|
- I am not sure if the pocket calculators are part of the campaign at euro group level.
- Hesap makinelerinin avro grubu düzeyindeki kampanyanın bir parçası olup olmadığından emin değilim.
- Not every human act can be priced with a pocket calculator.
- Her insan eylemi ufak bir hesap makinesiyle fiyatlandırılamaz.
- The calculator is a wonderful invention.
- Hesap makinesi harika bir icat.
- Do you want a calculator?
- Bir hesap makinesi istiyor musun?
- I need a new calculator.
- Yeni bir hesap makinesine ihtiyacım var.
- Are calculators banned from the math exam?
- Hesap makineleri matematik sınavında yasaklandı mı?
- Tom has a calculator watch.
- Tom'un hesap makineli bir saati var.
- Do you have a calculator?
- Bir hesap makineniz var mı?
- I left my calculator on my desk.
- Hesap makinemi masamda unutmuşum.
- Do you have a calculator that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim hesap makinen var mı?
- Are calculators banned from the math exam?
- Hesap makineleri matematik sınavında yasaklı mı?
- Do you have a calculator I could borrow?
- Ödünç alabileceğim bir hesap makineniz var mı?
- Something is wrong with this calculator.
- Bu hesap makinesinde bir sorun var.
- The calculator on the table is mine.
- Masadaki hesap makinesi, benim.
- Do you want a calculator?
- Hesap makinesi ister misin?
- The calculator showed the correct answer.
- Hesap makinesi doğru cevabı gösterdi.
- Do you have a calculator I could borrow?
- Ödünç alabileceğim hesap makinen var mı?
- This is your calculator.
- Bu senin hesap makinen.
- What is a calculator?
- Hesap makinesi nedir?
- The calculator is a wonderful invention.
- Hesap makinası muhteşem bir icat.
- This is my calculator.
- Bu benim hesap makinem.
- We use a calculator to do our accounts.
- Biz hesaplarımızı yapmak için bir hesap makinesi kullanırız.
- Is it true that you calculated this without a calculator?
- Bunu hesap makinesi olmadan hesapladığınız doğru mu?
- The teacher lets students use a calculator on the exam.
- Öğretmen öğrencilerin sınavda hesap makinesi kullanmasına izin veriyor.
- Tom opened the drawer to get a calculator.
- Tom hesap makinesi almak için çekmeceyi açtı.
- The calculator on the table is mine.
- Masanın üstündeki hesap makinesi, benim.
- Do you want a calculator?
- Bir hesap makinesi ister misin?
- How does a calculator work?
- Bir hesap makinesi nasıl çalışır?
- Tom has a calculator watch.
- Tom'un hesap makinesi saati var.
- Do you have a calculator I could borrow?
- Ödünç alabileceğim bir hesap makinen var mı?
- Is it true that you calculated this without a calculator?
- Bunu hesap makinesi olmadan hesapladığın doğru mu?
- The calculator on the table is mine.
- Masadaki hesap makinesi benim.
- The batteries in my calculator are dead.
- Hesap makinemin pilleri bitmiş.
- The teacher lets students use a calculator on the exam.
- Hoca sınavda hesap makinesi kullanmaya izin veriyor.
- No calculator is allowed.
- Hesap makinesi kullanmak yasaktır.
- Tom opened the drawer to get a calculator.
- Tom hesap makinesini almak için çekmeceyi açtı.
- May I borrow your calculator?
- Hesap makinenizi ödünç alabilir miyim?
- We use a calculator to do our accounts.
- Hesaplarımızı yapmak için hesap makinesi kullanıyoruz.
- My calculator made a mistake.
- Hesap makinem bir hata yaptı.
- No calculator is allowed.
- Hesap makinesine izin yok.
- I wonder how long would it take him to solve Schrodinger's equation using his calculator.
- Hesap makinesini kullanarak Schrödinger'in denklemini çözmesi ne kadar sürer acaba?
- Do you have a calculator that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim bir hesap makineniz var mı?
- Do you have a calculator?
- Hesap makinen var mı?
- I left my calculator on my desk.
- Hesap makinemi masamda bıraktım.
- It is easy to add numbers using a calculator.
- Hesap makinesi kullanarak sayıları toplamak kolaydır.
Show More (42)
|
