Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
school ship
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
barred
men edilmiş
adj.
I ask myself why women are
barred
from education in many countries.
Birçok ülkede kadınların neden eğitimden
men edildiğini
kendime soruyorum.
He has been
barred
from the club.
Kulüpten
men edilmiştir.
Tom has been
barred
from this club.
Tom bu kulüpten
men edildi.
Tom has been
barred
from this club.
Tom bu kulüpten
men edilmiştir.
She was
barred
from the club.
O, kulüpten
men edildi.
Tom was
barred
from a women-only dinner.
Tom kadınlara özel bir yemekten
men edildi.
Show More (3)
2
barred
yasaklanmış
adj.
The press is muzzled, human rights organisations are
barred
and opposition is driven abroad.
Basın susturulmuş, insan hakları örgütleri
yasaklanmış
ve muhalefet yurt dışına sürülmüştür.
She was
barred
from the club.
Kulübe girmesi
yasaklandı.
Show More (-1)