1 |
be acquainted with |
tanımak |
v. |
|
- Mary and I have been acquainted with each other for many years.
- Mary ve ben birbirimizi uzun yıllardır tanıyoruz.
- I am acquainted with the author.
- Yazarı tanıyorum.
- I think Tom is acquainted with Mary.
- Bence Tom Mary'yi tanıyor.
- I think Tom is acquainted with Mary.
- Sanırım Tom Mary'yi tanıyor.
- He is acquainted with many people here.
- O, burada birçok kişiyi tanır.
- I am acquainted with the chairman of that club.
- O kulübün başkanını tanıyorum.
- Sami seemed to be acquainted with his killer.
- Sami katilini tanıyor gibi görünüyordu.
- I am acquainted with your father.
- Babanı tanıyorum.
- We are acquainted with his family.
- Biz onun ailesini tanırız.
Show More (6)
|
2 |
be acquainted with |
ile tanışmak |
v. |
|
- Tom is acquainted with Mary.
- Tom, Mary ile tanışıyor.
- We are acquainted with his family.
- Ailesi ile tanıştık.
- He is acquainted with the mayor.
- O, belediye başkanı ile tanışıktır.
- He is acquainted with the mayor.
- Belediye başkanı ile tanışıklığı var.
Show More (1)
|
3 |
be acquainted with |
bilmek |
v. |
|
- He is acquainted with the custom.
- O, geleneği bilir.
- He is acquainted with the custom.
- Bu geleneği biliyordu.
- He is acquainted with the modern history of France.
- O, Fransa'nın modern tarihini bilir.
Show More (0)
|