelin.
- Dan agreed to talk to Detective Matt Brown at the station.
- Dan, istasyonda Dedektif Matt Brown'la konuşmayı kabul etti.
- Be at the station at 11 o'clock sharp.
- Saat tam 11'de istasyonda ol.
- He did not see anyone else at the station.
- İstasyonda hiç kimseyi görmedi.
- Let's meet at the station at eight tomorrow morning.
- Yarın sabah sekizde istasyonda buluşalım.
- Who did you see at the station?
- İstasyonda kimi gördün?
- Do not forget to meet me at the station.
- Benimle istasyonda buluşmayı unutma.
- I am meeting my mother at the station at 4 o'clock.
- Annemi saat 4'te istasyonda karşılıyorum.
- He did not see anyone else at the station.
- İstasyonda başka kimseyi görmedi.
- We ran into each other at the station.
- İstasyonda karşılaştık.
- Tom met Mary at the station.
- Tom, Mary ile istasyonda buluştu.
- I'll meet you at the station.
- Seninle istasyonda buluşacağım.
- I decided to wait at the station until my wife came.
- Karım gelinceye kadar istasyonda beklemeye karar verdim.
- Tom saw Mary at the station.
- Tom, Mary'i istasyonda görmüş.
- Why are there no taxis at the station today?
- Bugün istasyonda neden taksiler yok.
- You should probably tell Tom who'll be meeting him at the station.
- Muhtemelen Tom'a istasyonda onu kimin karşılayacağını söylemelisin.
- We arranged that a car meet you at the station.
- Sizi istasyonda karşılayacak bir araç ayarladık.
- She asked me to meet her at the station.
- Onunla istasyonda buluşmamı istedi.
- The man decided to wait at the station until his wife came.
- Adam, karısı gelinceye kadar istasyonda beklemeye karar verdi.
- I couldn't meet him at the station because my car ran out of gas.
- Arabamın benzini bittiği için onunla istasyonda buluşamadım.
- Let's meet her at the station.
- Onunla istasyonda buluşalım.
- I waited for him at the station for an hour, but he didn't show up.
- Onu istasyonda bir saat bekledim fakat o gelmedi.
- I met a certain gentleman at the station.
- İstasyonda bir beyefendiyle tanıştım.
- Please drop me off at the station.
- Lütfen beni istasyonda bırak.
- Tom asked me to meet Mary at the station.
- Tom istasyonda Mary'yi karşılamamı istedi.
- Tom will be waiting at the station.
- Tom istasyonda bekliyor olacak.
- I saw Tom at the station this morning.
- Tom'u bu sabah istasyonda gördüm.
- I waited for him at the station for an hour, but he didn't show up.
- Onu istasyonda bir saat bekledim ama gelmedi.
- Remember to meet me at the station.
- Beni istasyonda karşılamayı unutmayın.
- Tom saw Mary at the station.
- Tom istasyonda Mary'yi gördü.
- Tom is going to be waiting at the station.
- Tom istasyonda bekliyor olacak.
- I am meeting my mother at the station at 4 o'clock.
- Saat 4'te annemle istasyonda buluşacağım.
- I could not find my brother who was to meet me at the station.
- Benimle istasyonda buluşacak olan kardeşimi bulamadım.
- Why are there no taxis at the station today?
- Neden bugün istasyonda taksi yok?
- She waited for her lover at the station.
- O, istasyonda sevgilisini bekledi.
- I will meet you at the station at 10 a.m.
- Seninle istasyonda sabah 10'da buluşacağım.
- Let's meet him at the station.
- Onunla istasyonda buluşalım.
- We'll meet at the station at nine o'clock.
- Saat dokuzda istasyonda buluşacağız.
- Tom asked me to meet him at the station.
- Tom onunla istasyonda buluşmamı istedi.
- He was told to get off at the station.
- İstasyonda inmesi söylendi.
- We parted at the station at three.
- Biz saat üçte istasyonda ayrıldık.
- The bus deposited us at the station.
- Otobüs bizi istasyonda indirdi.
Show More (146)
|
