|
- Pesticides cause cancer, mental illnesses and fertility problems.
- Pestisitler kansere, akıl hastalıklarına ve doğurganlık sorunlarına neden olmaktadır.
- Citizens react with fear and panic to anything to do with cancer.
- Vatandaşlar kanserle ilgili her şeye korku ve panikle tepki vermektedir.
- I therefore concur with Mrs Jöns’s words a moment ago on the cancer networks.
- Bu nedenle biraz önce Bayan Jöns'ün kanser ağlarına ilişkin sözlerine katılıyorum.
- One in four people in Europe dies of cancer.
- Avrupa'da her dört kişiden biri kanserden ölmektedir.
- I can reassure you that cancer prevention still figures very high on my agenda.
- Kanserin önlenmesinin hala gündemimin en üst sıralarında yer aldığı konusunda sizi temin edebilirim.
- The most effective means, at this stage, of treating the cancer is still early diagnosis.
- Bu aşamada kanseri tedavi etmenin en etkili yolu hala erken teşhistir.
- The earlier cancer is detected, the better the survival rate.
- Kanser ne kadar erken teşhis edilirse hayatta kalma oranı da o kadar iyi olur.
- Something else that will be crucial is a clear commitment to cure this and other types of cancer.
- Çok önemli olacak bir diğer husus da bu ve diğer kanser türlerinin tedavisine yönelik net bir kararlılıktır.
- It is prohibition which feeds the cancer of corruption which does so much harm to our society.
- Toplumumuza bu denli zarar veren yolsuzluk kanserini besleyen şey yasaklardır.
- We need the cancer networks.
- Kanser ağlarına ihtiyacımız var.
- Whilst the base station network has grown phenomenally, the figures for cancer in Finland have fallen radically.
- Baz istasyonu ağı olağanüstü bir şekilde büyürken, Finlandiya'da kanser rakamları radikal bir şekilde düşmüştür.
- For 2003, a number of cancer-related projects have been identified for funding.
- 2003 yılı için finanse edilmek üzere kanserle ilgili bir dizi proje belirlenmiştir.
- There are so many questions about cancer.
- Kanserle ilgili çok fazla soru var.
- Fighting cancer has been one of the Commission’s major public health priorities.
- Kanserle mücadele Komisyon'un başlıca halk sağlığı önceliklerinden biri olmuştur.
- As terrible as cancer is, however, it is possible to survive it.
- Kanser ne kadar korkunç olursa olsun, hayatta kalmak mümkündür.
- I will mention the public health budget line B3-4301 on combating cancer.
- Kanserle mücadele konusunda B3-4301 numaralı halk sağlığı bütçe kaleminden bahsedeceğim.
- One in four Europeans will die of cancer.
- Her dört Avrupalıdan biri kanserden ölecek.
- Each year cancer is diagnosed in about 1.6 million Europeans and kills around 950 000 people.
- Her yıl yaklaşık 1.6 milyon Avrupalıya kanser teşhisi konulmakta ve yaklaşık 950.000 kişi hayatını kaybetmektedir.
- Whilst the base station network has grown phenomenally, the figures for cancer in Finland have fallen radically.
- Baz istasyonu ağı olağanüstü bir şekilde büyürken Finlandiya'da kanser rakamları radikal bir şekilde düşmüştür.
- The UN even maintains that more women die from domestic violence than of cancer.
- Hatta BM, kanserden ölen kadın sayısının aile içi şiddetten ölen kadın sayısından daha fazla olduğunu belirtmektedir.
- Everyone knows somebody, either directly or indirectly, who has been or is being affected by cancer.
- Herkesin doğrudan ya da dolaylı olarak kanserden etkilenmiş ya da etkilenmekte olan bir tanıdığı vardır.
- Yet with this type of cancer in particular, early detection is crucial to increase the chances of recovery.
- Ancak özellikle bu kanser türünde erken teşhis, iyileşme şansını artırmak için çok önemlidir.
- Moreover, former employees are in constant anxiety about whether they will be affected by cancer in the future.
- Dahası, eski çalışanlar gelecekte kanserden etkilenip etkilenmeyecekleri konusunda sürekli endişe içindeler.
- Mr President, if there is one certainty about cancer it is that early diagnosis increases the chances of cure.
- Sayın Başkan, kanserle ilgili kesin olan bir şey varsa o da erken teşhisin tedavi şansını artırdığıdır.
- This will enable cancer surveillance applications to be fully considered.
- Bu, kanser izleme uygulamalarının tam olarak değerlendirilmesini sağlayacaktır.
- The draft specifically provides for a reference to cancer under the first and third strand objectives.
- Taslak, özellikle birinci ve üçüncü grup hedefler kapsamında kansere atıfta bulunulmasını öngörmektedir.
- Work on cancer, including screening and surveillance, will be taken forward by the Commission.
- Tarama ve gözetim de dahil olmak üzere kanserle ilgili çalışmalar Komisyon tarafından ileriye götürülecektir.
- Moreover, former employees are in constant anxiety about whether they will be affected by cancer in the future.
- Ayrıca eski çalışanlar gelecekte kanser hastalığına yakalanıp yakalanmayacakları konusunda sürekli bir endişe içindedir.
- They became interested in cancer care issues when one of their members died from cancer.
- Üyelerinden biri kanserden öldüğünde kanser bakımı konularıyla ilgilenmeye başladılar.
- The rapporteur has made no reference to cancer in men.
- Raportör erkeklerde görülen kansere hiç değinmemiştir.
- My grandfather succumbed to a terminal cancer this year.
- Dedem bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü.
- Medical error is the third leading cause of death in the US, after heart disease and cancer.
- Tıbbi hatalar, ABD'de kalp hastalığı ve kanserden sonra üçüncü ölüm nedenidir.
- His illness may be cancer.
- Onun hastalığı kanser olabilir.
- Tom is also a cancer survivor.
- Tom da bir kanserden kurtuldu.
- Fadil was still battling cancer.
- Fadıl hala kanserle mücadele ediyordu.
- After battling cancer for several years, he finally passed away at the age of 87.
- Birkaç yıl kanserle mücadele ettikten sonra, sonunda 87 yaşında vefat etti.
- She died of cancer.
- O, kanserden öldü.
- That doctor may cure him of his cancer.
- Bu doktor onun kanserini tedavi edebilir.
- Tom suffered from bone cancer.
- Tom kemik kanserinden acı çekti.
- After the operation I was happy, since I managed to eliminate the cancer.
- Kanserden kurtulduğum için, ameliyattan sonra mutluydum.
- Tom died of gastric cancer.
- Tom gastrik kanserden öldü.
- Tom developed tongue cancer.
- Tom'da dil kanseri gelişmiş.
- His father had died of cancer 10 years ago.
- Babası 10 yıl önce kanserden ölmüş.
- I could have cancer.
- Kanser olabilirim.
- Layla died of cancer in July 2006.
- Leyla, Temmuz 2006'da kanserden öldü.
- It could be cancer.
- Kanser olabilir.
- Tom lost his fight with cancer.
- Tom kanserle savaşını kaybetti.
- She must have known that she had a cancer.
- Kanser olduğunu biliyor olmalıydı.
- Dan died of brain cancer in Mexico.
- Dan Meksika'da beyin kanserinden öldü.
- He did not die of cancer.
- O kanserden ölmedi.
- Tom is now cancer free.
- Tom kanseri yendi.
- Dan began costly cancer therapy.
- Dan pahalı kanser tedavisi görmeye başladı.
- Dan began costly cancer therapy.
- Dan yüksek maliyetli kanser tedavisine başladı.
- Tom developed tongue cancer.
- Tom dil kanserine yakalandı.
- Tom knows what cancer is like.
- Tom kanserin nasıl bir şey olduğunu biliyor.
- This cancer is incurable.
- Bu kanserin tedavisi yok.
- Her son died of cancer when still a boy.
- Oğlu daha çocukken kanserden öldü.
- Scientists haven't found a vaccine for cancer yet.
- Bilim adamları henüz kanser için bir aşı bulamadılar.
- Doctors suspect smoking has lot to do with cancer.
- Doktorlar sigara içmenin kanserle çok ilgisi olduğundan şüpheleniyorlar.
- You have cancer.
- Kansersin.
- She died of cancer.
- Kanserden öldü.
- My uncle died of cancer two years ago.
- Dayım iki yıl önce kanserden öldü.
- Tom is being treated for cancer.
- Tom kanser tedavisi görüyor.
- He made a great contribution to research into cancer.
- O kanser araştırmaları için büyük bir katkı yaptı.
- Tom has been battling cancer for three years.
- Tom üç yıldır kanserle mücadele ediyor.
- The doctor informed us that mom has stage four cancer.
- Doktor annemin dördüncü evre kanser olduğunu söyledi.
- Cancer took him.
- Kanser onu bizden aldı.
- Sami's wife was ill with cancer.
- Sami'nin karısı kanser hastasıydı.
- Tom donated his bone marrow to save the cancer victim's life.
- Tom kanser kurbanının hayatını kurtarmak için kemik iliğini bağışladı.
- He died of cancer.
- Kanserden öldü.
- Cancer can be cured if discovered in time.
- Zamanında fark edilirse kanser tedavi edilebilir.
- In 1955, the cancer returned and she died in 1956 at the age of 42.
- 1955'te kanseri nüksetti ve 1956'da 42 yaşında öldü.
- Tom is losing his battle with cancer.
- Tom kanserle savaşını kaybediyor.
- Layla suffered with cancer.
- Layla kanserle boğuşuyordu.
- Tom is losing his battle with cancer.
- Tom kanserle olan savaşını kaybediyor.
- Layla developed cancer.
- Layla kansere yakalandı.
- Tom died from cancer in 2013.
- Tom 2013 yılında kanserden öldü.
- Scientists haven't found a vaccine for cancer yet.
- Bilim adamları kanser için henüz bir aşı bulmadı.
- Layla had another cancer check-up a few weeks later.
- Leyla birkaç hafta sonra başka bir kanser kontrolünden geçti.
- Does anyone in your close family have cancer?
- Yakın ailenizde kanser hastası var mı?
- My father ought to have had an operation for cancer.
- Babam kanser için ameliyat olmalıydı.
- He made a great contribution to research into cancer.
- Kanser araştırmalarına büyük katkıda bulundu.
- Cancer is a great enemy of mankind.
- Kanser insanlığın en büyük düşmanıdır.
- Tom had cancer.
- Tom kanserdi.
- I had my only son die of cancer.
- Tek oğlum kanserden öldü.
- This cancer is incurable.
- Bu kanser tedavi edilemez.
- Cancer took Tom.
- Kanser Tom'u aldı.
- I thought nothing could be as bad as cancer.
- Hiçbir şeyin kanser kadar kötü olamayacağını düşünüyordum.
- Layla died of cancer in July 2006.
- Layla Temmuz 2006'da kanserden öldü.
- He died of cancer last year.
- O, geçen yıl kanserden öldü.
- It's foolish to think that smoking has little to do with cancer.
- Sigaranın kanserle çok az ilgisi olduğunu düşünmek aptallıktır.
- Tom suffered from bone cancer.
- Tom kemik kanserinden muzdaripti.
- The old man died of cancer.
- Yaşlı adam kanserden öldü.
- Layla developed cancer.
- Leyla kansere yakalandı.
- My grandfather succumbed to a terminal cancer this year.
- Büyükbabam bu yıl ölümcül bir kansere yenik düştü.
- Cancer is a terrible disease.
- Kanser korkunç bir hastalıktır.
- The newspaper reports the prime minister has died of cancer.
- Gazete Başbakanın kanserden öldüğünü bildiriyor.
- I know about your cancer.
- Kanserini biliyorum.
- Tom has cancer.
- Tom kanser.
- Catching cancer early increases survival odds.
- Kanseri erken yakalamak hayatta kalma şansını arttırır.
- Hate is a cancer on society.
- Nefret, toplumdaki kanserdir.
- I lost my grandfather to cancer this year.
- Bu yıl büyükbabamı kanserden kaybettim.
- The doctor cured him of his cancer.
- Doktor, onun kanserini tedavi etti.
- Tobacco smoke is productive of cancer.
- Tütün dumanı kanser yapıcıdır.
- Hate is a cancer on society.
- Nefret toplumda bir kanserdir.
- Layla suffered with cancer.
- Leyla kanserden muzdaripti.
- She must have known that she had a cancer.
- Kanser olduğunu biliyordu herhalde.
- Violence is the cancer of our society.
- Şiddet, toplumumuzun kanseridir.
- My dog has cancer.
- Köpeğim kanser.
- Tom lost his wife to cancer.
- Tom karısını kanserden kaybetti.
- The newspaper reports the prime minister has died of cancer.
- Gazete, başbakanın kanserden öldüğünü bildiriyor.
- Is Tom dying of cancer?
- Tom kanserden mi ölüyor?
- Tom died of cancer in 2013.
- Tom 2013'te kanserden öldü.
- Sami didn't have cancer.
- Sami kanser değildi.
- I hear my uncle died of cancer.
- Amcamın kanserden öldüğünü duydum.
- He died of cancer last year.
- Geçen yıl kanserden öldü.
- We can cure some types of cancer.
- Bazı kanser türlerini tedavi edebiliriz.
- Drugs are a cancer of modern society.
- İlaçlar modern toplumun bir kanseridir.
- My wife died of cancer.
- Karım kanserden öldü.
- I thought nothing could be as bad as cancer.
- Hiçbir şeyin kanser kadar kötü olamayacağını düşünmüştüm.
- The cancer has spread to her stomach.
- Kanser midesine sıçramış.
- Tom died of brain cancer.
- Tom beyin kanserinden öldü.
- He did not die of cancer.
- Kanserden ölmedi.
- After the operation I was happy, since I managed to eliminate the cancer.
- Ameliyattan sonra mutluydum, çünkü kanseri yok etmeyi başardım.
- Was anybody among your relatives ill with cancer?
- Akrabalarınız arasında kanser hastası olan var mı?
- How many people do you think die from cancer every year?
- Sizce her yıl kaç kişi kanserden ölüyor?
- Cancer may be related to viruses of some kind.
- Kanser bir tür virüs ile ilgili olabilir.
- In 1955, the cancer returned and she died in 1956 at the age of 42.
- 1955 yılında kanseri nüksetti ve 1956 yılında 42 yaşındayken öldü.
- That old man died of cancer.
- O yaşlı adam kanserden öldü.
- Cancer may be related to viruses of some kind.
- Kanser bir çeşit virüsle ilgili olabilir.
- Layla developed a very serious cancer.
- Layla çok ciddi bir kansere yakalandı.
- My brother died of cancer last year.
- Kardeşim geçen yıl kanserden öldü.
- My father died of cancer.
- Babam kanserden öldü.
- He died of cancer.
- O kanserden öldü.
- His grandfather died of cancer last year.
- Büyükbabası geçen yıl kanserden öldü.
- The number of people who smoke is increasing, so cancer will soon be the most common cause of death.
- Sigara içen insanların sayısı artıyor, bu yüzden kanser yakında ölümün en yaygın nedeni olacak.
- Cancer is not one but more than one hundred distinct diseases.
- Kanser bir değil, yüzden fazla farklı hastalıktır.
- Tom lost his fight with cancer.
- Tom kanserle olan savaşını kaybetti.
- Tom could have cancer.
- Tom kanser olabilirdi.
- She's beating cancer.
- Kanseri yeniyor.
- A single glass of alcohol increases the risk of cancer.
- Tek bir kadeh alkol kanser riskini artırır.
- An alveolar soft part sarcoma is a rare form of cancer occuring primarily in children and young adults.
- Alveoler yumuşak kısım sarkomu, öncelikli olarak çocuklarda ve genç yetişkinlerde ender görülen bir kanser türüdür.
- What's the best drug for that cancer?
- Bu kanser için en iyi ilaç nedir?
- His grandfather died of cancer a year ago.
- Büyükbabası bir yıl önce kanserden öldü.
- They were pioneers in the investigation of cancer.
- Onlar kanserin araştırılmasında öncülerdi.
- The cancer needed to be removed immediately.
- Kanserin derhal alınması gerekiyordu.
- It could be cancer.
- Bu kanser olabilir.
- His father became ill with cancer.
- Babası kanser hastası oldu.
- That doctor may cure him of his cancer.
- Şu doktor onu kanserinden kurtarabilir.
- Sami died of bone cancer.
- Sami kemik kanserinden öldü.
- I might have cancer.
- Kanser olabilirim.
- The cancer had spread to several organs.
- Kanser birkaç organa yayılmıştı.
- She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.
- Büyük torunları doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.
- Tom didn't die of cancer.
- Tom kanserden ölmedi.
- Cookie's mother died of cancer.
- Cookie'nin annesi kanserden öldü.
- Tom is a cancer survivor.
- Tom kanserden kurtuldu.
- She is afraid of dying from cancer.
- O, kanserden ölmekten korkuyor.
- Layla was battling cancer.
- Layla kanserle mücadele ediyordu.
- He thinks he can get cancer from vinyl records.
- Plaklar yüzünden kanser olabileceğini sanıyor.
- If cancer is an enemy of humanity, a cancer is a friend of lobsters.
- Eğer kanser insanlığın düşmanıysa, kanser ıstakozların dostudur.
- Tom died of cancer last year.
- Tom geçen yıl kanserden öldü.
- I don't have cancer.
- Kanser değilim.
- I might have cancer.
- Kanser olabilirdim.
- Scientists haven't found a cure for cancer yet.
- Bilim adamları henüz kansere bir çare bulamadılar.
- The doctor informed us that mom has stage four cancer.
- Doktor; annemizin dördüncü dereceden kanser olduğu konusunda bizi bilgilendirdi.
- Layla developed a very serious cancer.
- Leyla çok ciddi bir kansere yakalandı.
- His father had died of cancer 10 years ago.
- Babası 10 yıl önce kanserden öldü.
- My uncle died of cancer of the stomach yesterday.
- Amcam dün mide kanserinden öldü.
- Layla suffered with cancer.
- Layla kanserden acı çekti.
- My cat has cancer.
- Kedim kanser.
- His grandfather died of cancer a year ago.
- Dedesi bir yıl önce kanserden öldü.
- The good news is that you don't have cancer.
- İyi haber şu ki kanser değilsiniz.
- My uncle died of cancer two years ago.
- Dayım iki yıl önce kanserden vefat etti.
- We have yet to discover an effective remedy for cancer.
- Hâlâ kanser için etkili bir tedavi bulamadık.
- Fadil survived bone cancer.
- Fadıl kemik kanserinden kurtuldu.
- His father became ill with cancer.
- Babası kansere yakalandı.
- Sami recovered from his cancer.
- Sami kanserden kurtuldu.
- Cancer might kill me.
- Kanser beni öldürebilir.
- How many people do you think die from cancer every year?
- Sence her yıl kanserden kaç kişi ölür?
- My brother died of cancer last year.
- Erkek kardeşim geçen yıl kanserden öldü.
- A single glass of alcohol increases the risk of cancer.
- Tek bir bardak alkol kanser riskini artırır.
- The man died of cancer.
- Adam kanserden öldü.
- Tom is now cancer free.
- Tom artık kanserden kurtuldu.
- Tom donated his bone marrow to save the cancer victim's life.
- Tom, kanser mağdurunun hayatını kurtarmak için kemik iliğini bağışladı.
- Tom has been diagnosed with cancer.
- Tom'a kanser teşhisi konuldu.
- Layla had another cancer check-up a few weeks later.
- Layla birkaç hafta sonra bir kanser kontrolünden daha geçti.
- He has got cancer.
- Onun kanseri var.
- His illness may be cancer.
- Hastalığı kanser olabilir.
- Tom has been diagnosed with cancer.
- Tom'a kanser teşhisi kondu.
- My uncle died of cancer two years ago.
- Amcam iki yıl önce kanserden öldü.
- We have yet to discover an effective remedy for cancer.
- Henüz kanser için etkili bir ilaç keşfedemedik.
- Tom is now cancer free.
- Tom artık kanser değil.
- Tom is also a cancer survivor.
- Tom da kanserden kurtuldu.
- Scientists haven't found a cure for cancer yet.
- Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.
- Layla suffered with cancer.
- Leyla kanser hastasıydı.
- Drugs are a cancer of modern society.
- Uyuşturucu modern toplumun kanseridir.
- My uncle died of cancer two years ago.
- Amcam iki yıl önce kanserden vefat etti.
- I've heard that decaffeinated coffee may cause cancer.
- Ben kafeinsiz kahvenin kansere neden olabileceğini duydum.
- Tom died in 2013 of cancer.
- Tom 2013 yılında kanserden öldü.
- We don't know what causes cancer.
- Kansere neyin sebep olduğunu bilmiyoruz.
- Tobacco smoke causes cancer.
- Tütün dumanı kansere neden olur.
- Tom is suffering from an incurable cancer.
- Tom tedavisi olmayan bir kanserden muzdarip.
- Violence is the cancer of our society.
- Şiddet toplumumuzun kanseridir.
- They were pioneers in the investigation of cancer.
- Onlar kanser araştırmalarının öncüleriydiler.
- The cancer has spread to her stomach.
- Kanser midesine yayılmış.
- Tom might have cancer.
- Tom kanser olabilir.
- Tom died of cancer.
- Tom kanserden öldü.
- Tom died of cancer.
- Tom kanser nedeniyle hayatını kaybetti.
- His grandfather died of cancer last year.
- Dedesi geçen yıl kanserden öldü.
- My uncle died of cancer.
- Amcam kanserden öldü.
- An alveolar soft part sarcoma is a rare form of cancer occuring primarily in children and young adults.
- Alveolar yumuşak kısım sarkomu, özellikle çocuklarda ve genç yetişkinlerde görülen nadir bir kanser türüdür.
- My father ought to have had an operation for cancer.
- Babam kanser ameliyatı olmalıydı.
- Tom knows what cancer is like.
- Tom kanserin neye benzediğini bilir.
- The number of people who smoke is increasing, so cancer will soon be the most common cause of death.
- Sigara içen insanların sayısı artıyor, bu nedenle kanser yakında en yaygın ölüm nedeni olacak.
- They are a cancer on society.
- Onlar toplum için bir kanser.
- Her son died of cancer when still a boy.
- Oğlu henüz bir çocukken kanserden öldü.
- His son died from cancer at a young age.
- Oğlu genç yaşta kanserden öldü.
- Sami recovered from his cancer.
- Sami kanserinden kurtuldu.
- I've heard that decaffeinated coffee may cause cancer.
- Kafeinsiz kahvenin kansere neden olabileceğini duymuştum.
- Cancer is a great enemy of mankind.
- Kanser insanlığın en büyük düşmanı.
- She's beating cancer.
- O kanseri yeniyor.
- They are a cancer on society.
- Onlar toplumda bir kanser.
Show More (221)
|