| 1 |
chilly |
serin |
adj. |
|
- It was chilly that day.
- O gün hava serindi.
- In spite of the sunny weather, the air was rather chilly.
- Güneşli havaya rağmen, hava oldukça serindi.
- The weather is a little chilly this morning.
- Bu sabah hava biraz serin.
- During the day it's very nice, but the nights are chilly.
- Gündüzleri çok güzel ama geceleri serin oluyor.
- It's a bit chilly.
- Hava biraz serin.
- It's kind of chilly in here.
- Burası biraz serin.
- A chilly wind's blowing.
- Serin bir rüzgâr esiyor.
- During the day it's very nice, but the nights are chilly.
- Gündüzleri çok güzel oluyor ama akşamları serin oluyor.
- This summer is chilly.
- Bu yaz serin geçiyor.
- This summer is chilly.
- Bu yaz serin.
- It was chilly that day.
- O gün serindi.
- The homeless sought shelter from the chilly shower.
- Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı.
Show More (10)
|
| 2 |
chilly |
soğuk |
adj. |
|
- The gym was too chilly today.
- Spor salonu bugün çok soğuktu.
- In spite of the sunny weather, the air was rather chilly.
- Güneşli havaya rağmen hava oldukça soğuktu.
- A chilly wind's blowing.
- Soğuk bir rüzgar esiyor.
- It's kind of chilly in here.
- Burası biraz soğuk.
- My room is really good, though a little bit chilly.
- Biraz soğuk olsa da odam gerçekten çok iyi.
- It was chilly.
- Hava soğuktu.
- The night was so chilly that when I returned I was almost frozen.
- Gece o kadar soğuktu ki döndüğümde neredeyse donmuştum.
- It's chilly outside.
- Dışarısı soğuk.
- The night was so chilly that when I returned I was almost frozen.
- Gece o kadar soğuktu ki döndüğümde neredeyse donuyordum.
- The homeless sought shelter from the chilly shower.
- Evsizler soğuk yağmurdan korunmak için sığınak aradı.
Show More (8)
|
| 3 |
chilly |
üşüyen |
adj. |
|
- The group of children felt chilly outside and went inside.
- Çocuklar, dışarıda üşüyünce içeri girdiler.
Show More (-2)
|
| 4 |
chilly |
samimiyetsiz |
adj. |
|
- His suggestions were confronted with chilly reviews.
- Önerilerine samimiyetsiz eleştiriler geldi.
Show More (-2)
|
