|
- The success of this will depend on making certain changes which would have been required even without enlargement.
- Bunun başarısı, genişleme olmadan da gerekli olabilecek bazı değişikliklerin yapılmasına bağlı olacaktır.
- Achieving the aims that we identified at Nice and Gothenburg will depend on two very important factors.
- Nice ve Göteborg'da belirlediğimiz hedeflere ulaşılması iki önemli faktöre bağlı olacaktır.
- Its representation in European institutions will continue to depend on the good will of the relevant Member States.
- Avrupa kurumlarındaki temsili, ilgili Üye Devletlerin iyi niyetine bağlı olmaya devam edecektir.
- We must insist, loudly and clearly, that human rights are a universal value and do not depend on circumstances.
- İnsan haklarının evrensel bir değer olduğu ve koşullara bağlı olmadığı konusunda yüksek sesle ve açıkça ısrar etmeliyiz.
- The success of the programme will depend on the availability of resources and expertise.
- Programın başarısı, kaynakların ve uzmanlığın mevcudiyetine bağlı olacaktır.
- The strength of the euro itself will depend on the strength and attractiveness of the financial markets.
- Avronun gücü, mali piyasaların gücüne ve çekiciliğine bağlı olacaktır.
- My reply to the question of when a final decision will be taken is that it depends on when the Member States agree.
- Nihai kararın ne zaman alınacağı sorusuna cevabım, bunun Üye Devletlerin mutabakatına bağlı olduğudur.
- The rate of integration into the European Union will obviously depend on the countries themselves.
- Avrupa Birliği'ne entegrasyonun hızı elbette ki ülkelerin kendilerine bağlı olacaktır.
- Reduced mobility does not necessary depend on some form of medical complaint.
- Azalmış hareketlilik bir tür tıbbi şikayete bağlı olmak zorunda değildir.
- But the supply of blood is also paramount for those whose lives depend on it.
- Ancak kan tedariki, hayatları buna bağlı olanlar için de çok önemli.
- Suffice it to say that our future depends on the competition the internal market can bring.
- Geleceğimizin iç pazarın getireceği rekabete bağlı olduğunu söylemekle yetinelim.
- That will depend on the facts.
- Bu gerçeklere bağlı olacaktır.
- My reply to the question of when a final decision will be taken is that it depends on when the Member States agree.
- Nihai kararın ne zaman alınacağı sorusuna cevabım, bunun Üye Devletlerin ne zaman mutabık kalacağına bağlı olduğudur.
- The difference obviously does not depend on which government is in power.
- Aradaki farkın hangi hükümetin iktidarda olduğuna bağlı olmadığı açıktır.
- Our final vote will of course depend on the direction this vote takes.
- Nihai oyumuz elbette bu oylamanın alacağı yöne bağlı olacaktır.
- I believe that future negotiations will depend on that to a very significant degree.
- Gelecekteki müzakerelerin çok önemli ölçüde buna bağlı olacağına inanıyorum.
- I believe that the credibility of the entire process depends on this.
- Tüm sürecin güvenilirliğinin buna bağlı olduğuna inanıyorum.
- We know that both employment and welfare depend on economic growth.
- Hem istihdamın hem de refahın ekonomik büyümeye bağlı olduğunu biliyoruz.
- Further initiatives at Community level will depend on the outcome of these surveys.
- Topluluk düzeyinde daha ileri girişimler bu araştırmaların sonuçlarına bağlı olacaktır.
- The provisional application of this protocol will depend on the first payment being made before 31 December this year.
- Bu protokolün geçici olarak uygulanması, ilk ödemenin bu yıl 31 Aralık'tan önce yapılmasına bağlı olacaktır.
- I reiterate that our credibility depends on the texts that we pass and the realistic measures resulting from them.
- Güvenilirliğimizin, kabul ettiğimiz metinlere ve bu metinlerden çıkan gerçekçi tedbirlere bağlı olduğunu yineliyorum.
- Indeed, our prosperity will depend on immigration.
- Gerçekten de refahımız göçe bağlı olacaktır.
- This will of course depend on our own credibility when it comes to climate change.
- Bu elbette iklim değişikliği söz konusu olduğunda kendi güvenilirliğimize bağlı olacaktır.
- That will clearly depend on the tasks of the agency.
- Bu açıkça ajansın görevlerine bağlı olacaktır.
- Secondly, we must realise that everything depends on us.
- İkinci olarak, her şeyin bize bağlı olduğunun farkına varmalıyız.
- The success of emissions trading will therefore depend on the price.
- Dolayısıyla emisyon ticaretinin başarısı fiyata bağlı olacaktır.
- The end of the operation will depend on when the basic objective is achieved.
- Operasyonun sona ermesi ise temel hedefe ne zaman ulaşılacağına bağlı olacaktır.
- Augustin's return will depend on how he responds to treatment.
- Augustin'in dönüşü tedaviye nasıl tepki vereceğine bağlı olacak.
- We cannot depend on this report.
- Biz bu rapora bağlı olamayız.
- The future of humanity remains undetermined, as it depends on it.
- İnsanlığın geleceği buna bağlı olduğu için belirsizliğini koruyor.
- I wish Tom would depend on me more.
- Keşke Tom bana daha fazla bağlı olsa.
Show More (28)
|
