bored - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
bored sıkılmış adj.
  • If you're bored, you can contribute to Tatoeba.
  • Eğer sıkıldıysanız, Tatoeba'ya katkıda bulunabilirsiniz.
  • Tom looks bored to death.
  • Tom ölümüne sıkılmış görünüyor.
  • I was getting a little bored.
  • Ben biraz sıkılıyordum.
Show More (194)
bored sıkkın adj.
  • I'm always bored on Monday evenings.
  • Ben pazartesi akşamları hep sıkkınımdır.
  • Sami was bored and restless.
  • Sami sıkkın ve huzursuzdu.
  • I'm bored and I have nothing to do.
  • Canım sıkkın ve yapacak hiçbir şeyim yok.
Show More (0)
bored (canı) sıkılmış adj.
  • I am bored with his endless talk.
  • Bitmek bilmeyen konuşmalarından sıkıldım.
Show More (-2)
bored bıkkın adj.
  • I'm no longer bored.
  • Artık bıkkın değilim.
Show More (-2)
bored bunalmış adj.
  • These cows look bored.
  • Bu inekler bunalmış görünüyor.
Show More (-2)