Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
commute
ceza hafifletmek
v.
In January, Governor Ryan of Illinois decided to
commute
the death sentences of 156 prisoners on death row.
Ocak ayında Illinois Valisi Ryan, idam sırasındaki 156 mahkumun ölüm
cezalarını hafifletme
kararı aldı.
Show More (-2)
2
commute
seyahat etmek
v.
He
commutes
from Yokohama to Tokyo by train.
Yokohama'dan Tokyo'ya trenle
seyahat eder.
Show More (-2)