Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
bickering
çekişme
n.
They should not pretend that citizens consider their
bickering
about power and people as important.
Vatandaşların, güç ve kişilerle ilgili
çekişmelerini
önemli bulduklarını iddia etmemelidirler.
I'm sick and tired of all this
bickering.
Tüm bu
çekişmelerden
bıktım usandım.
Let's end all this
bickering.
Bütün bu
çekişmelere
son verelim.
Show More (0)
2
bickering
tartışma
n.
Would the two of you quit
bickering?
İkiniz
tartışmayı
keser misiniz?
Let's end all this
bickering.
Tüm bu
tartışmalara
bir son verelim.
Show More (-1)