| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | beef up f. | güçlendirmek | ||
|
The President says we must beef up our military forces. Başkan silahlı güçlerimizi güçlendirmemiz gerektiğini söylüyor. More Sentences |
||||
| Automotive | ||||
| Otomotiv | beef up f. | güçlendirmek | ||
|
We must beef up our organization. Organizasyonumuzu güçlendirmeliyiz. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | beef up f. | kuvvetlendirmek | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | beef up i. | genişleme | ||
| Konuşma Dili | beef up i. | güçlenme | ||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | beef something up f. | kuvvetlendirmek |
| Genel | beef something up f. | güçlendirmek |
| Genel | beef up something f. | güçlendirmek |
| Genel | beef up something f. | kuvvetlendirmek |
| Genel | beef something up f. | takviye etmek |
| Genel | beef up something f. | takviye etmek |
