|
- Whatever Simon showed him, he understood at once, and after three days, he worked as if he had sewn boots all his life.
- Simon ona ne gösterdiyse anında anladı ve üç gün sonra sanki bütün hayatı boyunca çizme dikmiş gibi çalıştı.
- Mary put on her knee-high boots.
- Mary diz üstü çizmelerini giydi.
- She bought a pair of boots.
- O, bir çift çizme aldı.
- Those boots are mine.
- Bu çizmeler benim.
- Tom put on his boots.
- Tom çizmelerini giydi.
- I'm looking for my boots.
- Çizmelerimi arıyorum.
- He is very proud and will never lick anyone´s boots.
- O çok gururlu ve asla kimsenin çizmelerini yalamayacak.
- She was wearing long boots.
- O, uzun çizmeler giyiyordu.
- I often wear boots.
- Sık sık çizme giyerim.
- I put boots on.
- Çizme giyerim.
- Where did you take your boots off?
- Çizmeni nerede çıkardın?
- I need new boots.
- Yeni çizmelere ihtiyacım var.
- These boots were made in Italy.
- Bu çizmeler İtalya'da yapılmış.
- Wear boots to avoid slipping.
- Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.
- I'm putting boots on.
- Çizme giyiyorum.
- I have to wear boots.
- Çizme giymek zorundayım.
- These boots belong to her.
- Bu çizmeler ona aittir.
- He was wearing long boots.
- Uzun çizmeler giyiyordu.
- He scraped the mud off his boots.
- Çizmelerindeki çamuru kazıdı.
- Tom is wearing an expensive-looking pair of boots.
- Tom pahalı görünümlü çizmeler giyiyor.
- Those boots are Tom's.
- Bu çizmeler Tom'un.
- I'm putting on boots.
- Çizme giyiyorum.
- I'm putting on boots.
- Ben çizme giyiyorum.
- Take off your boots.
- Çizmelerinizi çıkarın.
- Mary laced up her boots.
- Mary çizmelerini bağladı.
- Mary wore knee-high boots.
- Mary diz üstü çizme giyiyordu.
- I didn't have my boots on.
- Ben çizmelerimi giymedim.
- Tom took off his boots.
- Tom çizmesini çıkardı.
- Does Tom wear boots?
- Tom çizme giyiyor mu?
- I had to buy a new pair of boots.
- Yeni bir çizme almak zorunda kaldım.
- Next time, I will wear boots!
- Bir dahaki sefere çizme giyeceğim!
- Please take off your muddy boots.
- Lütfen çamurlu çizmelerinizi çıkarın.
- She was wearing long boots.
- Uzun çizmeler giyiyordu.
Show More (30)
|