demanding - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
demanding talepkar adj.
  • He has a very demanding boss.
  • Çok talepkar bir patronu var.
  • Yes, we have now become more demanding.
  • Evet, artık daha talepkâr hale geldik.
  • We must be demanding and set democratic conditions that must be fulfilled.
  • Talepkar olmalı ve yerine getirilmesi gereken demokratik koşullar belirlemeliyiz.
Show More (32)
demanding talep etme n.
  • There is no reason whatsoever for demanding changes or a review of the UN conventions on drugs.
  • Uyuşturucuyla ilgili BM sözleşmelerinin gözden geçirilmesi ya da değiştirilmesini talep etmek için hiçbir neden yoktur.
  • First of all, we must scrupulously follow the United Nations' procedures in demanding the disarmament of Iraq.
  • Öncelikle, Irak'ın silahsızlandırılmasını talep ederken Birleşmiş Milletler prosedürlerini titizlikle takip etmeliyiz.
  • Then consumers are demanding multi-brand dealerships.
  • O halde tüketiciler çok markalı bayilikler talep etmektedir.
Show More (15)
demanding zorlu adj.
  • This could allow drivers to avoid the most demanding rules.
  • Bu, sürücülerin en zorlu kurallardan kaçınmasına olanak sağlayabilir.
  • This is an extremely demanding situation.
  • Bu son derece zorlu bir durumdur.
  • I would like to wish you good luck, because we know full well how demanding your political task is.
  • Size iyi şanslar dilemek istiyorum, çünkü siyasi görevinizin ne kadar zorlu olduğunu çok iyi biliyoruz.
Show More (10)
demanding zahmetli adj.
  • This job is very demanding.
  • Bu iş çok zahmetli.
  • It's very demanding work.
  • Çok zahmetli bir iş bu.
Show More (-1)
demanding emek isteyen adj.
  • My new job is physically demanding.
  • Yeni işim fiziksel açıdan emek isteyen bir iş.
Show More (-2)