| 1 |
waist |
bel |
n. |
|
- My new green jumper is belted at the waist.
- Yeni yeşil kazağımın beli kemerli.
- The jeans are a bit tight around my waist.
- Kot pantolon belime biraz dar geliyor.
- Those pants are a little too tight in the waist.
- Bu pantolonun beli biraz fazla dar.
- Tom tied his sweater around his waist.
- Tom kazağını beline bağladı.
- He got wet from the waist to the knees.
- Belinden dizlerine kadar ıslandı.
- Tom tied the rope around his waist.
- Tom ipi beline bağladı.
- Tom is naked from the waist up.
- Tom'un belden yukarısı çıplak.
- The water came up to his waist.
- Su beline kadar geldi.
- Mary took off her sweater and tied it around her waist.
- Mary kazağını çıkarıp beline bağladı.
- Please take off all of your clothes from the waist up.
- Lütfen belinizden yukarıdaki tüm giysileri çıkarın.
- He wrapped his arms around her waist.
- Kollarını onun beline doladı.
- He was bare to the waist.
- O beline kadar çıplaktı.
- He was bare to the waist.
- Beline kadar çıplaktı.
- Mary tied an apron around her waist and then took the turkey out of the oven.
- Mary beline bir önlük bağladı ve daha sonra hindiyi fırından çıkardı.
- I saw a girl whose hair came down to her waist.
- Saçları beline kadar inen bir kız gördüm.
- Tom tied his sweater around his waist.
- Tom belinin çevresine kazağını bağladı.
- The waist is a little small.
- Beli biraz küçük.
- She has a small waist.
- Onun küçük bir beli var.
- Tom put his arm around Mary's waist.
- Tom kolunu Mary'nin beline koydu.
- She is wearing a leather belt around her waist.
- Belinde deri bir kemer vardı.
- The water came up to my waist.
- Su belime kadar geldi.
- Mary took off her sweater and tied it around her waist.
- Mary kazağını çıkardı ve beline bağladı.
- She has a small waist.
- Küçük bir beli var.
- She is wearing a leather belt around her waist.
- Beline deri kemer takıyor.
- The boy was naked to the waist.
- Çocuk beline kadar çıplaktı.
- Please take off all of your clothes from the waist down.
- Lütfen belden aşağıdaki tüm giysilerinizi çıkarın.
- Mary tied an apron around her waist and then took the turkey out of the oven.
- Mary beline bir önlük bağladı ve sonra hindiyi fırından çıkardı.
- He put his arm around my waist.
- Kolunu belime doladı.
- Mary has hair down to her waist.
- Mary'nin saçları beline kadar iniyor.
- Please take off all of your clothes from the waist down.
- Lütfen belden aşağınızdaki tüm giysilerinizi çıkarın.
- Tom took off his sweater and tied it around his waist.
- Tom kazağını çıkardı ve beline bağladı.
- This is a bit too loose around my waist.
- Bu belime biraz fazla bol geldi.
- She has to take in the waist of her pants a bit.
- Pantolonun belini biraz daraltması gerekiyor.
- She has a slender waist.
- Onun ince bir beli vardır.
- Tom put his arm around Mary's waist.
- Tom kolunu Mary'nin beline doladı.
- Tom came out of the bathroom with a towel around his waist.
- Tom belinde bir havluyla banyodan çıktı.
- Tom wrapped a towel around his waist.
- Tom beline bir havlu sardı.
- He put his arm around her waist.
- Kolunu onun beline doladı.
- The water came up to his waist.
- Su onun beline kadar geldi.
- She has a slender waist.
- İnce bir beli var.
- I saw a girl whose hair came down to her waist.
- Saçları beline inen bir kız gördüm.
- Please take off all of your clothes from the waist up.
- Lütfen belden yukarıdaki tüm giysilerinizi çıkarın.
- Mary has hair down to her waist.
- Mary'nin beline kadar saçları var.
Show More (40)
|
| 2 |
middle |
bel |
n. |
|
- The pain in my middle is killing me today.
- Bugün belimin ağrısı beni öldürüyor.
Show More (-2)
|
| 3 |
waistline |
bel |
n. |
|
- Clearly integrating Poland into the EU's transport system is the same as broadening the waistline of Europe.
- Polonya'yı AB'nin ulaştırma sistemine entegre etmek, Avrupa'nın belini genişletmekle aynı şeydir.
Show More (-2)
|
