Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
dwell in
oturmak
v.
And all Israel
dwelt in
their cities.
Ve bütün İsrailliler kendi şehirlerinde
oturur
oldu.
May God enlarge Japheth, and may he
dwell in
the tents of Shem, and Canaan be his servant.
Tanrı Yafet'i büyütsün, Şem'in çadırlarında
otursun
ve Kenan onun hizmetkârı olsun.
Show More (-1)
2
dwell in
ikamet etmek
v.
He
dwells in
the country.
O, kırsalda
ikamet ediyor.
Show More (-2)