|
- I had been warned not to do that.
- Bunu yapmamam konusunda uyarılmıştım.
- He has been warned many times.
- Birçok kez uyarıldı.
- I was warned not to believe what Tom said.
- Tom'un söylediklerine inanmamam konusunda uyarılmıştım.
- You were warned.
- Uyarılmıştın.
- He has been warned many times.
- O birçok kez uyarıldı.
- People should be warned.
- İnsanlar uyarılmalı.
- Tom was warned not to do that.
- Tom bunu yapmaması için uyarıldı.
- Tom was warned to stay away.
- Tom uzak durması için uyarıldı.
- Tom has already been warned more than once.
- Tom zaten bir kereden fazla uyarıldı.
- He has been warned on several occasions.
- Birkaç kez uyarıldı.
- You were warned.
- Uyarıldın.
- I was warned that somebody would try to kill me.
- Birinin beni öldürmeye çalışacağı konusunda uyarılmıştım.
- I was warned that somebody would try to kill me.
- Birinin beni öldürmeye çalışacağı konusunda uyarıldım.
- Tom has been warned many times.
- Tom defalarca uyarıldı.
- Tom should've been warned.
- Tom uyarılmalıydı.
- He was warned several times.
- Birkaç kez uyarılmıştı.
- Tom has been warned more than once.
- Tom birden fazla kez uyarıldı.
- Tom has already been warned many times.
- Tom zaten birçok kez uyarıldı.
- Tom has been warned more than once.
- Tom birden fazla uyarıldı.
- Tom was warned not to bully Mary again.
- Tom Mary'ye tekrar zorbalık yapmaması için uyarıldı.
- I think Tom should be warned.
- Sanırım Tom uyarılmalı.
- Tom needs to be warned.
- Tom'un uyarılması gerekiyor.
- Tom was warned to stay away.
- Tom uzak durması konusunda uyarılmıştı.
- You've been warned twice.
- Sen iki kez uyarıldın.
- You've been warned more than once.
- Birden fazla kez uyarıldınız.
- He was warned several times.
- O birkaç kez uyarıldı.
- Tom hasn't been warned yet.
- Tom henüz uyarılmadı.
- Tom has already been warned many times.
- Tom çoktan birçok kez uyarıldı.
- He was warned not to be late for school again.
- Okula tekrar geç kalmaması için uyarıldı.
- Tom hasn't yet been warned.
- Tom henüz uyarılmamış.
- Tom must be warned.
- Tom uyarılmalı.
- Tom has already been warned.
- Tom çoktan uyarıldı.
- We've been warned.
- Uyarılmıştık.
- Tom has been warned several times.
- Tom defalarca uyarıldı.
- Germans have been warned not to eat cucumbers.
- Almanlar salatalık yememeleri konusunda uyarıldı.
- Tom could've been warned.
- Tom uyarılabilirdi.
- Tom has to be warned.
- Tom'un uyarılması gerekiyor.
- We've been warned.
- Biz uyarıldık.
- Tom should've been warned.
- Tom'un uyarılması gerekirdi.
- You've been warned.
- Uyarıldınız.
- Tom has been warned on several occasions.
- Tom birçok kez uyarıldı.
- I was warned not to believe anything Tom says.
- Tom'un söylediği hiçbir şeye inanmamam konusunda uyarıldım.
- We were warned.
- Uyarılmıştık.
- Tom has already been warned more than once.
- Tom zaten birden fazla kez uyarıldı.
- People should be warned about that.
- İnsanlar bu konuda uyarılmalı.
- Tom should be warned.
- Tom uyarılmalı.
- You've been warned twice.
- İki kez uyarıldınız.
- He was warned not to be late for school again.
- Okula bir daha geç kalmaması için uyarıldı.
- Tom was warned not to bully Mary again.
- Tom, Mary'ye bir daha zorbalık yapmaması konusunda uyarıldı.
- Tom has been warned on several occasions.
- Tom birkaç kez uyarıldı.
- He has been warned on several occasions.
- Birçok kez uyarıldı.
- I was warned.
- Uyarılmıştım.
- I have been warned against going there.
- Oraya gitmemem konusunda uyarıldım.
- I was warned not to do that.
- Bunu yapmamam konusunda uyarılmıştım.
- You've been warned about this.
- Sen bu konuda uyarıldın.
- Tom has been warned.
- Tom uyarıldı.
Show More (54)
|