|
- Tom did not hesitate to come to Mary's rescue, even at the risk of his own life.
- Tom Mary'yi kurtarmaya gelmek için tereddüt etmedi, hatta kendi hayatını tehlikeye atarak.
- He did not hesitate in taking his share of the money.
- O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi.
- He did not hesitate in taking his share of the money.
- Paradan kendi payını almakta tereddüt etmedi.
- Tom did not hesitate to come to Mary's rescue, even at the risk of his own life.
- Tom, kendi hayatını riske atsa bile Mary'yi kurtarmaya gelmekte tereddüt etmedi.
- Tom did not hesitate to risk his life in order to come to Mary's rescue.
- Tom, Mary'yi kurtarmak için hayatını riske atmakta tereddüt etmedi.
- Tom and Mary did not hesitate for long.
- Tom ve Mary çok tereddüt etmediler.
- Tom and Mary did not hesitate for long.
- Tom ve Mary uzun süre tereddüt etmediler.
Show More (4)
|
