crisscross - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
crisscross gitgel yapmak v.
  • They had to crisscross the city several times.
  • Şehrin içinde birkaç kez gitgel yapmaları gerekiyordu.
Show More (-2)
crisscross çaprazlama kesişmek v.
  • The roads crisscrossed the countryside, connecting small towns.
  • Küçük kasabaları birbirine bağlayan yollar, kırlar boyunca kesişiyordu.
Show More (-2)
crisscross çapraz dokuma n.
  • The fabric featured an intricate crisscross design.
  • Kumaşta karmaşık bir çapraz dokuma görünümü vardı.
Show More (-2)