difficult times - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
difficult times zor zamanlar n.
  • I know that we have had to go through some difficult times, but politics is for difficult times.
  • Bazı zor zamanlardan geçtiğimizi biliyorum, ancak siyaset zor zamanlar içindir.
  • The Court has to be fully resourced in order to carry out its tasks in the difficult times that lie ahead.
  • Önümüzdeki zor zamanlarda görevlerini yerine getirebilmesi için Sayıştay'a tam kaynak sağlanmalıdır.
  • The Lisbon process must be kept on the rails even in difficult times.
  • Lizbon süreci zor zamanlarda bile rayında tutulmalıdır.
Show More (17)