Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
disown
evlatlıktan reddetmek
v.
Her parents
disowned
her and kicked her out of the house.
Ailesi onu
evlatlıktan reddetti
ve evden kovdu.
Tom's father has
disowned
him.
Tom'un babası onu
evlatlıktan reddetti.
Her parents
disowned
her and kicked her out of the house.
Ebeveynleri onu
evlatlıktan reddetti
ve onu evden kovdu.
Tom's father
disowned
him.
Tom'un babası onu
evlatlıktan reddetti.
Show More (1)
2
disown
reddetmek
v.
If we, by means of the Corbett Report, have included it, we cannot be the first to
disown
it.
Eğer Corbett Raporu aracılığıyla bunu dahil ettiysek, bunu ilk
reddeden
biz olamayız.
Tom's father has
disowned
him.
Tom'un babası onu
reddetmiş.
Show More (-1)