|
- This excludes extraordinary earthquake related fiscal expenditures, amounting to about 1%% of GDP.
- GSYH’nin yaklaşık %1%’si tutarında olan, depremle ilgili olağanüstü bütçe harcamaları buna dahil değildir.
- 7% in February 2000, reflecting price effects of the earthquake tax package and higher administrated prices.
- Şubat 2000'de %7, deprem vergisi paketinin fiyat etkilerini ve daha yüksek yönetilen fiyatları yansıtıyor.
- We must not forget that, since then, it has suffered an earthquake, drought and famine.
- O zamandan bu yana deprem, kuraklık ve kıtlık yaşandığını da unutmamalıyız.
- As the House knows, a strong earthquake struck southern Peru on 23 June 2001.
- Meclisin de bildiği gibi 23 Haziran 2001 tarihinde Peru'nun güneyinde şiddetli bir deprem meydana gelmiştir.
- Some towns, villages, districts, settlements and roads have been destroyed by the earthquake.
- Bazı kasabalar, köyler, ilçeler, yerleşim yerleri ve yollar deprem nedeniyle yıkılmıştır.
- The earthquake has also caused severe destruction in northern Chile and in Bolivia.
- Deprem Şili'nin kuzeyinde ve Bolivya'da da ciddi yıkıma neden oldu.
- So let this too be an incentive to improve our earthquake defences.
- Dolayısıyla bu da, deprem savunmamızı geliştirmek için bir teşvik unsuru olsun.
- A personal example of this is the earthquake which took place in Italy a few years ago.
- Bunun kişisel bir örneği, birkaç yıl önce İtalya'da meydana gelen depremdir.
- The Ocalan case and the August earthquake have been the two major events in Turkey.
- Öcalan davası ve Ağustos depremi, Türkiye'deki iki büyük hadise olmuştur.
- So let this too be an incentive to improve our earthquake defences.
- Bu da deprem savunmamızı geliştirmek için bir teşvik olsun.
- The consequences of this earthquake have been described by the previous speakers.
- Bu depremin sonuçları önceki konuşmacılar tarafından açıklanmıştır.
- On 17 August 1999, a massive earthquake struck Turkey's industrial core region and caused considerable damage.
- 17 Ağustos 1999'da, büyük bir deprem Türkiye'nin endüstriyel merkez bölgesini vurdu ve büyük hasara neden oldu.
- This site shows all the earthquake activity on the planet.
- Bu site dünya üzerindeki tüm deprem aktivitelerini gösteriyor.
- This site shows all the earthquake activity on the planet.
- Bu site dünya üzerindeki tüm deprem faaliyetlerini göstermektedir.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dünkü deprem nedeniyle Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
- Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
- Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayı kaçırdı.
- There was an earthquake and our hotel collapsed.
- Deprem oldu ve otelimiz yıkıldı.
- According to the paper, there was an earthquake last night.
- Gazeteye göre, dün gece bir deprem olmuş.
- Did you feel the earthquake last night?
- Dün gece depremi hissettin mi?
- According to the paper, there was an earthquake in Peru.
- Gazetede, Peru'da deprem olduğu yazıyor.
- We may have a very severe earthquake any moment now.
- Her an çok şiddetli bir deprem olabilir.
- A great earthquake occurred in Rome during the reign of Tiberius.
- Tiberius döneminde Roma'da büyük bir deprem meydana geldi.
- This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
- Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
- I heard that the earthquake was a bad one.
- Depremin kötü olduğunu duydum.
- Nothing is as terrible as an earthquake.
- Hiçbir şey bir deprem kadar korkunç değildir.
- Our train stopped for five hours owing to the earthquake.
- Bizim tren deprem nedeniyle beş saat süreyle durdu.
- It is said that there will be a big earthquake in the near future.
- Yakın gelecekte büyük bir deprem olacağı söyleniyor.
- The city perished in the earthquake.
- Kent, depremde perişan oldu.
- A great earthquake hit Mexico this fall.
- Bu sonbaharda Meksika'yı büyük bir deprem vurdu.
- They say we'll have an earthquake one of these days.
- Bugünlerde bir deprem olacağını söylüyorlar.
- In case of an earthquake, turn off the gas.
- Deprem olursa gazı kapatın.
- No matter where you look you can see damage caused by the earthquake.
- Nereye bakarsanız bakın depremin yol açtığı hasarı görebilirsiniz.
- Our train stopped for five hours owing to the earthquake.
- Deprem nedeniyle trenimiz beş saat boyunca durdu.
- The earthquake shook the house.
- Deprem evi sarstı.
- The earthquake shook the house.
- Deprem evi salladı.
- The earthquake caused a tsunami of immense size.
- Deprem muazzam büyüklükte bir tsunamiye neden oldu.
- The earthquake destroyed everything.
- Deprem her şeyi yok etti.
- According to the paper, there was an earthquake in Peru.
- Gazeteye göre Peru'da bir deprem oldu.
- The earthquake caused the house to rattle.
- Deprem evin sallanmasına neden oldu.
- In the Hanshin earthquake, the ground shook for a long time.
- Hanshin depreminde yer uzun süre sallandı.
- The building suffered much from the earthquake.
- Bina depremden çok zarar gördü.
- Many people were left homeless as a result of the earthquake.
- Birçok kişi depremin sonucu olarak evsiz bırakıldı.
- Everywhere you look you can see damage caused by the earthquake.
- Baktığınız her yerde depremin sebep olduğu hasarı görebilirsiniz.
- Our house is the only one in this area that survived the earthquake.
- Bu bölgede sadece bizim ev depremde ayakta kalabildi.
- Tom was taking a dump when the earthquake hit.
- Tom deprem sırasında kakasını yapıyordu.
- Only two people survived the earthquake.
- Depremden sadece iki kişi kurtuldu.
- That was not an earthquake.
- Bu bir deprem değildi.
- Only part of the building has been destroyed by the earthquake.
- Binanın sadece bir kısmı deprem tarafından tahrip olmuştur.
- A devastating earthquake hit the state capital.
- Eyalet başkentini yıkıcı bir deprem vurdu.
- Let us students contribute to the welfare of the victims of the earthquake; even loose change will go a long way.
- Biz öğrenciler deprem mağdurlarının refahına katkıda bulunalım; bozuk paralar bile uzun bir yol kat edecektir.
- My parents and little brother, who lived in the suburbs of Tokyo, died in the big earthquake.
- Tokyo'nun banliyölerinde yaşayan annem, babam ve küçük kardeşim büyük depremde öldüler.
- There are many houses destroyed by the earthquake.
- Deprem tarafından yıkılan çok sayıda ev var.
- This is the world's most costly earthquake.
- Bu dünyanın en maliyetli depremi.
- A fire broke out after the earthquake.
- Depremden sonra yangın çıktı.
- The city was alarmed by the earthquake.
- Depremden dolayı şehir paniğe kapıldı.
- The earthquake in Haiti was a disaster.
- Haiti'deki deprem bir felaketti.
- The earthquake caused the fire.
- Deprem, yangına neden oldu.
- A 17-storey residential building, called the Golden Dragon, was destroyed by the earthquake.
- Altın Ejderha adlı 17 katlı bir konut binası depremde yıkıldı.
- I hear there was an earthquake in Shizuoka.
- Shizuoka'da bir deprem olduğunu duydum.
- After the earthquake, there was a fire.
- Depremden sonra yangın çıktı.
- Was it an earthquake?
- Deprem mi oldu?
- If a major earthquake occurs, a siren will sound.
- Eğer büyük bir deprem olursa, siren çalacaktır.
- They had their houses destroyed by a strong earthquake.
- Evleri şiddetli bir depremde yıkıldı.
- According to the paper, there was an earthquake in Peru.
- Gazeteye göre Peru'da bir deprem olmuş.
- After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.
- Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar.
- An earthquake of magnitude 5 shook Tokyo.
- 5 büyüklüğünde bir deprem Tokyo'yu salladı.
- She was scared by the big earthquake.
- Büyük depremden çok korktu.
- The earthquake in Hokkaido caused extensive damage.
- Hokkaido'daki deprem büyük hasara yol açtı.
- This is the world's most costly earthquake.
- Bu, dünyanın en çok maddi hasara yol açan depremidir.
- Did you feel the earthquake last night?
- Dün geceki depremi hissettin mi?
- Did you hear about the big earthquake in Japan?
- Japonya'daki büyük depremi duydunuz mu?
- The train service was suspended by the earthquake.
- Tren servisi deprem yüzünden ertelendi.
- Several flights were delayed due to an earthquake.
- Deprem nedeniyle birkaç uçuş ertelendi.
- A colossal earthquake ripped through the city.
- Devasa bir deprem şehri yerle bir etti.
- If there's a big earthquake, the house could really collapse!
- Büyük bir deprem olursa ev gerçekten çökebilir!
- How many people died in the earthquake?
- Depremde kaç kişi öldü?
- A great earthquake hit Mexico this fall.
- Bu sonbahar büyük bir deprem Meksika'yı vurdu.
- The earthquake leveled the town.
- Deprem kenti yerle bir etti.
- Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.
- Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey sallanmaya başladı.
- If there's an earthquake, the stores will be looted.
- Eğer bir deprem olursa, dükkanlar yağmalanır.
- The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
- Many lost their homes during the earthquake.
- Deprem sırasında birçok kişi evini kaybetti.
- Many became homeless because of the earthquake.
- Deprem yüzünden birçok kişi evsiz kaldı.
- The train service was suspended by the earthquake.
- Deprem nedeniyle tren seferleri durduruldu.
- A great many houses were damaged in the earthquake.
- Çok sayıda ev depremde zarar gördü.
- He was killed in the earthquake.
- Depremde öldü.
- Sami's hometown was devastated by an earthquake.
- Sami'nin memleketi bir depremle harap oldu.
- The fear we felt at the earthquake was beyond description.
- Depremde yaşadığımız korku tarif edilemezdi.
- A massive earthquake of magnitude 8.8 hit the Japanese islands today.
- 8.8 büyüklüğündeki büyük deprem bugün Japon adalarını vurdu.
- Taiwan was hit by a powerful earthquake.
- Tayvan şiddetli bir depremle sarsıldı.
- The whole village was laid flat by the earthquake.
- Bütün köy deprem tarafından yerle bir edildi.
- A big fire broke out after the earthquake.
- Depremden sonra büyük bir yangın çıktı.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
- Deprem nedeniyle birkaç uçuş rötar yaptı.
- The earthquake smashed everything.
- Deprem her şeyi mahvetti.
- The townsfolk were frightened by the earthquake.
- Kasaba halkı deprem tarafından korkutuldu.
- In the near future, we may have a big earthquake in Japan.
- Yakın bir gelecekte, Japonya'da büyük bir deprem olabilir.
- Just as he was going out, there was a great earthquake.
- Tam dışarı çıkarken büyük bir deprem oldu.
- A devastating earthquake hit the state capital.
- Yıkıcı bir deprem eyalet başkenti vurdu.
- Sami started to recite Surah Zalzalah during the earthquake.
- Sami deprem sırasında Zelzele Suresi'ni okumaya başladı.
Show More (96)
|
