Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
ir a lo nuestro
rice-water stool
protecting cover
poliçe kambiyo senedi
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
bass
bas
n.
I play the
bass.
Bas
çalıyorum.
She likes that
bass.
O,
bas
gitarı seviyor.
She likes that
bass.
O
bas
gitarı seviyor.
Tom is a better
bass
player than Mary is.
Tom, Mary'den daha iyi
bas
gitar çalıyor.
Tom says he sings
bass.
Tom
bas
söylediğini söylüyor.
I play the
bass.
Ben
bas
çalıyorum.
Show More (3)
2
bass
levrek
n.
George was describing a 30 pound
bass
he'd caught recently after fighting it for three hours.
George, geçenlerde üç saat boyunca mücadele ettikten sonra yakaladığı 15 kiloluk bir
levreği
anlatıyordu.
Show More (-2)