disadvantageous - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
disadvantageous aleyhine olan adj.
  • The new tax policy proved to be disadvantageous for small businesses.
  • Yeni vergi politikasının küçük işletmelerin aleyhine olduğu anlaşıldı.
Show More (-2)
disadvantageous zararına adj.
  • We cannot in any circumstances damage environmental policy by supporting actions disadvantageous to the environment.
  • Çevreye zarar veren eylemleri destekleyerek hiçbir koşulda çevre politikasına zarar veremeyiz.
Show More (-2)