countryside - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
countryside kırsal n.
  • Variations in the European landscape and countryside are examples of this.
  • Avrupa peyzajındaki ve kırsalındaki değişiklikler bunun örnekleridir.
  • The British countryside is at the moment in total crisis.
  • İngiltere kırsalı şu anda tam bir kriz içinde.
  • The action plan covers all of our countryside, including the Natura 2000 areas.
  • Eylem planı, Natura 2000 alanları da dahil olmak üzere tüm kırsal alanlarımızı kapsamaktadır.
Show More (31)
countryside kırsal kesim n.
  • We must learn the lessons from this terrible blight to our countryside, farmers and the rural population.
  • Kırsal kesime, çiftçilerimize ve kırsal nüfusumuza yönelik bu korkunç beladan dersler çıkarmalıyız.
  • I was one of 400 000 countryside marchers in London on Sunday who would not agree.
  • Pazar günü Londra'da aynı fikirde olmayan 400.000 kırsal kesim yürüyüşçüsünden biriydim.
Show More (-1)
countryside taşra n.
  • We used to live in the countryside when I was a little boy.
  • Ben küçük bir çocukken taşrada yaşardık.
Show More (-2)
countryside kırsal bölgeler n.
  • We were the laughingstock of the whole countryside.
  • Biz bütün kırsal bölge için alay konusuyduk.
Show More (-2)