Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
keep away
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
come and go
gelip gitmek
v.
He could
come and go
between heaven and earth at will.
İstediği zaman gökle yer arasında
gelip gidebilirdi.
If you have a car, you can
come and go
at will.
Araban varsa, istediğin zaman
gelip gidebilirsin.
The months
come and go.
Aylar
gelip gidiyor.
People
come and go
as they want.
İnsanlar istedikleri gibi
gelip giderler.
Sami saw Layla
come and go.
Sami, Layla'nın
gelip gittiğini
gördü.
In university towns, people are constantly
coming and going.
Üniversite kentlerinde insanlar sürekli
gelip giderler.
Show More (3)
2
come and go
gelip geçmek
v.
Presidents, ladies and gentlemen, summits
come and go
and one is very much like the next.
Başkanlar, hanımefendiler ve beyefendiler, zirveler
gelip geçicidir
ve biri diğerine çok benzer.
All things
come and go,
but love always remains in the end.
Her şey
gelip geçicidir
ama aşk her zaman baki kalır.
Show More (-1)