|
- Mary was troubled by Tom's erratic behavior.
- Mary, Tom'un dengesiz davranışlarından rahatsız olmuştu.
- Sami was confused by Layla's erratic behavior.
- Layla'nın dengesiz davranışları Sami'nin kafasını karıştırdı.
- Fadil's behavior was becoming more controlling and erratic.
- Fadıl'ın davranışları daha da kontrolcü ve dengesiz olmaya başlamıştı.
- Dan began an erratic sexual relationship with his youngest aunt, Linda.
- Dan, en küçük teyzesi Linda ile dengesiz bir seks ilişkisi yaşamaya başladı.
- Fadil became so erratic that his wife decided to leave him.
- Fadıl o kadar dengesizleşti ki karısı onu bırakmaya karar verdi.
- Share prices have been erratic this last month.
- Hisse senedi fiyatları bu son ay dengesizdi.
- Fadil became so erratic that his wife decided to leave him.
- Fadıl o kadar dengesiz hale geldi ki karısı onu terk etmeye karar verdi.
Show More (4)
|