depleted - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
depleted tükenmiş adj.
  • Let us be honest, Europe's armed forces have a woefully depleted capability.
  • Dürüst olalım, Avrupa'nın silahlı kuvvetleri ne yazık ki tükenmiş bir kapasiteye sahip.
  • Mr President, I appreciate the Commission’s proposed recovery plan for depleted cod stocks.
  • Sayın Başkan, Komisyonun tükenmiş morina rezervleri için önerdiği kurtarma planını takdirle karşılıyorum.
  • Let us be honest, Europe's armed forces have a woefully depleted capability.
  • Dürüst olalım, Avrupa'nın silahlı kuvvetlerinin kapasitesi ne yazık ki tükenmiş durumda.
Show More (1)