Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
equivalence
eşdeğerlik
n.
The
equivalence
is with the Council and nobody has ever thought differently.
Eşdeğerlik
Konsey'dedir ve hiç kimse farklı düşünmemiştir.
The
equivalence
is with the Council and nobody has ever thought differently.
Eşdeğerlik
Konsey'e aittir ve hiç kimse farklı bir şey düşünmemiştir.
Show More (-1)
2
equivalence
denklik
n.
President Prodi, indeed, spoke of parity and
equivalence,
which adds up to an additional safeguard.
Başkan Prodi gerçekten de eşitlik ve
denklikten
bahsetti ki bu da, ek bir güvence anlamına gelmektedir.
Show More (-2)