|
- They lost their childhood and Amina may now lose her life.
- Çocukluklarını kaybettiler ve Amina şimdi hayatını kaybedebilir.
- Individuals who had been obese since childhood made up group four.
- Çocukluğundan beri obez olan bireyler dördüncü grubu oluşturdu.
- I have been interested in astronomy and physics since childhood.
- Çocukluğumdan beri astronomi ve fizikle ilgileniyorum.
- I have been interested in astronomy and physics since childhood.
- Çocukluğumdan beri astronomi ve fiziğe ilgim vardı.
- I have been interested in astronomy and physics since childhood.
- Çocuk yaşlardan beridir astronomiye ve fiziğe ilgim var.
- Most of us get over the pratfalls of childhood.
- Çoğumuz çocukluğumuzdaki aptallıkları atlatırız.
- Individuals who had been obese since childhood made up group four.
- Çocukluktan beri obez olan bireyler ise dördüncü grubu oluşturdu.
- Individuals who had been obese since childhood made up group four.
- Çocukluğundan beri obez olan bireyler dördüncü grubu oluşturuyordu.
- Tom said that, from childhood, he had felt like a girl who had been born in the body of a man.
- Tom, çocukluğundan beri kendini erkek bedeninde doğmuş bir kız gibi hissettiğini söyledi.
- I wasn't born here, but I spent all of my early childhood here.
- Ben burada doğmadım ama çocukluğumun ilk yıllarını burada geçirdim.
- Layla had an abusive childhood.
- Layla istismarla dolu bir çocukluk geçirmiş.
- Virtuosity requires years of daily practice from childhood.
- Ustalık çocukluktan itibaren günlük pratikte yıllar gerektirir.
- Sami is still affected by the horrors of his childhood.
- Sami hâlâ çocukluğunda yaşadığı dehşetin etkisinde.
- Did you have a lot of happy experiences in your childhood?
- Çocukluğunuzda çok mutlu deneyimler yaşadınız mı?
- Tom had a troubled childhood.
- Tom sorunlu bir çocukluk geçirmiş.
- She was, as many of us were, very shy in her childhood.
- Çocukluğunda, çoğumuzdaki gibi, çok utangaçtı.
- Tom wondered where Mary had spent her childhood.
- Tom Mary'nin çocukluğunu nerede geçirdiğini merak ediyordu.
- Tom remembers his childhood fondly.
- Tom çocukluğunu şefkatle hatırlıyor.
- She was, as many of us were, very shy in her childhood.
- Birçoğumuz gibi o da çocukluğunda çok utangaçtı.
- Tom told Mary all about his childhood.
- Tom Mary'ye bütün çocukluğundan bahsetti.
- Dan is Linda's childhood love.
- Daan, Linda'nın çocukluk aşkı.
- Tom had a healthy childhood.
- Tom sağlıklı bir çocukluk geçirdi.
- Our feud traces back to our childhood.
- Kan davamız çocukluğumuza kadar uzanır.
- Tom had a tough childhood.
- Tom zor bir çocukluk geçirdi.
- Tom didn't have an easy childhood.
- Tom kolay bir çocukluk geçirmedi.
- I wasn't born here, but I spent all of my early childhood here.
- Burada doğmadım ama bütün çocukluğumu burada geçirdim.
- Our feud traces back to our childhood.
- Kavgamız çocukluğumuza dayanıyor.
- What you spend time doing in your childhood affects the rest of your life.
- Çocukluğunda ne yaparak harcadığın zaman hayatının geriye kalanını etkiler.
- What is your earliest memory from childhood?
- Çocukluğundan kalan en eski anın ne?
- This is the house in which the poet lived in his childhood.
- Burası şairin çocukluğunda yaşadığı ev.
- Tom has known Mary since childhood.
- Tom, Mary'yi çocukluğundan beri tanıyor.
- Her story brought back our happy childhood.
- Hikayesi mutlu çocukluğumuzu geri getirdi.
- Tom told Mary all about his childhood.
- Tom Mary'ye çocukluğu hakkında her şeyi anlattı.
- What's your favorite memory from childhood?
- En sevdiğiniz çocukluk anınız nedir?
- Since early childhood, he dreamed of writing stories.
- Çocukluğundan beri hikaye yazmayı hayal ederdi.
- He had a rough childhood.
- O zor bir çocukluk geçirdi.
- In nostalgic moments we may tend to think of childhood as a time of almost unbroken happiness.
- Nostaljik anlarda çocukluğu neredeyse kesintisiz bir mutluluk dönemi olarak düşünme eğiliminde olabiliriz.
- We have known each other since childhood.
- Çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanırız.
- Tom had a troubled childhood.
- Tom sıkıntılı bir çocukluk geçirdi.
- He always connects to his childhood in his books.
- Kitaplarında hep çocukluğuyla bağlantı kurar.
- Layla had a very painful childhood.
- Layla çok acı dolu bir çocukluk geçirdi.
- Tom wanted Mary to tell him about her childhood.
- Tom, Mary'nin ona çocukluğunu anlatmasını istedi.
- Tom had a normal childhood.
- Tom'un normal bir çocukluğu vardı.
- I frequently recall my happy childhood.
- Mutlu çocukluğumu sık sık hatırlıyorum.
- Chicken pox is a common childhood illness.
- Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır.
- Layla had a tough childhood.
- Leyla zor bir çocukluk geçirmişti.
- Tom made a film about his childhood.
- Tom çocukluğu hakkında bir film yaptı.
- I often hear her refer to her childhood.
- Genelde çocukluğundan bahseder.
- What is your earliest memory from childhood?
- Çocukluğunuzla ilgili en eski anınız nedir?
- Layla had a very painful childhood.
- Leyla çok acılı bir çocukluk geçirdi.
- I had a horrible childhood.
- Ben korkunç bir çocukluk geçirdim.
- Tell me about your childhood.
- Bana çocukluğundan söz et.
- We have known each other since childhood.
- Birbirimizi çocukluğumuzdan beri tanıyoruz.
- Tom had a terrible childhood.
- Tom korkunç bir çocukluk geçirdi.
- I asked Tom some questions about his childhood.
- Tom'a çocukluğu hakkında bazı sorular sordum.
- Layla had a very difficult childhood.
- Leyla çok zor bir çocukluk geçirdi.
- Tom never talks about his childhood.
- Tom asla çocukluğu hakkında konuşmaz.
- His childhood was harsh.
- Onun çocukluğu zordu.
- What was your childhood like?
- Senin çocukluğun nasıldı?
- I often hear her refer to her childhood.
- Sık sık çocukluğundan bahsettiğini duyuyorum.
- I frequently recall my happy childhood.
- Sık sık mutlu çocukluğumu hatırlıyorum.
- Tom had a normal childhood.
- Tom normal bir çocukluk geçirdi.
- What's your favorite memory from childhood?
- En sevdiğin çocukluk anın nedir?
- He and I have been friends since childhood.
- O ve ben çocukluğumuzdan beri arkadaşız.
- Tom had a very difficult childhood.
- Tom çok zor bir çocukluk geçirdi.
- Tom spent his childhood in Boston.
- Tom çocukluğunu Boston'da geçirdi.
- She had a rough childhood.
- Zor bir çocukluk geçirdi.
- Tom regrets that there are so few photos of his childhood.
- Tom çocukluğuna dair çok az fotoğraf olduğu için üzgün.
- She had a happy childhood.
- Onun mutlu bir çocukluğu vardı.
- Tom never talks about his childhood.
- Tom çocukluğu hakkında hiç konuşmaz.
- Tell me about your childhood.
- Bana çocukluğundan bahset.
- Tom wanted to find out more about Mary's childhood.
- Tom, Mary'nin çocukluğu hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyordu.
- Vaccinations help prevent childhood diseases.
- Aşılar çocukluk hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.
- He is always talking about old memories of his childhood.
- Sürekli çocukluğundaki eski anılardan bahsediyor.
- Tom spent his childhood in the United States.
- Tom çocukluğunu Amerika'da geçirdi.
- Did you have a lot of happy experiences in your childhood?
- Çocukluğunda çok mutlu deneyimler yaşadın mı?
- Layla had a very difficult childhood.
- Layla çok zor bir çocukluk geçirdi.
- Joan became a great actress in spite of having had a difficult childhood.
- Joan, zor bir çocukluk geçirmesine rağmen büyük bir oyuncu oldu.
- Her story brought back our happy childhood.
- Onun hikayesi mutlu çocukluğumuzu geri getirdi.
- I had such a happy childhood.
- Çok mutlu bir çocukluk geçirdim.
- I had a horrible childhood.
- Ben berbat bir çocukluk geçirdim.
- Oh my beloved childhood, I long for you with all my heart!
- Ah benim sevgili çocukluğum, seni tüm kalbimle özlüyorum!
- From childhood I dreamt of being a pastry cook.
- Çocukluğumdan beri bir pastacı olmayı hayal ettim.
- Did you have a lot of happy experiences in your childhood?
- Çocukluğunda bolca mutlu anın oldu mu?
- Sami had a more difficult childhood.
- Sami daha zor bir çocukluk geçirdi.
- His childhood was harsh.
- Çocukluğu zor geçti.
- I had a horrible childhood.
- Korkunç bir çocukluk geçirdim.
- Tell us about your childhood.
- Bize çocukluğundan bahset.
- Young Martin spent a fairly quiet childhood in Atlanta, Georgia.
- Genç Martin Atlanta, Georgia'da oldukça sakin bir çocukluk geçirdi.
- Let's talk about your childhood.
- Çocukluğun hakkında konuşalım.
- A childhood illness left her blind.
- Bir çocukluk hastalığı onu kör bıraktı.
- He had a rough childhood.
- Zor bir çocukluk geçirdi.
- Do you know anything about Tom's childhood?
- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musun?
- I had such a happy childhood.
- Böyle mutlu bir çocukluğum vardı.
- She had a happy childhood.
- Mutlu bir çocukluk geçirmiş.
- Tom wondered where Mary had spent her childhood.
- Tom, Mary'nin çocukluğunu nerede geçirdiğini merak ediyordu.
- I think everyone looks back on their childhood with some regret.
- Sanırım herkes çocukluğuna biraz pişmanlıkla bakar.
- Tom had a rough childhood.
- Tom zor bir çocukluk geçirdi.
- Most serial killers have experienced brutal childhoods, but very few people who experienced brutal childhoods later become serial killers.
- Seri katillerin çoğu, çocukluklarında şiddete maruz kalmışlardır, ama çocukluklarında şiddete maruz kalan çok az insan, sonradan seri katil olmuştur.
- What was his childhood nickname?
- Onun çocukluk lakabı neydi?
- Tell us about your childhood.
- Bize çocukluğunuzdan bahsedin.
- What's your favorite memory from childhood?
- Çocukluğunuzdan en sevdiğiniz anı nedir?
- Adolescence is a period of transition between childhood and adulthood.
- Ergenlik, çocukluk ile yetişkinlik arasında bir geçiş dönemidir.
- She survived an abusive childhood.
- Kötü bir çocukluk geçirdi.
- Tom had a happy childhood.
- Tom'un mutlu bir çocukluğu vardı.
- Tom is very secretive when it comes to talking about his childhood.
- Konu çocukluğu hakkında konuşmaya geldiğinde Tom çok ketumdur.
- Chicken pox is a common childhood illness.
- Su çiçeği yaygın görülen bir çocukluk hastalığıdır.
- Most serial killers have experienced brutal childhoods, but very few people who experienced brutal childhoods later become serial killers.
- Çoğu seri katil acımasız bir çocukluk geçirmiştir, ancak acımasız bir çocukluk geçiren çok az kişi daha sonra seri katil olmuştur.
- He was quite weak in his childhood.
- Çocukluğunda oldukça zayıftı.
- Dan is Linda's childhood love.
- Dan Linda'nın çocukluk aşkı.
- Since his childhood he wanted to become a pilot, and he did.
- Çocukluğundan beri bir pilot olmak istedi ve oldu.
- Tom is very secretive when it comes to talking about his childhood.
- Çocukluğu hakkında konuşmaya gelince Tom çok ağzı sıkıdır.
- He was quite weak in his childhood.
- Çocukluğunda oldukça cılızdı.
- Tom told Mary all about his childhood.
- Tom, Mary'ye çocukluğu hakkında her şeyi anlattı.
- What was his childhood nickname?
- Çocukluk lakabı neydi?
- Tom remembers his childhood fondly.
- Tom çocukluğunu sevgiyle hatırlıyor.
- The first 40 years of childhood are the most difficult.
- Çocukluğun ilk kırk yılı en zorudur.
- The first 40 years of childhood are the most difficult.
- Çocukluğun ilk 40 yılı en zor dönemdir.
- Tom wanted to find out more about Mary's childhood.
- Tom, Mary'nin çocukluğu hakkında daha fazla şey öğrenmek istedi.
- Joan became a great actress in spite of having had a difficult childhood.
- Joan, zor bir çocukluk geçirmesine rağmen büyük bir aktrist oldu.
- Tom had a hard childhood.
- Tom zor bir çocukluk geçirdi.
- What was your childhood like?
- Çocukluğun nasıldı?
- What you spend time doing in your childhood affects the rest of your life.
- Çocukluğunuzda ne yaparak zaman geçirdiğiniz hayatınızın geri kalanını etkiler.
- What's your favorite memory from childhood?
- Çocukluğunuzdan en sevdiğiniz anınız nedir?
- I had a pretty happy childhood.
- Çok mutlu bir çocukluğum vardı.
- Tom had a pretty rough childhood.
- Tom oldukça zor bir çocukluk geçirdi.
- From childhood I dreamt of being a pastry cook.
- Çocukluğumdan beri pastacı olmayı hayal ederdim.
- Since his childhood he wanted to become a pilot, and he did.
- Çocukluğundan beri pilot olmak istiyordu ve oldu da.
- Tell us about your childhood.
- Bize çocukluğunu anlat.
- Tom made a film about his childhood.
- Tom kendi çocukluğu hakkında bir film yaptı.
- Let's talk about your childhood.
- Senin çocukluğun hakkında konuşalım.
- This is the house in which the poet lived in his childhood.
- Bu, şairin çocukluğunda yaşadığı evdir.
- This doctor is an authority on childhood diseases.
- Bu doktor çocuk hastalıkları konusunda bir otorite.
- She told him all about her childhood.
- Ona çocukluğunu anlatmış.
- Do you know anything about Tom's childhood?
- Tom'un çocukluğu hakkında bir şey biliyor musunuz?
- Childhood obesity is an epidemic.
- Çocukluk obezitesi bir salgın.
- He always connects to his childhood in his books.
- O her zaman kitaplarında çocukluğu ile bağlantı kurar.
- Sami had a care-free childhood.
- Sami dertsiz bir çocukluk geçirdi.
- Did you have a lot of happy experiences in your childhood?
- Çocukluğunuzda bolca mutlu anınız oldu mu?
- I had a pretty happy childhood.
- Oldukça mutlu bir çocukluk geçirdim.
- This doctor is an authority on childhood diseases.
- Bu doktor çocuk hastalıklarında bir otoritedir.
- Tom had a happy childhood.
- Tom mutlu bir çocukluk geçirdi.
- Layla had a tough childhood.
- Layla zor bir çocukluk geçirdi.
- Sami had a care-free childhood.
- Sami kaygısız bir çocukluk geçirdi.
Show More (141)
|