1 |
by ear |
kulaktan |
adv. |
|
- She plays piano by ear.
- Piyanoyu kulaktan duyma çalar.
- Tom is pretty good at playing piano by ear.
- Tom kulaktan piyano çalmada oldukça iyidir.
- He plays the kaval by ear.
- Kulaktan kaval çalıyor.
- Let's play that by ear.
- Kulaktan kulağa oynayalım.
- We'll play it by ear.
- Kulaktan kulağa oynarız.
- Tom plays the harmonica by ear.
- Tom mızıkayı kulaktan çalıyor.
- She plays piano by ear.
- Kulaktan piyano çalıyor.
- He plays the kaval by ear.
- Kavalı kulaktan çalıyor.
- Tom plays the piano by ear.
- Tom kulaktan piyano çalıyor.
- Tom plays piano by ear.
- Tom kulaktan piyano çalıyor.
- She plays the piano by ear.
- Kulaktan piyano çalıyor.
- We're kind of playing it by ear.
- Kulaktan kulağa oynuyoruz.
- He played piano by ear.
- Kulaktan piyano çalıyordu.
- Tom can play the piano by ear quite well.
- Tom kulaktan oldukça iyi piyano çalabilir.
Show More (11)
|
2 |
by ear |
notasız |
adv., expr. |
|
- Tom plays piano by ear.
- Tom notasız piyano çalar.
- Tom is pretty good at playing piano by ear.
- Tom notasız piano çalmada oldukça iyidir.
- Tom can't read music, so he plays the piano by ear.
- Tom nota okuyamıyor, bu yüzden notasız piyano çalıyor.
- She plays the piano by ear.
- O notasız piyano çalar.
- Tom plays the piano by ear.
- Tom piyanoyu notasız çalar.
- We'll play it by ear.
- Onu notasız çalacağız.
- He plays the kaval by ear.
- Kavalı notasız çalar.
Show More (4)
|
3 |
by ear |
doğaçlama |
adv. |
|
- Let's play that by ear.
- Doğaçlama takılalım.
Show More (-2)
|