1 |
discredited |
gözden düşmüş |
adj. |
|
- There is no need, however, desperately to cling to so completely ill-conceived and discredited a project as KEDO.
- Bununla birlikte, KEDO gibi tamamen kötü tasarlanmış ve gözden düşmüş bir projeye umutsuzca sarılmaya gerek yoktur.
- The fishermen are rapidly losing any respect they ever may have had for this discredited policy.
- Balıkçılar bu gözden düşmüş politikaya duydukları saygıyı hızla yitirmektedir.
- It was because of the discredited policies of his own Conservative Party.
- Bunun nedeni kendi Muhafazakar Partisinin gözden düşmüş politikalarıydı.
- It was because of the discredited policies of his own Conservative Party.
- Bunun nedeni kendi Muhafazakâr Partisinin gözden düşmüş politikalarıydı.
Show More (1)
|
2 |
discredited |
güvenilmez |
adj. |
|
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
- Öğretmen, raporunu güvenilmez bir araştırmaya dayandırdığı için ona zayıf not verdi.
Show More (-2)
|
3 |
discredited |
itibarsız |
adj. |
|
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
- Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
Show More (-2)
|