Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
corporate bonding
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
enabling
sağlama
n.
This means
enabling
them to carry out their tasks under Schengen properly.
Bu da Schengen kapsamındaki görevlerini düzgün bir şekilde yerine getirebilmelerini
sağlamak
anlamına gelmektedir.
It claimed the war was about
enabling
the UN to disarm Iraq.
Savaşın BM'nin Irak'ı silahsızlandırmasını
sağlamakla
ilgili olduğunu iddia etti.
This basically involved
enabling
ships to float longer in the event of a shipwreck.
Bu temelde, bir gemi kazası durumunda gemilerin daha uzun süre yüzmesini
sağlamayı
içeriyordu.
Show More (0)
2
enabling
etkinleştirme
n.
As for myself, I remain somewhat sceptical about that
enabling
clause.
Kendi adıma, bu
etkinleştirme
maddesi konusunda biraz şüpheci olmaya devam ediyorum.
I endorse our rapporteur's point about the
enabling
clause.
Raportörümüzün
etkinleştirme
maddesine ilişkin görüşünü destekliyorum.
Show More (-1)