dismantle - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
dismantle kaldırmak v.
  • Admittedly, this reform is one of increasing flexibility rather than dismantling.
  • Kabul etmek gerekir ki bu reform, esnekliğin ortadan kaldırılmasından ziyade arttırılmasına yönelik bir reformdur.
  • I have already called for the dismantling of tobacco subsidies several times.
  • Tütün sübvansiyonlarının kaldırılması için daha önce birçok kez çağrıda bulunmuştum.
  • Or will we then want to enter into negotiations concerning their dismantling?
  • Ya da bunların ortadan kaldırılmasına ilişkin müzakerelere mi girmek isteyeceğiz?
Show More (7)
dismantle ortadan kaldırmak v.
  • We need to dismantle the barriers here.
  • Buradaki engelleri ortadan kaldırmamız gerekiyor.
  • The reasons are budgetary and the objective is partly to dismantle or reduce the few common policies.
  • Gerekçeler bütçe ile ilgilidir ve amaç kısmen az sayıdaki ortak politikayı ortadan kaldırmak ya da azaltmaktır.
  • The reasons are budgetary and the objective is partly to dismantle or reduce the few common policies.
  • Bunun nedeni bütçeseldir ve amaç kısmen az sayıdaki ortak politikayı ortadan kaldırmak ya da azaltmaktır.
Show More (1)
dismantle sökmek v.
  • Unfortunately, we couldn't trade them to you without dismantling our whole ship.
  • Ne yazık ki, bütün gemiyi sökmeden onlarla değiş tokuş yapamayız.
  • Unfortunately, we couldn't trade them to you without dismantling our whole ship.
  • Ne yazık ki, tüm gemimizi sökmeden bunları sizinle değiş tokuş edemedik.
  • He completely dismantled his own computer.
  • Bilgisayarının tüm parçalarını söktü.
Show More (1)
dismantle dağıtmak v.
  • One of the key elements of dismantling networks that exploit migrants lies in obtaining information.
  • Göçmenleri istismar eden ağları dağıtmanın kilit unsurlarından biri de bilgi edinmektir.
  • Israel must therefore draw back within the borders established in 1967 and dismantle its illegal settlements.
  • İsrail bu nedenle 1967'de belirlenen sınırlara geri çekilmeli ve yasadışı yerleşimlerini dağıtmalıdır.
  • The German national team dismantled Portugal.
  • Alman milli takımı Portekiz'i dağıttı.
Show More (0)
dismantle imha etmek v.
  • We did so on a commitment by Saddam Hussein that the weapons of mass destruction would be dismantled.
  • Bunu Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarının imha edileceği taahhüdü üzerine yaptık.
Show More (-2)
dismantle parçalamak v.
  • Unfortunately, we couldn't trade them to you without dismantling our whole ship.
  • Ne yazık ki, tüm gemimizi parçalamadan onları sizinle takas edemeyiz.
Show More (-2)