|
- So it can be a nice thing to use at times.
- Yani bazen kullanılabilecek şık bir şey olabilir.
- At times she can be absent-minded.
- Bazen o dalgın olabilir.
- At times the train doesn't arrive on time.
- Bazen tren zamanında gelmiyor.
- Studying Japanese is difficult at times.
- Japonca çalışmak bazen zordur.
- Peeling an orange can be tricky at times, you never know if it will squirt you in the face.
- Portakal soymak bazen zor olabiliyor, yüzünüze fışkırıp fışkırmayacağını asla bilemezsiniz.
- At times she can be absent-minded.
- Bazen dalgın olabiliyor.
- She can be moody at times.
- O bazen huysuz olabilir.
- Tom can be insufferable at times.
- Tom bazen çekilmez olabiliyor.
- Tom can be difficult to deal with at times.
- Tom ile uğraşmak bazen zor olabilir.
- As much as I like you, I think you can be a total jerk at times.
- Senden ne kadar hoşlansam da, bazen tam bir pislik olabildiğini düşünüyorum.
- At times, it snows even in April around here.
- Bazen buralarda nisan ayında bile kar yağar.
- At times the train doesn't arrive on time.
- Bazen tren zamanında gelmez.
- At times Claudia thought about psychoanalysis.
- Claudia bazen psikanaliz hakkında düşündü.
- Jill says she is happy as a wife, but at times you wouldn't think so.
- Jill bir eş olarak mutlu olduğunu söylüyor ama bazen öyle düşünmüyorsunuz.
- Tom can a bit silly at times.
- Tom bazen biraz aptal olabilir.
- I get lonely at times.
- Bazen yalnız hissediyorum.
- Tom can be trying at times.
- Tom bazen çalışıyor olabilir.
- Tom can a bit silly at times.
- Tom bazen biraz aptal olabiliyor.
- She can be moody at times.
- Bazen karamsar olabiliyor.
- Tom does tend to be stubborn at times.
- Tom bazen inatçı olabiliyor.
- Tom is moody at times.
- Tom bazen karamsar oluyor.
- She drinks a little wine at times.
- Bazen biraz şarap içer.
- I get lonely at times.
- Bazen yalnızlık çekiyorum.
- Tom is moody at times.
- Tom bazen huysuzdur.
- At times Claudia thought about psychoanalysis.
- Bazen Claudia psikanaliz hakkında düşünürdü.
- Tom amazes me at times.
- Tom bazen beni şaşırtıyor.
- When I had to learn English in school, at times I would bemoan all the irregularities and strange rules.
- Okulda İngilizce öğrenmek zorunda kaldığımda, bazen tüm düzensizliklerden ve garip kurallardan yakınırdım.
- Tom could be stubborn at times.
- Tom bazen inatçı olabiliyordu.
- We all make fools of ourselves at times.
- Hepimiz bazen gülünç duruma düşürürüz.
- At times, I can't trust him.
- Bazen ona güvenemiyorum.
- At times I can't understand him.
- Bazen onu anlayamıyorum.
- Tom can be trying at times.
- Tom bazen zor olabiliyor.
- Tom amazes me at times.
- Tom bazen beni şaşırtır.
- At times, it snows even in April around here.
- Bazen Nisan ayında bile kar yağar buralarda.
Show More (31)
|
|
- The reform of the common fisheries policy has made some at times majestic waves of argument.
- Ortak balıkçılık politikası reformu zaman zaman görkemli tartışma dalgalarına yol açmıştır.
- Thirdly, there is additionality, which the rapporteur sees as open to question, as I do at times.
- Üçüncü olarak benim de zaman zaman yaptığım gibi raportörün de sorgulamaya açık olarak gördüğü eklenebilirlik vardır.
- The rapporteur has, in my view, written a good report, but has at times passed over these wise lessons.
- Bana göre raportör iyi bir rapor yazmış, ancak zaman zaman bu bilgece dersleri es geçmiştir.
- This process seems contradictory at times.
- Bu süreç zaman zaman çelişkili görünüyor.
- At times it appears to be addictive, as that list gets longer and longer.
- Bu liste uzadıkça zaman zaman bağımlılık yapıyor gibi görünüyor.
- Reproduction seed, which farmers themselves cultivate, is at times much more of a problem.
- Çiftçilerin kendi yetiştirdikleri tohumların çoğaltılması zaman zaman çok daha büyük bir sorun teşkil etmektedir.
- It is true, however, that there are differences of opinion at times.
- Ancak zaman zaman görüş ayrılıkları yaşandığı da doğrudur.
- Reproduction seed, which farmers themselves cultivate, is at times much more of a problem.
- Çiftçilerin kendilerinin yetiştirdiği üreme tohumları zaman zaman çok daha büyük bir sorun teşkil etmektedir.
- We make a bit of a rod for our own backs at times.
- Zaman zaman kendi kendimizin maskarası oluyoruz.
- He was averse to hoo-ha, could be very obstinate, yet was at times almost shy.
- Gürültü patırtıdan hoşlanmazdı, çok inatçı olabilirdi, ancak zaman zaman neredeyse utangaçtı.
- At times it seems it is like an ostrich with its head stuck in the sand trying to ignore all the problems around it.
- Zaman zaman devekuşu gibi kafasını kuma sokmuş, etrafındaki tüm sorunları görmezden gelmeye çalışıyor gibi görünüyor.
- These must be implemented effectively, however difficult that may be at times.
- Bunlar, zaman zaman ne kadar zor olursa olsun, etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
- Moreover, armed belligerents in Burundi continue to recruit, at times forcibly, child combatants.
- Dahası Burundi'deki silahlı savaşçılar zaman zaman zorla da olsa çocuk savaşçıları silah altına almaya devam etmektedir.
- At times we Europeans do not understand the effects that 11 September had on the people of the United States.
- Biz Avrupalılar zaman zaman 11 Eylül'ün ABD halkı üzerindeki etkilerini anlamıyoruz.
- At times, even military units use violence and violate human rights.
- Zaman zaman askeri birlikler bile şiddet kullanmakta ve insan haklarını ihlal etmektedir.
- The European Union is concerned at its use at times, and for cases that are difficult to justify.
- Avrupa Birliği, gerekçelendirilmesi zor olan durumlarda ve zaman zaman kullanılmasından endişe duymaktadır.
- Tom does tend to be stubborn at times.
- Tom zaman zaman inatçı olma eğilimindedir.
- At times, he suffered from a painful headache.
- Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- I think everyone gets a bit lonely at times.
- Sanırım herkes zaman zaman biraz yalnızlık çekiyor.
- At times, he suffered from a painful headache.
- Zaman zaman ağrılı bir baş ağrısından muzdaripti.
- He gets tough at times.
- Zaman zaman sertleşiyor.
- Everyone makes a mistake at times.
- Herkes zaman zaman hata yapar.
- At times, I can't trust him.
- Zaman zaman, ona güvenemiyorum.
- After all, even the gods may err at times.
- Ne de olsa, tanrılar bile zaman zaman hata yapabilir.
- Tom can be insufferable at times.
- Tom zaman zaman çekilmez olabilir.
- We all make fools of ourselves at times.
- Hepimiz zaman zaman kendimizi aptal durumuna düşürürüz.
- Tom could be stubborn at times.
- Tom zaman zaman inatçı olabilir.
- She drinks a little wine at times.
- Zaman zaman biraz şarap içer.
Show More (25)
|