barren - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
barren çorak adj.
  • Most of the island consists of barren lands.
  • Adanın çoğu çorak topraklardan oluşuyor.
  • This barren world is the last outpost of life on Kilimanjaro.
  • Bu çorak dünya Kilimanjaro'daki yaşamın son noktasıdır.
Show More (-1)
barren verimsiz adj.
  • I had a barren year after graduation until I found a proper job.
  • Mezun olduktan sonra düzgün bir iş bulana kadar verimsiz bir yıl geçirdim.
Show More (-2)
barren anlamsız adj.
  • The barren building in the town centre will be pulled down.
  • Şehir merkezindeki anlamsız binayı yıkacaklar.
Show More (-2)
barren kısır adj.
  • The farmer sold the barren cows.
  • Çiftçi kısır inekleri sattı.
Show More (-2)
barren meyvesiz adj.
  • The land is full of barren trees caused by the lack of essential nutrients.
  • Arazi, temel besin maddelerinin eksikliğinden dolayı meyvesiz ağaçlarla dolu.
Show More (-2)