engage in - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
engage in uğraşmak v.
  • Meanwhile we are engaged in a legislative process.
  • Bu arada biz de bir yasama süreciyle uğraşıyoruz.
  • We are engaged in much more important things than that.
  • Biz bundan çok daha önemli işlerle uğraşıyoruz.
  • Don't waste time by being engaged in details during your busy business tempo.
  • Yoğun iş temponuzda detaylarla uğraşarak zaman kaybetmeyin.
Show More (28)
engage in ile uğraşmak v.
  • This would really be more helpful than engaging in external foreign politics.
  • Bu gerçekten de dış politika ile uğraşmaktan daha faydalı olacaktır.
  • He is engaged in developing new materials.
  • Yeni malzemelerin geliştirilmesi ile uğraşmaktadır.
  • He is engaged in selling cars.
  • O, araba satışı ile uğraşıyor.
Show More (1)
engage in ile iştigal etmek v.
  • Tom is engaged in medical research.
  • Tom tıbbi araştırma ile iştigal etmektedir.
Show More (-2)
engage in ile ilgilenmek v.
  • My brother is engaged in cancer research.
  • Erkek kardeşim, kanser araştırması ile ilgileniyor.
Show More (-2)