|
- The eggs are broken.
- Yumurtalar kırılmış.
- The box is broken.
- Kutu kırılmış.
- The lock on the stable is broken.
- Ahırın kilidi kırılmış.
- Tom's ankle is broken.
- Tom'un bileği kırılmış.
- The door latch was broken off.
- Kapının mandalı kırılmış.
- No bone was broken.
- Kemik kırılmadı.
- No bone was broken.
- Hiçbir kemik kırılmadı.
- One of the windows was broken.
- Camlardan biri kırılmış.
- Some of the keys on the piano are broken.
- Piyanonun bazı tuşları kırılmış.
- Her arm is broken.
- Kolu kırılmış.
- The lock will have to be broken.
- Kilidin kırılması gerekecek.
- His neck is broken.
- Boynu kırılmış.
- I hope nothing's been broken.
- Umarım hiçbir şey kırılmamıştır.
- One of the windows was broken.
- Pencerelerden biri kırılmış.
- The hinge is broken.
- Menteşe kırılmış.
- The bird's wing was broken.
- Kuşun kanadı kırılmıştı.
- A window was broken.
- Bir pencere kırılmış.
- Anne's ankle was broken.
- Anne'in bileği kırılmıştı.
- The backdoor was broken.
- Arka kapı kırılmıştı.
- His neck is broken.
- Onun boynu kırılmış.
- The pen is broken.
- Kalem kırılmış.
- Tom's right leg is broken.
- Tom'un sağ bacağı kırılmış.
- My leg was broken.
- Bacağım kırılmıştı.
- The lock must be broken.
- Kilit kırılmış olmalı.
- Tom's left arm is broken.
- Tom'un sol kolu kırılmış.
- The crankshaft is broken.
- Krank mili kırılmış.
- This is broken.
- Kırılmış bu.
- The table is broken, it must be repaired.
- Masa kırılmış, tamir edilmeli.
- The handle of the pitcher was broken.
- Sürahinin sapı kırılmış.
- One of the doors was broken.
- Kapılardan biri kırılmıştı.
- Nearly all the doorknobs in this apartment were broken.
- Bu dairedeki neredeyse tüm kapı kolları kırılmış.
- The ankle is broken.
- Ayak bileği kırılmış.
- It was broken.
- Kırılmıştı.
- Glass has the ability to be broken under pressure.
- Camın baskı altında kırılma özelliği vardır.
- The flower pot is broken.
- Saksı kırılmış.
- Both of the windows were broken.
- İki pencere de kırılmıştı.
- The handle is broken.
- Kulp kırılmış.
- The glass is broken.
- Cam kırılmış.
- All the eggs in the box were broken.
- Kutudaki bütün yumurtalar kırılmış.
- It must have been broken during shipping.
- Nakliye sırasında kırılmış olmalı.
- I think my leg might be broken.
- Sanırım bacağım kırılmış olabilir.
- The basement door was broken.
- Bodrum kapısı kırılmış.
- The cylinder head of the car is broken.
- Arabanın silindir kapağı kırılmış.
- One of Tom's fingers was broken.
- Tom'un parmaklarından biri kırılmış.
- The toy the boy was playing with is broken.
- Çocuğun oynadığı oyuncak kırılmış.
- The handle of the cup is broken.
- Fincanın sapı kırılmış.
- The chair is broken.
- Sandalye kırılmış.
Show More (44)
|
