breeding - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
breeding üreme n.
  • There is also a considerable risk that it is a breeding ground for extremist groupings.
  • Ayrıca bu durumun aşırılık yanlısı grupların üremesine zemin hazırlaması gibi önemli bir risk de söz konusudur.
  • There is also a considerable risk that it is a breeding ground for extremist groupings.
  • Ayrıca aşırılık yanlısı grupların üremesine zemin hazırlaması gibi önemli bir risk de söz konusudur.
  • To the best of my knowledge, this chemical will prevent germs from breeding.
  • Bildiğim kadarıyla, bu kimyasal mikropların üremesini engelleyecek.
Show More (2)
breeding yetiştirme n.
  • He is breeding cattle on his farm.
  • Çiftliğinde büyükbaş hayvan yetiştiriyor.
Show More (-2)
breeding üretme n.
  • Tom kept a pair of rabbits for breeding.
  • Tom üretmek için bir çift tavşan besliyordu.
Show More (-2)