Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
entitled to
yetkili
adj.
Tom is
entitled to
do that.
Tom onu yapmaya
yetkili.
You are not
entitled to
attend the meeting.
Toplantıya katılmak için
yetkili
değilsiniz.
You're
entitled to
the truth.
Sen gerçeğe
yetkilisin.
Show More (0)
2
entitled to
hak kazanmak
v.
He is
entitled to
receive the reward.
Ödül almaya
hak kazandı.
He is
entitled to
receive the reward.
Ödülü almaya
hak kazandı.
Show More (-1)